chapter seventeen

574 49 279
                                    

Selam! Tatile çıktığım için yine arayı biraz açtım ama telafi olarak yeniden 5K bir bölüm okuyacaksınız. Ve bunun yanı sıra grubun 12. yıl dönümü olması adına çok gururluyum! Bir dönem uyanmak için tek sebebim olduklarını biliyorum ve o süreci atlatmamı sağlayan da yine kendileriydi. Her birini tüm kalbimle seviyorum ve haklarında da en iyisi neyse onu yaşamalarını istiyorum. Ne yazarsam yine de tamamen kendimi yansıtamayacağımı da biliyorum bu yüzden fazla uzatmayacağım. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar! <3

                               ***

O da beni özlemişti. Varlığım onda yer edindiği gibi, yokluğumu fark ederek beni özlemiş, ve bunu bana söylemekten de çekinmemişti. Belki dakikalar veya saniyeler sonrasında bile, bu itiraflarımız canımızı yakacaktı ağzımızdan döküldükleri için ama şuan ezberimde olan bütün güzel şarkılar peş peşe zihnimde belirerek onun dibinde dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırmama neden oluyordu.

İlk şoku atlatmam dakika almıştı benden. Açılan gözlerim öylece boynunu izlerken -ki adem elmasının şu karanlıkta bile ne kadar öpülesi durduğundan bahsetmek, şuan istediğim bir konu değil üçümüzün de iyiliği adına- diyeceklerimi hesap etmeye çalıştıysamda başaramamıştım.

Nihayet kapatmayı akıl edebildiğim ağzımla birlikte yüzlerimizi tekrardan karşı karşıya getirecek cesareti bulmuştum. Aynı hizaya geldiklerinde gözlerimiz birbirlerinde dolandı bir süre. Öpmeye kalksam sanki bundan rahatsız olmaz ve karşılık verirmiş gibi düşündürtse de bu bakışları, düşüncelerimi arka plana çekerek yutkundum bir kez.

"Gerçekten mi?" sesimin otoriter bir tonda çıkmasını umduğum hâlde fısıldamam koca bir acemi olduğumu göstermişti.

O ise az önce benimkilerde olan gözlerini arkamdaki duvara verdi. Burun buruna olmamızdan hiç çekinmeyerek derin bir nefes verdi. Tamamiyle sigara kokuyor olması bile ilgimi çekiyor, şuan alamadığım kurabiye kokusunu da aratmıyordu.

Kafasını salladı burunlarımız birbirine sürterken. "Evet, gerçekten özledim." usulca bana çevirdi bakışlarını. "Yorgunluğumu almayı nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama konuşamadığımız zamanlarda bunu özlediğimi hissettim."

Ne dediğinin farkında olmadan söyledikleriyle sırıttım. Gururumu okşamıştı ve bunu bir şey ima ederek söylememişti bile. Dudaklarımı büzdüm gözlerimi kısarken. "Evet, öyleyimdir."

Kibirli halime gülümsese de göz devirmeden duramadı. Midemdeki heyecan ağrısı içimde havai fişekler patlatıyor gibi hissettirmeye başlamıştı artık çünkü ona katılmak için gülümsediğimde bakışları dudaklarıma inmişti. Gülümsemeyi keserken bakışlarını da kaçırmıştı pembelerimden. Fırsat bilerek dudağımın içini ısırdım bir kez, nefesimi titrekçe vermekten iyiydi.

Büyük ihtimalle kalbimin atışlarını, nefes aldıkça birbirine çarpan göğüslerimiz dolayısıyla fark edebiliyordu ve tanrı ondan razı olsun ki beni utandırmak için ağzını bile açmamıştı. Telefonunu cebinden çıkarıp flaşı yakınca bir anda gözlerime parladığı için onları sıkıca kısıp ellerimi de onlara siper etmiştim.

Sessizce gülüp hamakta üzerine yattığı dirseğinden destek alarak biraz doğruldu. "Bir saniye." diyerek üzerimden eğilip, ki bunun benim için ne denli zor geçtiğini anladığınızı umuyorum, masaya uzanmaya çalıştı. Gömleğinin açık kalan yerinden gözüken dövmeyle gözlerimi kapamak zorunda hissettim, gereğinden fazla kendimi sıkmama neden olacaktı yoksa. Yine de burnuma dolan erkeksi kokusunu örtecek veya göz ardı edecek bir şeyim olmadığından içime doldurmak zorunda kalmıştım. Oh, zorundalık dediğim için üzgünüm, kesinlikle değildi.

Prohibited Love ➼ LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin