Jenerik akarken başını sağa çevirip gözünün kenarını sildi. Harry derin bir nefes alarak sevgilisine baktı. Onun ıslanmış olan gözlerini görünce kaşlarının ortası buruştu. "Seninle gurur duyuyorum." diyerek alnını öptü Louis. "O kadar güzel üstesinden gelmişsin ki bu işin, gerçekten gurur duydum seninle."
"Teşekkür ederim." Harry hala tedirgince bakıyordu ona.
"Gerçekten duygusal bir finali vardı." dedi Louis onun böyle bakmasının nedenini anlayarak. Harry başını salladı. "Ama orada Tom'un gençliğinin olduğu bölümde bir de genç Patrick'i görmek isterdim."
"Evet, bende izlerken aynı şeyi düşünmüştüm. Farklı bir hava katabilirdi genç Patrick'in de gösterilmesi. Sonuçta birbirini o dönemde kaybetmiş iki insanın hikayesi söz konusu." Louis baş parmağıyla onun yanağını okşadı.
"Sana bayılıyorum. Her sahneyi resmen hissederek oynamışsın." Harry utangaç bir gülümseme gönderdi. "Tabii bir ara kıskançlıktan gebermemek için zor tuttum kendimi." deyince Harry alt dudağını dişledi.
"Henüz ben bile o kadar yaklaşamadım sana."
"Bu bir iş Louis, kendini niye iş arkadaşımla kıyaslıyorsun ki?"
"Çünkü iş arkadaşın benden daha fazlanı gördü, dokundu." derken Harry'nin belini okşamaya başladı. Harry kaşlarını çatarak onun koluna vurdu hafifçe.
"Sapık mısın sen?"
"Belki?" diyerek gülünce Harry'nin kaşları biraz daha çatıldı.
"Ya Louis!"
"Tamam, tamam. Hadi öpüşüp barışalım."
"Ne zaman küsmüştük?"
"Az önce küstük de senin haberin yok." Harry kıkırdarken Louis çoktan onun dudaklarına yönelmişti. Onun alt dudağını kendi dudakları arasına aldı. Harry onun yanaklarını parmak uçlarıyla severken alt dudağı sevgilisi tarafından ilgiyle çekiştiriliyordu.
Louis onun alt dudağını emerken elini sırtında ve belinde gezdiriyordu. Harry ise Louis'nin dokunuşları altında büyük bir heyecanla onun öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordu. Nefes almak için uzaklaştıklarında Louis Harry'nin boynuna doğru sokuldu. Küçük öpücüklerini boynuna sıralarken Harry'nin kalbinin heyecandan patlamak üzere olduğunun farkında bile değildi.
Harry parmaklarını onun saç tellerinin arasına geçirerek alt dudağını dişledi. İstemsizce Louis'nin başını olduğu bölgeye bastırdı. "Lou!" bu Louis'nin kontrolünü kaybettirecek bir hitaptı. Küçük bir sızlanma, biraz ihtiyaç ve çokça şehvet içeren bir hitap. Parmakları istemsizce belinden aşağı inip kalçasını buldu. Kalçasını sıktığında bir inleme kazandı ondan.
Tam o sırada telefon çalmaya başlayınca resmen transtan çıkmış gibi "Siktir!" diye mırıldandı. Harry ile yüzleri karşı karşıya geldiğinde onun kızarmış yanaklarında gezindi gözleri. "Telefonun çalıyor."
"Böyle telefonu sikeyim. Tam bu anı mı buldu gerçekten?" sesi kesilen telefon tekrar çalmaya başlayınca sinirle soluyarak eline aldı. "Alo?"
"Attığın hikayenin farkındasın değil mi?" kaşlarını çattı.
"Evet, ne olmuş?"
"Harry'nin filmi ve insanlar bunu fark etti. Twitter'da gündeme bile girdiniz. N'apmaya çalışıyorsun?" Yataktan kalkarak odadan çıktı.
"Bir şey yapmaya çalışmıyorum. Film izliyordum, hayranlarımla paylaşmak istedim." Hala Harry ile ilişkileri olduğunu menajerleri bilmiyordu.
"Belki de bunu öncelikle ekibinle konuşsan daha iyi olurdu Louis. İnsanların artık Harry ve Louis ilişkisini konuşmasına gerek yok. Yeni işleriniz konuşulmalı." gözlerini devirerek karşılık verdi.
