1.1

1.5K 62 241
                                    

yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌌

"güzel kızım benim, nasıl da yakışmıştı prenses olmak. oyunun gerçeği ne zaman?"

yemekte otururlarken annesinin sürekli tiyatro oyunundan, sözde oyun arkadaşı berk'in zengin olup olmamasından, aralarının nasıl olduğunu sorup durmasından sıkılmıştı genç kız.

"gerçeği yok anne. oyundan çıkacağım ben."

"canım sisterım benim ya. çok güzel düşünmüşsün. karar verdiğin en doğru şey olabilir bu." kardeşinin alnını öpmüştü oğulcan.

"ne demek çıkacağım aybike? bir daha duymayım öyle şeyler."

"istemiyorum anne o oyunda olmak. çıkacağım ve doydum da sayende. afiyet olsun size."

genç kız arkasından söylenenleri duymamaya çalışarak odasına girdiğinde de hemen oğulcan gelmişti yanına. ona göre verdiği bu güzel karar için tekrar teşekkür ettiğinde de çıktı odasından kardeşinin.

erkek yaa grubu

oğulcan: okulda herkese benden cheesecake
ya da çok pahalı olur o herkese benden sakız ama nanelisinden ha
çok mutluyum da bugün

emir: hayırdır oğulcan alışık değiliz seni bu kadar bonkör görmeye

oğulcan: aybike oyundan çıkmaya karar vermiş de emir
kızılcık
söylemedi mi sana?
rahat bırakıyosun kardeşimi sonunda

tolga: vay
nasıl bıktırdıysan kendinden kızı
iki günde uzak durmuş senden

berk: kapayın çenenizi
ben kapamasını bilirim yoksa
ne olup olmadığı sizi hiç ilgilendirmez
öncelikle oğulcan... çok safsın
sana gelince tolgacık
amacın her neyse yakında öğreneceğim ama
o oyunu bir şekilde oynayacağız, ağlama sonra

tolga: diyosun
finalde ağlayanın kim olduğunu görmek için ben de sabırsızlanıyorum oğlum
belki de çok sürpriz bir isim çıkar bilemeyiz

berk tarafından görüldü.

.

kızıl çocuk, aybike'yi birkaç kez aramıştı ama cevap alamamıştı. endişelenmişti de. canı sıkkındı zaten, kafasını dağıtmak için birkaç bir şey içtiğinde sarhoş olmuştu. aybike'yi arama çabaları boşunaydı. genç kız kızılın aradığını görünce telefonunu sessize almıştı, bakmamıştı bile. son aramasına da cevap vermemesiyle bulunduğu bahçeye göz gezdirip seslendi.

"aybike! aybike konuşmamız lazım."

cama sesli sesli vuruşuyla acele acele yerinden kalktı kız. ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? camı açıp kızılın ağzını kapattığında avcunun içini öpmüştü çocuk.

"berk, ne yapıyorsun ya sen burada? mahalleyi ayağa kaldıracaksın farkında mısın bunun? git hadi ya lütfen."

"hayır aybike." kızın elini çekip ses tonunu alçaltmıştı. "gitmiyorum, kalksın mahalle de ayağa. onlara da anlatırsın benden uzak durma sebebini."

kızılın durmayacağını fark ettiğinde cama çekmişti çocuğu. o ise memnuniyetle camdan girip sendelerken duvara geri geri yürümüş kızın üzerine yaslanmıştı.

"sessiz ol diye aldım seni içeri." kızılın yüzüne vuran sıcak nefesi ürpermesine sebep olmuştu. "çekil üstümden. içtin mi sen?"

kızılı ittiğinde de sırıtmıştı çocuk. fena halde sarhoş olmuştu. "içtim evet. senin yüzünden. sen beni hiçe saymasaydın ben bu hale düşmezdim."

teni tenime | ayberWhere stories live. Discover now