2. KATLİAM

80 5 78
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazı anlar gelir, içinizde sebepsiz yere aniden kötü bir his doğar. Bu his göl yatağından kaldırılan su gibidir; ardında toz ve iz bırakır. Şu an içinde bulunduğum an, içime kötü hisin çimlendiği bir tohum bırakmıştı. Ansızın göğüs kafesimin içinde teklemeye başlayan kalbim, sanki olacaklar hakkında önceden bir sinyal veriyordu.

"Neler oluyor?"

Yanımdaki yaşlı adam endişeyle yerden kalktı ve sesin kaynağına doğru yöneldi. Herkes ne olduğunu anlamak istercesine bir ayakta duran genç adama bir de trenden dışarı bakıyordu. Bazıları telefonlarını kontrol etmeye başlamışlardı.

Çocuk yaşlı adama bakıp güldü, gülmesiyle birlikte yanağında belirgin bir gamzesi oluşmuştu. "Ne demek olduğunu şimdi öğreneceksin."

"Of, ne zamandır bu anı bekliyordum. Oturmaktan bacaklarım uyuşmuştu."

Gri bereli bir çocuk ayağa kalkıp kısa bir esneme hareketi yaptıktan sonra hemen onun ardından yapılı bir çocuk daha ayağa kalktı. "Şerefsiz fazla ani fren yaptı. Ya da dur, treni mi çarptı göt?"

Bir gürültü duyduğumda içgüdüsel olarak yerimde sıçradım ve aceleyle sesin kaynağına doğru baktım. Vagonun tam solumda kalan tarafındaki şoför kapısı hızla açılmıştı. İçeriden uzun ve dağınık saçlı bir çocuk çıktı, saçlarını tasasızca düzeltti ve omuzlarını silkti. "Elimin ayarı yoktur." Herkese göz gezdirdikten sonra gülümseyerek bana baktı. Sonra kaşlarını çattı ve alnımı işaret ederek "Özür dilerim," dedi. Önümden hızla geçip ayakta duran Arda'ya çarparak diğer çocukların yanına, trenin tam ortasına geçti.

Az önce konuşan gamzeli çocuk arkaya doğru döndü, sonra deri ceketinin cebinden bir şey çıkarıp hızla avucunu kapattı. "Evet," dedi sondaki harfleri uzatarak, sesli bir şekilde. "Bu sıkıcı ve renksiz geceyi renklendirip artık bedel ödemeye ne dersiniz?"

Herkes şaşkınlık ve korkuyla birbirine bakıyordu. Hemen yanımda duran Azra'ya baktım, başı önünde eğik bir şekilde ifadesizce duruyordu. Arda kaşları çatık bir şekilde trenden dışarı bakıyordu, hemen ardından telefonunu çıkarttı.

Diğerleri gülümserken gamzeli çocuk elini sanki avucunun içinde bir şeyi karıştırmak istercesine salladı, sonra elini açıp avucundakileri hızla yere döktü. Yere şelale misali dökülenler üç tane katlı küçük birer kağıttı. Yanlarındaki uzun boylu olan çocuk heyecanla yerdeki kağıtları aldı ve açmaya başladı.

İçimde ininden salınan ve gittikçe kötüleşen o kötü his, artık bütün bedenimi ele geçirmişti. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Yere düşen kitabı umursamadan elimi cebime attım.

Uzun boylu çocuk aniden zafer kazanmış bir edayla "15 numara!" diyerek bağırdı. Hemen ardından bir kağıt daha açtı. "24 numara!"

Çok kötü şeyler olacak.

51 METRE: VEYL-Ü LEZÂ  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin