1.8

1.3K 60 185
                                    

yıldıza basıp bolca yorum yapalım, keyifli okumalar dilerim ❄

"berk! berk aç gözlerini. berk duyuyor musun beni berk!"

dizinde yatan kızıl gözlerini açmıyordu. aybike ise oldukça endişeliydi sevdiği çocuk için. yardım çığlıklarıyla kızılı sarsarken silah sesinin duyulduğu bölgeye baktığında da tolga'yı görmüştü, onun işiydi bu.

"berk, uyan hadi nolur."

berk'in göğsünün hemen altında kostümündeki koyu lekeye baktı, gittikçe büyüyordu. ambulansı aradıklarında getirilen bir bez parçasını karnına bastırdı. sevdiği kızılın kanını durdurmaya çalışırken ambulans gelmişti.

ela gözlerinden gelen yaşlarla çaresizce ameliyathanenin önünde bekliyordu. ne pembe prenses kostümünün kana bulanmış olması ne de onu teselli etmeye çalışan ailesi ve süsen umurunda olabilirdi şuan. tek düşündüğü berk'ti, berk'i görmek istiyordu. yine ona gıcıklık yapsın, sinir etsin, onu öpsün istiyordu. ama yeter ki uyanabilsin.

birkaç saat ameliyat kapısının önünde öylece oturup boş boş duvarı izlediğinde akmaya bile tenezzül etmeyen gözyaşlarını sildi son kez. berk'i odaya almışlardı, uyanmasını bekliyorlardı.

yanına gidecekti aybike de. hevesli ve umutluydu kızılı için. uyandığında onu yine güzel bulsun, beğensin, sevsin istiyordu. yüzünü yıkamak, saçlarını düzeltmek için lavaboya gittiğinde tolga'yı görmüştü.

"naber güzellik-"

lafının bitmesine fırsat vermeden çocuğa sert bir tokat attığında başının yana savruluşuyla güldüğünü görünce daha da sinirlendi aybike. yakasına yapışıp silkelediğinde de itmişti.

"ya sen ne diyorsun pislik? gördüm! sen vurdun berk'i, sen. geberteceğim seni duyuyor musun?"

"offf, aybike ne diyorsun kızım ya? kafa açıyorsun sadece bak, her ne kadar berk'i pek sevmesem de geçmiş olsun demeye geldim. insanlık yapmak da mı suç oldu?"

"senin insanlığını. neyse, bak senin yaptığını biliyorum tamam mı? gördüm. hemen hastane polisine gideceğim şimdi, sen de benimle geliyorsun."

"orada bir dur bence. kanıtın var mı? ya da başka gören olmuş mu beni, sanmam."

"pisliksin. elbet bulacağım kanıt. o zaman da kendi ellerimle bitireceğim seni."

"ben de seni seviyorum aybike'cim. hatta o berk'ten öncesinden beri."

"beni mi seviyorsun?" dedi kız büyük bir şaşkınlıkla. bu kadarını beklememişti.

"evet, e-evet seni seviyorum aybike." kızın yumuşamış ve ikna olmuş bakışlarına karşı heyecanlanmıştı çocuk. "ne yaptıysam ben seni çok sevdiğim için yaptım."

"ne yaptıysam derken? berk'i de ben vurdum demek mi oluyor bu? beni sevdiğin için ama." diye eklediğinde elini tutmuştu.

"evet, ben vurdum. ama bak senin için yaptım gerçekten, bizim için. o çocuk seni üzüyordu ama her seferinde de sana kavuşan yine o oluyordu. sinir oluyordum."

"boşver berk'i, bunu konuşmanın sırası değil şimdi. benim için yaptığını bilmiyordum ben. sen şimdi git olur mu, okulda görüşürüz yine."

"görüşürüz." kıza sarılmasıyla geri çekilmedi kız. gülümseyerek oğlanın gidişini beklediğinde telefonunu çıkardı, ses kaydını durdurdu.

sonunda uyanan kızılın odasına girdiğinde de onu yeniden yorgun bakışlarla ve daha solgun gözüken teniyle görmek canını yakmıştı. gözyaşları geldiğinde hıçkırığını da tutamadı. üstündeki kanlı elbiseyi toplayıp kızılın yanına gittiğinde yarasına dikkat ederek sarıldı ona.

"aybike'm?"

"berk nasıl hissediyorsun kendini? iyi misin?"

"iyiyim bebeğim, iyiyim. sen benim için mi ağladın yoksa?"

kızın gözyaşlarını sildiğinde daha da sarmaladı onu. beyaz teninde gezdirdiği parmaklarıyla ilerleyip kıvırcıklarına dokunuyordu.

"berk ben sana bir şey olacak diye çok korktum." elbisesini gösterdi kızıla ama hıçkırıkları yüzünden oldukça zor konuşabiliyordu. "baksana senin kanın..." cümlesinin devamını getiremiyor oluşuyla gelen derin iç çekişlerine dayanamıyordu berk.

"sshh geçti."

çenesini sevip göğsüne yatırdığında bacakları arasına aldı kızı. genç kız, kızılın yarasına baskı uygulamamaya çalışarak başını yasladığında sakinleşmişti saçını seven parmaklarla.

"bak bana, buradayım ben. bir şey olmadı bana yanındayım. seni bırakmaya da hiç niyetim yok. iyi ki gelmişiz bu hastaneye baksana, affettin beni."

"öyle şeyler deme berk." dedi kızılın omzuna vururken. genç adam sızlandığında da vurduğu yeri ve yarasının üstünü öptü. "affettim seni."

yeniden berk'in göğsüne gömüldüğünde saçlarında dudaklarını hissetti. hafifçe kaldırdığı başıyla yanaklarını sevmeye koyulmuştu.

"iyi misin?"

"iyiyim bebeğim dedim ya. çok iyiyim."

"çok iyiysen ben gideyim o zaman."

"değilim ah!"

yarasının üzerini tutan kızıla inanmasa da gülümseyerek yeniden yatmıştı yerine kız.

"bakın doktor hanım, sorun kalpte. siz yanımdasınız diye yine nasıl atıyor görüyor musunuz bakın bakın."

kızın küçük ellerini kalbine koyduğunda hızlı atışına heyecanlandı genç kız. kızıl saçlarını düzeltip sevgilisinin saçlarını öptüğünde yine heyecanlandı, onunla sevgili olup olmadığından da emin değildi.

komodinin üzerindeki çorbayı alıp tepsisiyle kenara koyduğunda kızılın doğrulmasına yardımcı oldu. sızlandığında kaşlarını çatmıştı kız da, yarasını usulca sevip çorbayı içirmeye başladı çocuğa yavaş yavaş.

"aç bakalım ağzını."

"dudakların için mi?"

"berk."

"tamam, tamam."

kızın verdiği çorbayı içerken acıyan karnını tuttu. her lokmada biraz daha sızlasa da kızı üzmemek için bir şey dememişti.

"berk, acıyor mu çok?"

"çok değil yavrum, birazcık."

sessizce bitirdiği çorbayı kenara bıraktığında kızı dizine oturtması uzun sürmemişti berk'in. prenses kostümünün eteklerinde gezdirdiği elleriyle hareketlenirken bakışlarını kızın gözlerine sabitledi.

"iki oldu bu, bana çorba içirişin."

"olabilir, yani?"

"sevgili olduğumuz anlamını çıkarmalı mıyım peki, affettiğine göre."

"çıkarmaman hata."

gülerek yanıtlamış kızın cevabıyla gözlerini kocaman açtığında kolunu sardı beline. bir şey diyeceği esnada ise kız dudağını hızlıca öpüp geri çekilerek engel olmuştu.

"ama böyle öpüp kaçamazsın sevgilim." kıkırdayan kız yanına uzanıp ince battaniyeyi tepesine çektiğinde yüzünden yavaşça çekip burnunu yüzünde gezdirdi. yarına buradan taburcu olmuş olacaktı.

"yarın akşam, herkes uyuduğunda bahçeye çıkabilirsen seni alıp otele kaçıracağım sevgilim."

"çıkacağımdan emin olabilirsin sevgilim."

teni tenime | ayberNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ