0.5

1.8K 77 195
                                    

yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen, bu benim için çok önemli çünkü, keyifli okumalar 🌌

erkek yaa grubu

oğulcan: haftasonu halı saha yapalım mı gençler
ömer, ben, tolga, doruk bi de emir

emir: uyar bana

berk: oğulcan
sikimde bile değilsin ama
sırf merakımdan sorucam
niye ben hariç herkes?

oğulcan: kardeşime yavşıyosun
daha geçerli bi sebep olamaz bence seni sevmemem için

berk: ne yaparsanız yapın umrumda değil

tolga: ben de gelemem
aybike beni çalıştıracak da

berk: ne alaka pardon?

tolga: geçen sefer çalışamamıştık
aybike'nin acil işi çıkmıştı da
hafta sonuna erteledik

berk: evet evet/
acil işi çıktı/
acilen öpüşmemiz gerekiyodu/
dudakları dudaklarımdayken seni de unuttu tabi/
beni ilgilendirmez

tolga: ilgilendirmiyosa sorma amk

berk: bana bak
oynayacağımız tiyatro oyunu senin sikko ilkokul ders çalışma programından daha önemli ve gerekli
önemli bir oyun olduğu için de devamlı prova yapmamız gerekiyo
o yüzden kapa çeneni siktirtme belanı

tolga: uf
çok korktum kızıl prens
iyi taktın bu tiyatro olayına sen ha
aybike ne olursa olsun çalışcaz dedi, söz de verdi :)
o yüzden ağlayarak tiyatro oyununuzdaki o efsane aşkını mutsuz sonla değiştirebilirsin vampir
he ama çok istiyosan provanızı benimle çalıştıktan sonra da yaparsınız

berk: yaparız yaparız
sen tiyatro oyununa göz gezdirdin mi tolgacık :)

tolga: yoo ilgilenmiyorum

berk: finaliyle ilgilenirsin bence
seni bekleyen küçük bi sürpriz olacak, bi ara bakarsın
kalp krizi geçirme de

oğulcan: bunların benim kardeşimde gözü mü var bana mı öyle geliyo?

ömer: sana öyle geliyo oğulcan salla gitsin şu iki serseriyi ne takıyosun

.

berk-aybike özel konuşma

berk: sen hala tolga'yla ders mi çalışacaksın?
gerçekten mi ya?

aybike: berk seni beş çocukla ortada bırakmışım gibi mesaj atma bana

berk: aybike
tolga sana yürüyor
bilmem farkında mısın?

aybike: ya sanane bundan
sa na ne
kimsin de benden hesap soruyosun puşt

berk: hesap sormuyorum güzelim
uyarıyorum
tolga sana yürüyor

aybike: cevabım hala aynı
merak ediyosan iki üstteki mesajımı oku

berk: aybike sen beni öptün
farkında mısın
ve bu ilk değildi
o gece de ben seni öptüm ve fazlası da oldu
prova için geldiğinde de sen öptün beni

aybike: provaya ön hazırlık olarak düşün ve kes sesini gerizekalı

berk: bana uyar
istediğin zaman prova ayağına öpebilirsin beni bebeğim

aybike: şerefsiz piç

berk: aybike
bana hakaret etmen çok hoşuma gidiyor

aybike: sen tam bir ruh hastasısın
tolga'yla ders çalıştık bitti
çok keyifliydi

berk: ders çalıştık bitti derken?
bi daha çalışmayacaksınız herhalde, bitti değil mi?

aybike: bugünlük bitti
daha sonra tekrar çalışcaz
kaçta geleyim sana?

berk: hemen şimdi :)

aybike: tamam
beni öpeceksin yine/
prova için evet ama işte/
engel olamıyorum/
fazlasın/

.

kapıyı çaldığında bu sefer hemen açılmasıyla kaşlarını çatmıştı genç kız. geçen seferki gibi uzun uzun bekleyeceğini düşünmüştü. kızılın üstündeki lacivert tişörtte gözlerini gezdirdi. kendine bile itiraf edemese de yine o günkü gibi üstünde bir şey olmamasını beklemişti.

"giyinmeyi öğrenmişsin bugün de, yavaş yavaş insanlık yolunda adımlar atıyorsun."

genç kız hazır cevabını vermeyen kızıla döndüğünde anında sırtı duvarla buluşmuştu. yanında hissettiği geniş kol ve dibindeki yapılı vücutla kendinden geçerken kızıl, dudaklarına doğru fısıldadı.

"senin çıkarmak isteyeceğini düşünerek giyinmişimdir belki, ha bebeğim?"

gözlerini kapatıp kıza yakınlaştığında onun da gözlerini kapatmasıyla uzaklaştı ondan. şerefsiz gülüşüyle ıslık çalarak odasına doğru adımlamıştı.

genç kız boşluğa düştüğünü hissettiğinde de bunu berk'e bir gün ödeteceğinden çok emindi.

peşinden gidip tiyatro metnini eline aldığında tuttuğu toplu kağıtları kızılın göğsüne hafifçe vurdu.

"çalışalım madem."

sadece kendilerinin olduğu sahnelere çalışacaklardı beraberken. zaten ilk birkaç küçük provadan sonra toplu provalar olacaktı ve hala ikisi dışında kimse tiyatro metninde öpüşme olduğunu bilmiyordu.

"seni çok bekledim be kraliçem."

ellerini tutan kızılın ellerine baktığında çocukça bir sevinç kaplamıştı içini. kızılın vezir rolüyle kendisine umutla bakan bakışlarından sonra kızılın boynuna kollarını dolayıp dudaklarını öpmesi gerekiyordu metne göre.

dudaklarında gözlerini gezdirirken bir anda kızılın onu öpmeye başlamasıyla afalladı. tiyatroda yazana göre aybike'nin öpmesi gerekiyordu ama berk buna uymamıştı.

hırsla oynattığı dudaklarıyla kızın dudaklarını çekiştirirken genç kız da aynı sertlikle karşılık vermişti. kızıl çocuk, aldığı karşılıkla kızı kendine çekip derince öperken de aybike'nin dudaklarını ayırmasıyla durmuştu.

"berk..." dedi yeniden dudaklarını birleştirip kısa ama tutkulu bir öpücükle geri çekilen çocuğa. "benim seni öpmem gerekiyordu."

kızıl, soluk soluğa kalmış kızın kıvırcık saçlarını geriye atıp kulağına fısıldadığında da kızılın kokusu burnuna dolan kız heyecandan ölecekti.

"o güne kadar daha çok prova yapacağız. daha çok öpeceksin beni güzelim merak etme."

"sırf yeniden prova yapmak zorunda kalalım diye yanlış yaptın değil mi?"

şahane sesiyle kahkaha atıp genç kızın kolunu sevdiğinde de aybike'nin ela gözleri daha bir anlamlıydı.

"bu öpücük hayatımda yaptığım en doğru yanlıştı, senden sonra tabi."

genç kız kendini serinletip yutkunarak evde çalışma bahanesiyle aldığı kağıtlarla gitmişti kızılın yanından. bu yoğun his fazla geliyordu kalbine.

teni tenime | ayberWhere stories live. Discover now