7‡ Bedenen özgür kalmak.

630 99 344
                                    

O akşam hava kapalı olmasına rağmen sıcaktı.

Yaz mevsiminden temmuz ayıydı sonuçta. Hastanedeki yarım yamalak çalışan klimaların yanında camlar açık olsa bile yaz esintisinden eser yoktu; Kurak hava insanın yüreğini sertçe ezip geçiyordu. Küçük bir odada müşahede altına alınmış, küçük bir bedenin başında, ondan kat be kat uzun boyuyla koltukta rahatsızca oturmuş adamın ara ara sigara yoksunluğunu azaltmak için elindeki kalemin ucunu ısırışının dışında bir de dışarıdaki cırcır böceklerinin sesi etrafta yankılanıyordu.

Şu anda bu küçük bedenin yanında bu uzun, heybetli adamın dışında başka kimse yoktu, bu yüzden sigara içmek için aşağı inemiyordu. Zaten çok da önemli değildi. Küçük Meiren'in gözlerini açması yeterliydi. Fakat saatlerdir gözlerini açmamıştı bile, hafif solukların dışında narin bedenin varlığını orada hissetmek imkansız gibiydi.

Bu durum, yatağın sol tarafındaki koltukta rahatsızca kıpırdanan Xiao Zhan'ı geriyor, çokça endişelendiriyordu.

Yarım saat önce yan odadaki sarışın gencin uyandığını bir hemşire odaya gelip kendisine haber vermiş, ardından yeğenini hemşireye emanet edip refakatçisi olarak genç üniversitelinin yanına gitmişti. Onun yanından döndüğünde ise sarışın devrimcinin inatçı ve inandığı fikirler dışındaki her şeyi reddetmeye müsait biri, ama aynı zamanda da yaptıklarının sonucunu derinlemesine düşünmeye çalışan huysuz bir çocuk olduğunu anlayarak hışımla ve biraz da öfkeyle yeğeninin odasına dönmüştü.

Meiren ise hâlâ hareket etmeden uyuyordu.

Xiao Zhan en azından Meiren uyanana kadar ablasına haber verip vermeme konusunda zor bir ikilemde kalırken, cebinde titreyip duran telefonu ablasının her şeyi çoktan öğrendiğinin kanıtıydı. Muhtemelen tüm Çin'in gördüğü gibi Lulu da haberlerde kızının içinde olduğu arabanın devrildiğini ve on binlerce insanın alevlerden kaçıştığını dehşetle izlemiş, ardından tek umudu; tek çareyi komiser kardeşini aramakta bulmuştu.

Xiao Zhan, daha fazla ablasını bekletmeden cebinde titreyip duran telefonu çıkarıp aramayı cevaplandırdı. Kulağına dayadığı telefondan gelen hıçkırık dolu ses çaresizce hangi hastanede olduklarını ve Meiren'in iyi olup olmadığını sorarken komiser yıllardır aldığı onca duygu ve ağrı yönetimi eğitimlerine rağmen kızaran badem gözlerini duvara sabitleyip sadece hastanenin adresini verebilmişti.

Dışarıdan bu sesi duyan biri, onun çaba sarf etmeden rahatça konuştuğunu zannederdi; sesi her zamanki gibi tok, omuzları dikti. Lakin hastanenin kireç gibi beyaz duvarlarına bakan kahve gözleri kızarmış, dizlerinde olan elleri yumruk haline gelmişti.

En azından küçük yeğeni uyansaydı, bu korkunç bekleyişi yaşamadan omzundaki sızlayıp duran yarayı düşünebilirdi. Sonuçta üst düzey eğitimli bir polisti ve vücuduna dikkat etmesi gerekiyordu. Ancak gün boyu yaşananlardan sonra hemşireden aldığı sargıyla oksijenli suyu gelişigüzel omzuna döküp kesiği hızlıca sarmıştı.

sıkıntılı bir nefes vererek saatine baktı. Ardından yeğeninin uzun kirpiklerine baktı. Küçük kızın kirpikleri dayısı gibi esmer olan tenine bir gölge gibi düşüyor, badem gözlerinin güzelliğine güzellik katıyordu. Xiao Zhan yeğeninin kirpiklerini izlerken, onların bir meltem gibi hafifçe titreştiğini gördüğü an, derin düşüncelerden sıyrılıp hızla oturduğu yerden ayağa kalktı, yeğeninin yatağına yaklaştı.

Sonunda küçük kız bilincine kavuşmaya başlamıştı; gözlerini ışıktan dolayı hafiften kırpıştırıp vücudundaki ağrıları hissederek uyandı.

Meiren önce ağrıyan başı yüzünden acıyla kasılıp nerede olduğunu algılamaya çalışarak etrafına bakmaya çalıştığında, komiser dayısını gördüğü an rahat bir nefes alıp dolan gözlerini kırpıştırdı.

Bir Temmuz Akşamı Cinayeti | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin