chapter seven

675 67 113
                                    

Selam! Geçiş bölümü gibi düşünebilirsiniz, aralarındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek için yazdığım bir bölüm oldu ama merak etmeyin öyle uyduruk bir şekilde yazmadım. Her neyse, keyifli okumalar! Yorumlarınızı bekliyorum.

                               ***

Öğle arası zili de çaldığında başımı nihayet masadan kaldırabilmiştim. Uykum olmadığı halde sırf dersi dinlememek için uyuklamak cehennem kadar zordu.

Sınıftan çıkıp merdivenleri belli bir tempoyla indiğim sırada yanımdan yukarı çıkan Bay Tomlinson'ı görerek selam verdim. Gülümseyerek yukarı çıktığında o da benim gibi başıyla selamlamıştı.

Aslına bakarsanız haftasonu dövüştüğümüzden bu yana hiçbir derste veya rehberlik saatinde ekstradan sohbet etmemiştik. Benim ayrı bir çabam olduğundan değil ama o da fazla bununla ilgilenmiyor gibiydi. Anlaşabildiğim ve başım belaya girdiğinde, ki bu haftada en az iki kez olan bir şeydi, ona başvuruyordum iki haftadır ama böyle ilgisiz davrandığını görmek de benim hevesimi kaçırmıştı açıkçası. 

Kantine girmek için büyük beyaz kolonun etrafını turlayıp sola döndüm. Liam masada oturmuş karşısındakine heyecanlı şekilde bir şeyler anlatıyordu. Biraz daha yana kayarak kimle konuştuğunu görmek istediğimde önce Liam'ın ardından da çakma sarışının gözleri beni bulmuştu.

Gözlerim yerinden fırlayacak gibi açılırken kendimi tutamayıp seslice küfrettim. "Siktir!"

Büyük adımlarla ikilinin oturduğu koltuklara adımlarken onlarda ayaklanmıştı. Niall kollarını iki yana açarak beni içine alınca heyecandan karnım ağrıyordu.

Üniversite için şehir dışına gittiğinden beri maksimum, ayda bir kez görüşebiliyorduk ki bu da birkaç saatten fazlasına uzamıyordu. Haber vermeden böylece gelmesi beni fazlasıyla sevindirmişti çünkü şu sıralar çok da iyi hissettiğim söylenmezdi.

"Kızlar beni yalnız görüp üzerime atlamasın diye iki derstir Liam'ı yanımda durmaya zorladım. Neredesin sen gerizekalı?" büyükçe bir kahkaha attığımda yaptığı şakayı başka bir zaman söylese bu kadar gülmeyeceğime ama onu şuan çok özlediğim için bunun dünyadaki en komik şey olduğunu düşündüğüme emindim. Geri çekildiğimde kantindeki kişilerin bizi izlediğini hissedebiliyordum. Son senemi üç yıldır okuduğum için yeterince nam salmış ismim bir yana, Niall'ın da son seneye kadar burada çok popüler olduğunu herkes biliyordu.

"Haber verseydin okula gelmek gibi bir ahmaklık yapmazdım mesela Nigel." gözlerini devirdiğinde benle birlikte o da koltuklara oturmuştu. Liam'ın yanına onu oturtarak ben diğer köşeye geçmiştim. Partinin üzerinden üç gün geçmişti ama hala Liam ile aramız limoniydi. Konuşmaya çalıştığı zamanlarda bir şey bahane ederek bunu engelliyordum ve o da tam düşündüğüm gibi soluğu Zayn'in yanında alıyordu.

"Haberin var mıydı?" diyerek kısa bir bakış attım ona. Onunla konuştuğumu fark edince heyecanla gözlerini büyütmüş ve kafasını onaylar gibi sallamıştı.

"Sürpriz yapmak istemiştik." kısık sesi ve kaçırdığı gözleriyle söylediği şeye Niall kaşlarını çatarak bakmış ve ardından da bana dönmüştü.

"Siz iki eşek benden bir şey mi gizliyorsunuz yoksa her zamanki gibi Harry hanımın alınganlığı mı tuttu?" son söylediğiyle göz devirip ensesine geçirdiğimde kendini onaylamıştı. "Benden bir şey saklayamazdınız zaten."

Kaşlarımı kaldırarak ona bakınca sırıtmıştım. "Ortaokulda kaybettiğin için üzerine iki hafta ağladığın pijama takımını hatırlıyor musun Niall?" sözlerim biter bitmez ışık hızıyla bana dönünce dehşete düşmüştü.

Prohibited Love ➼ LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin