1

472 37 3
                                    

Havalar yavaş yavaş ısınmaya başlamışken aptal bir toplantı salonuna girmek istemiyordu. Mecbur olmasaydı bunu asla yapmazdı. Terasta fazla oyalandığını fark ederek içeri girdi. Toplantı salonuna girdiğinde menajerinin orada olduğunu görünce gülümsedi. "Selam."

"Hoş geldin. Konuşmak için biraz beklememiz gerekecek. Sana gönderdiğim senaryoya baktın mı?" başını sallayıp koltuklardan birine oturdu. "Bir şey içer misin?"

"Hayır, teşekkürler." Birkaç dakika klasik konuşmalarla geçti. Kapı açılınca o yöne baktı. Kaşlarının havalanmasına engel olamadı.

"Hoş geldin Louis, nasılsın?"

"İyiyim, sen?" deyip onun uzattığı elini sıktı.

"Bende iyiyim. Otursana. Ne ikram edeyim sana?"

"Su alabilir miyim?" deyip koltuğa oturdu. Karşısında dikkatle kendisini izleyen genç adama gülümsedi. Menajerinin dolaptan çıkardığı suyu teşekkür ederek aldı.

"Harry ile daha önce tanışmış mıydınız?"

"Hayır tanışmamıştık. Memnun oldum." Harry gülümseyerek "Bende." dedi. Neden aynı anda burada olduklarını anlamaya çalışıyordu.

"Hemen konuya giriyorum, fazla zamanınızı almak istemiyorum. İkinize de aynı projenin senaryosunu gönderdim. Ne düşünüyorsunuz?"

"Aynı rol için mi?" ayrıca Louis'nin oyunculuk yaptığını bilmiyordu.

"Hayır, hayır. Farklı roller için. Eğer ikinizde beğendiyseniz iki oyuncum için görüşmeleri ayarlayacağım ve ayrı ayrı toplanıp zaman kaybetmek yerine aynı anda burada olmanız daha mantıklı olur diye düşündüm. Hem siz de tanışmış oldunuz."

"Önce ben konuşabilir miyim?" diye sordu Louis. Harry ona onay vererek arkasına yaslandı. "Açık konuşmak gerekirse senaryo işlerinden pek anlamam. Konu olarak baktığımda güzel geldi ve denemeye değer gördüm. Sende bu projeyi bana önerdiğine göre kötü değildir diye düşündüm."

"Bu işe adım attığın ilk projenin bu olması senin iyi bir oyuncu olduğunu gösterecek."

"İyi bir oyuncu olduğumu bilmiyorsun." derken bu konuda pek de özgüvenli görünmüyordu. Gözlerini Harry'ye çevirdi. "Harry dememde bir sıkıntı var mı?"

"Daha rahat hissederim."

"Sen ne düşünüyorsun Harry? Sence ilk oyunculuk deneyimim için nasıl bir iş olur bu?" Konuşmadan önce derin bir nefes aldı.

"Açıkçası oyunculuğunu görmeden bir şey demek epey zor. Herkes her rolü başabilir diye bir şey yok. Ortada bir aşk var. Karşında adı dışında hiçbir şey bilmediğin bir oyuncu olabilir, ona aşkla bakabilir misin? Ya da onunla eğleniyormuş, yanında mutluymuş gibi yapabilir misin?"

"Benim için pek zor olmasa gerek." Harry onun ne demek istediğini anlayamadı. "Yani yapabilirim. Daha önce yapmışlığım var."

"O halde neden karamsar davranıyorsun ki? Sette oyuncu koçları da oluyor, onlardan da yardım alabilirsin."

"Yani ikinizde onaylıyor musunuz?"

"Aslında Harry'nin proje hakkında fikrini almadın." diyerek suyundan bir yudum içti. Harry yeni tanıştığı birinden böyle destek görmeye alışık olmadığı için bir anlığına duraksadı.

"Ben… evet, beğendim."

"Güzel. Ben en kısa zamanda bir görüşme ayarlayacağım." Harry hala Louis'ye dikkatle bakıyordu ve bunun farkında bile değildi. Sonuçta o bazı şarkılarını ezbere bildiği biriydi ve şimdi karşısında oturuyordu. Louis onun kendisine baktığını fark edip gözlerini ona çevirdi. Harry o an yaptığı şeyi fark edip hemen gözlerini kaçırdı. "Şimdilik bu kadar." diyerek ayağa kalktı adam.

İkisi de onunla birlikte kalktı. "Albüm işini de daha sonra, daha geniş bir zamanda konuşuruz Louis."

"Olur. Zaten henüz tam anlamıyla hazır olduğumu söyleyemeyeceğim."

"Harry senin reklam çekimlerinin de biraz beklemesi gerekiyormuş. Ondan önce farklı bir reklam çıkarmaları gerektiği için seninki biraz bekleyecek ama bir sıkıntı yok." başını salladı.

"Görüşürüz sonra." deyip kısaca vedalaştı menajeriyle. Louis'de vedalaşıp onunla birlikte odadan çıktı. Asansöre birlikte bindiklerinde "Eğer aracınla gelmediysen gideceğin yere kadar bırakabilirim." diye teklifte bulundu.

"Teşekkür ederim ama arabamla geldim." keşke arabayla gelmeseydim, diye geçirdi içinden. Sonuçta o Louis Tomlinson'du. Albümleri milyonlar hatta milyarlar satan ünlü bir şarkıcı. Anladığı kadarıyla ortak bir projede olsalarda birlikte çok az sahneleri vardı. Asansörün kapıları açıldığında dışarı çıktılar.

"Yakın bir zamanda tekrar görüşecekmişiz gibi görünüyor."

"Sanırım öyle olacak."

"O zaman kendine iyi bak." deyip elini uzattı Louis.

"Sende. Görüşmek üzere." diyerek onun elini sıkıp gülümsedi. Arabasına geçtiğindeyse ilk işi derin bir nefes almak oldu. Kendini biraz rezil olmuş gibi hissediyordu.

Fake Relationship | LarryWhere stories live. Discover now