On yedi'

8.2K 681 90
                                    

Tanrı insanları yaratmış ve yeryüzüne indirmişti burada onlara yaşabilecekleri bir dünya kurmuş ve onların çekildiği gökyüzünden seyredurmuştu. Ama Tanrı kulları arasında bencillik yapıyordu dünyayı onlar için bu kadar güzel yaratmışken hayatlarına acıyı dolduruyor ve yarattığı dünyadaki güzelliklerden mahrum bırakıyordu.

Taehyung'ta o mahrum kalan milyonlarca kişiden yalnızca biriydi. Tanrı Taehyung'u bütün güzelliklerden mahrum bırakmıştı. Tanrı Taehyung'a bencilce davranmıştı.

Kalbim ağrıyordu Taehyung yeme bozukluğunu itiraf ettiğinden beri kalbim ağrıyordu ve bu ağrı geçmek bilmiyordu. Nedeni belirsiz bir şekilde nefes alışlarım zorlaşıyordu.

Kaç dakikadır Taehyung'un evinin karşısındaki kaldırımda oturduğumu bilmiyordum bildiğim tek şey birazdan karşımdaki apartmandan tüm güzelliğiyle birlikte bana doğru gelecek olduğuydu. Bekliyordum sabırsız biri olsamda dakikalardır sabırla gelmesini bekliyordum. Benim beklediğim ve onun gelmediği her dakikada ise kalbimdeki ağrı oluru varmış gibi daha da artıyordu.

Hassas biriydim tanımadığım bir insan yanımda ağlasa derdinin ne olduğunu sormadan onunla oturup saatlerce ağlayabilirdim. Hassas birisiydim çünkü insanların üzülmesine ve kırılmasına dayanamıyordum. Duygular konusunda çok hassastım ve bu hassaslığım beni bir ipin ucunda sallandırıyordu.

Ağır demir kapı gürültüyle açıldı ve dakikalardır yerde olan bakışlarım gürültünün sebebiyle demir kapıya çıktı. Ardından göz kadrajıma o girdi önce ayakkkabıları ardından bacakları onun ardından ise üst gövdesi gözlerim usul usul yukarıya tırmandı ve sonunda meraklı bakışlarım yüzüyle buluştu. Gözlerim kendiliğinde büyürken yutkunma gereği hissettim. Fotoğraftakinden kat ve kat daha güzeldi yüzü sokağı aydınlatan sokak ışığın yansıdığı kavruk teni bu uzaklıktan dahi muazzam duruyordu. Tanrı Kim Taehyung'u yaratırken bencilce davranmamış hatta kendisinden bir şeyler katmıştı çünkü güzelliği halis değildi. Ama onu dünyadaki güzelliklerinden mahrum bırakarak bir nevi bu denli güzel oluşunun cezasını çekmesini istemişti.

Yavaş adımlarla bana doğru geldiğinde ellerim buz tutmuş gibiydi ama yanıyorlardı. Yanıyordum.

Usulca bir baş selamı vererek yanımdaki boşluğa bıraktı zarif bedenini. Bedeni çok zarifti yeme bozukluğu olmasına rağmen oldukça güzel ve hoş bir bedene sahipti.

"Doktor"

İlk defa duyduğum ses tonu ile bakışlarımı yüzüne çıkarırken usulca başımı salladım. Bedeni zarifti ama ses tonu bedenin tam zıttında boğuk ve kalın bir tınıya sahipti. Ama hoştu gerçekten tek kelime etmiş dahi olsa ses tonu çok hoşuma gitmişti.

"Taehyung" sessiz bir mırıldanış döküldü dudaklarımdan onun boğuk ve kalın sesinin yanında neredeyse titreyen ve ince sesim doldu ikimizinde kulaklarına ardından onunda bakışları yüzümü buldu. Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi

"Neden?" Diye sordu bende bakışlarımı kaçırmakta buldum çareyi çünkü cevabını benimde bilmediğim bir soruydu bu soru

"Çorba gerçekten lezzetliydi"

Cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki konuyu değiştirmeye çalışmıştı hafifçe gülümsedim. Ayrıca çorbayı yaparken tatmıştım tadı hiçte güzel değildi ama o beğenmiş gibi davranıyordu. Beğendiğini söylüyordu. Onun için uğraştığımı bildiği için kötü bir şey deyip beni üzmek istemiyordu.

"Yanındaki ekmeleri içine doğrasaydın o zaman daha lezzetli olurdu"

Hayır olmazdı.

"Ekmek yiyemiyorum midemi bulandırıyor" kalın sesinin aldığı o kısık hâl bakışlarımı tekrar yüzüne çekerken zorlukla yutkundum. Onunda bakışları benim yüzümdeydi ve zoraki bir tebessümle bakıyordu yüzüme. Bu konuları konuşmakta zorlandığı o kadar belliydi ki kalbime tekrardan ağrılar doluştu. Yüzümde belli belirsiz bir tebessüm vardı ama içim bir harabeden farksız değildi. Darmadağındı içim.

"Bana acıma doktor"

O ana kadar ona nasıl baktığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama bakışları yüzümden ayrılırken 'sana acımıyorum' diye bağırmak ve ardından 'sadece kalbim ağrıyor' demek istedim.

"Sana acımıyorum Taehyung"

Usulca başını salladı inandığından değilde geçiştirmek ister gibi

"Çabanı görebiliyorum ama tedaviyi kabul etmeyen bir hasta için değmez. İnan bana hiçbir şeye değmem"

Kendini küçük görüyordu ötekileştirmeye çalışıyordu belkide sadece öyle hissediyordu. Ama değerdi nasıl değmez diyebilirdi ki değerdi her şeye değerdi.

"Değer" diyebildim yalnızca devamına dilim varmadı.

Rüzgar yumuşacık gözüken saçlarını savurdu.

"Hayatımda olmanı istemiyorum" dedi bende bakışlarımı kaçırdım mesajlaşırken inatlaşmak kolaydı ama gözlerine bakarak yüzsüzlük yapamıyordum.

"Hayatında değilim zaten"

Sesim oldukça kısık çıkmıştı duyduğundan bile şüpheliydim ama duymuştu.

"Hayatımdasın"

Yanımdaki bedeni ayaklandı ne diyeceğimi bilemedim öylece kocaman açılan gözlerimle ayaktaki bedenine baktım.

"Sana kendimle ilgili bir şey anlatıyorsam hayatımdasın, beni düşünerek yaptığın çorbayı midem bulanmasına rağmen içiyorsam hayatımdasın"

Söyledikleri kafamda bir bir şimşek çaktırırken bende ayaklandım. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum ama tuhaf hissediyordum midesinin bulanmasına rağmen sırf ben yaptım diye çorbayı içmişti.

Taehyung onun hayatında olduğumu söylemişti. Beni hayatına dehil etmişti.

Taehyung o sert duvarlarının arasından ona ışık tutmama izin vermişti.


















Nasıldııı

Don't Worry  / TkWhere stories live. Discover now