0.6

1.6K 89 341
                                    

bu kurguyu biraz ihmal etmişim, yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar 🌌

erkek yaa grubu

oğulcan: tiyatro oyunu olmayacak
duydun mu lan berk iti
o tiyatro oyunu olmayacak
eğer illa olacak diyosan da git başka prenses bul kendine
kardeşimle oynamayacaksın boktan oyununu

ömer: noluyo amk

berk: oyunun finalini okudu herhalde
sister'ıyla öpüşecek olmam zoruna gitmiş :D

ömer: hayda
sen de bilerek yapıyosun dimi lan

berk: üf sıktınız cidden
tutkulu bir aşka öyle bir son yakışırdı
aybike'nin mağara adamı abisini düşünmedim oyunu yazarken düşünmem de
ayrıca aybike kabul etti, ağlayabilirsiniz
sana da söylüyorum tolgaaaa

tolga: andaval herif 😒

oğulcan: benim kardeşimi öpmeyeceksin
konu kapandı

berk: sadece öpmüş olsam yine iyi/
oğulcan
sana kötü bir haberim var hayatım
aybike'yle defalarca öpüşme provası yaptık bile
sisterının dudakları çok güzelmiş :)
teninin her yeri gibi/
dokunuşu, öpüşü yakıyor beni/

oğulcan: DEFALARCA PROVA NE LAN
siktim belanı berk bekle sen

berk: 😽

tolga: hani aybike'ye aşık değildin sen?
aybike varoş falan diye burada sallıyodun ya lan ne değişti?

berk: bir şey değişmedi bebeğim
aybike hala varoş
değil/
ve ben hala o varoşa aşık değilim, asla olmam da
alt tarafı bir oyun bu
anlam yükleme

tolga: tamamdır :)

ömer: bi durun ya
oğulcan sen de bi sakin ol
sen de yangına körükle gitme kızıl vampir
hocayla konuşuruz hallederiz bir şekilde

berk: dıııt yanlış alarm ömercik
ben filiz hocayla konuştum
oyunun her satırını onayladı
bak dikkatini çekerim, her satırını
size de ağlamalar düşer, ben kaçar

oğulcan: bittin sen

berk: aa oğulcan
ağlama ama bak sana güzel haberim de var
oyunumda kütük olacaksın
sevimli minik bir kütükcük 🪴

oğulcan tarafından görüldü.

.

ataman'a her zamankinden farklı girmişti bugün kızıl çocuk. okulda yapacakları ilk prova bugündü. yalnızlarken prova yapmak gayet kolay ve güzeldi ama oğulcanlar varken işleri zorlaşabilirdi.

konferans salonunda beklerlerken herkes kendi halinde elindeki kağıtlarla uğraşıp küçük rollerine hazırlanıyordu. kızıl, tiyatrocu gözlüğünü düzeltirken de aybike'yi aradı gözleri. genç kızı perdenin arkasında tek başına, yüzünü elleri arasına almış mutsuz bir halde otururken görünce canı sıkılmıştı.

onu eğlendirmek isteyen yavaş ama serseri adımlarıyla yanına gidip oturduğunda çenesini tutup sevdi hafifçe, başını nazikçe kaldırıp bakışlarını buluşturdu.

"güzelim? neyin var senin?"

genç kız hafif dolu olan gözlerini silip kızılın ellerini tutmasına izin verdi. dudaklarından küçük bir hıçkırık koptuğunda da berk, kızın yanaklarını sevdi.

"oğulcan'la kavga ettik. tiyatro oyununu okumuş da, ben oynayamazmışım."

gözlerini devirdi berk, oğulcan başta olmak üzere eren ailesinden tamamen nefret ediyordu. aybike'yi ise erenlerden saymıyordu bile.

"ben, seni zor duruma soktuysam özür dilerim. benim yüzümden ailenle aran açılmasın. eğer istiyorsan senaryoyu değiştirebiliriz."

genç kız kıvırcık bir saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdığında da dudaklarını ıslattı kızıl. genç kızın gözlerinin içine bakıp bir cevap bekliyordu.

"saçmalama berk, senaryoyu falan değiştirmeyeceğiz. çok güzel bir sahne o ve biz bunu oynayacağız, oğulcan da saygı duymasını öğrenecek."

kızılın dudağını ısırıp hafif hafif sırıtmaya başlamasıyla gözlerini kocaman açtı kız.

"yani çok güzel bir sahne derken şeyden bahsediyorum, duyguyu geçiren bir sahne yazmışsın anlamında. oyun da genel olarak çok güzel zaten."

göz kırpıp gülümsetebildiği kızın ela gözlerini izlerken de filiz hoca gelip provanın başlayacağını söyleyerek çağırmıştı ikisini.

berk, kendi oyunu olmasına rağmen diğerlerinin oynamasını izlemeye katlanamayarak gözlerini deviriyordu. fazlasıyla sıkılmıştı ve tüm prova boyunca sadece aybike'yle kendi sahneleri olsun istemişti.

aşk nefret ilişkilerini oynadıkları oyunun final sahnesine geldiklerinde ise tolga, yer almadığı oyunu izlemeyi bırakmak istiyordu. oğulcan ise ömer'in yoğun ısrarlarına rağmen bir eliyle gözlerini kapatmayı tercih etmişti.

"seni çok bekledim be kraliçem."

aybike, her duyduğunda midesindeki kelebekleri harekete geçiren cümleyle elini kızılın boynuna yerleştirip yakınlaştığında gözlerini kapattı berk. elleri de kızın ince belinde konumlanmıştı. genç kız, dudaklarını birleştirip uzunca öptükten sonra geri çekildiğinde göğüs kafesi hızla inip kalkıyordu. berk, sertçe çekiştirdiği dolgun dudakları bırakmak istemese de sınıfın izlediğini de hesaba katmalıydı.

etrafı toparlayıp dağılırlarken de aybike, kızılı kolundan tutup durdurdu.

"berk, herkes izliyor ya bizi provada. sen biraz şey öpüyorsun."

"ne öpüyorum?" dedi parmaklarıyla oynayan kızın gözlerine gözlerini sabitlediğinde.

"sert."

kızın utanarak söylediğiyle berk diliyle dudaklarının üzerinden geçerek kızı sertçe belinden kavrayıp kendine çekmişti.

"sert? iyi o zaman, olmadıysa biz bir daha deneyelim istersen. tekrar edelim sahneyi."

kızın dudaklarına yaklaşmaya başladığında da gülümseyen genç kız kendisine seslenilmesiyle kızılı itip uzaklaşmıştı.

"aybike! hadi abicim eve gideceğiz o çocuğun yanında dolaşma daha fazla, hadi!"

ikisinin de modu düşerken de aybike, berk'in kolunu sevdi. onunla kalmak istiyordu. "yarın yaparız zaten bol bol prova, üzülme."

"yaparız yaparız."

çapkın bir gülüşle, giden kızı arkasından izlerken de istediği tek şey bu kızdı. her şeyiyle bu kız. ondan fazlasıyla etkileniyordu ve hislerini durdurabileceğini de sanmıyordu.

teni tenime | ayberWhere stories live. Discover now