Savaş bittikten sonra bir savaş alanından artı kalan ne varsa oydu,eksiği ya da fazlası olmadan.Yerlere dağılan cam kırıkları,kime ait olduğu bilinmeyen kan zerrecikleri,araba tekeri izi çıkmış toprak ve asfaltlar... Bir valizin üzerinde oturmuş yüzünü elleri arasında gömerek "gizlice" ağlayan bir kızın mosmor dizleri ve dağılmış saç topuzu gibi savruktu.
Kaya ise dünyaları kazanmış gibi bakan buz mavileriyle derin bir nefes alıyordu gözlerini dahi kırpmadan. Cam kırıkları üzerinde diz çökmek canını yakmıyor gibiydi sadece Sancak'ın ayakkabısına denk gelmemesi için onu biraz kenara çekmişti kanlı elleri. Sıkıca sarılıp bacaklarına sarıldığı oğlanın önünde diz çökerken bildiği tek cümleymiş gibi diziyordu dili kelimeleri.
"Seni seviyorum...Seni seviyorum.."
"Seni çok seviyorum."diye fısıldadı Sancak yutkunup. "Seninle kalmak için her şeyi yaparım."
Sancak titreyen sesi ve yaşla dolan elalarıyla iç çekerken "Çok güçlü değilim belki...Belki her şeyi çok da iyi anlayacak kadar zeki değilim ama üzmem seni. Söz."diye hıçkırdı. "Söz veriyorum Kaya,yük hissettirmem kendimi ve..."
"Yük mü ?"diye fısıldadı Kaya oğlanın dizlerine sıkıca sarılırken. "Sevdadan yük olur mu prenses?"
"Aşacağız."diye mırıldandı Sancak. "Eğer senin kadar güçlü olmam gerekirse,olurum."
Kaya doğrulup oğlanın saçına burnunu gömerken içine kokusunu çeke çeke nefeslendi derince. Kalbinin titrediği nefesleri oğlanın saç tellerinden çalarken Sancak kendi nefesini tuttu. Zira göğsünde hızla atan kalp Kaya'nın kalp ritmiydi. Onun bedeninden taşıyor,kendi bedeninde çınlıyordu kalp ritminin sesi.
"Benim güzelim."diye sayıklıyordu Kaya. "Yüzünü bir kez ,bir kerecik daha düşürürsem yaşamayayım. Seni üzersem,kendimi bile yok ederim..."
"Sen beni üzmezsin."diye fısıldadı Sancak boynuna sıkıca sarıldığı adamın kanla kaplı koluna içi giderek bakarken. "Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok artık."
"Kaya."dedi Zafer donuk bir sesle kendi arabasına ilerlerken. "Mahalledekiler mevzuya atlamadan,gidin."
Kaya bir anlık Sancak'ın omzunu sarmalamayı bırakırken "Ee?"diye mırıldandı sertçe.
"Ee yok."dedi Zafer kaş çatarken. "Planladığımız gibi. Sancak ve Ahu'yu aldın, götüreceksin. Ben ailelerini oyalayacağım,siz de gideceksiniz daha fazla peşinize takılan olmadan."
"Marsık."diye gürledi Kaya buz mavileri deli deli yanarken.
"Tıbbiyeli."diye gürledi Zafer dişleri arasından. "Seni zeki bilirdim,laftan anlamıyor musun ulan. Siktirip gideceksiniz şu yoldan. Bilmiyorsan da navigasyonu aç amına koyayım."
"Sen ne yarramsın?"dedi Kaya kendisini tutan Sancak'a "dur" ikazı verirken. "Sen ne yarramın başısın?"
"Tıbbiyeli."dedi Zafer kömür gözlerini dikerken. "Geldiğin günden beri dalaşmaya mı doymadın sen? Geldin,gidiyorsun."
"Lan oğlum.."diye tıslayan Kaya yumruğunu yeniden sıkarken yeniden tüm akıl ve mantıktan soyunuyordu hücreleri.
"Demir ile Ayza çoktan yola çıkmıştır."diye buyurdu Zafer bir zafer kazanmış kadar mağrur sesiyle. "Pusat'ı bitirdik, Ayza artık seninle ve Demir ile güvende. Sancak'ı istiyordun,aldın. Kız da seninle,güvende."
"Lan marsık."diye gürledi Kaya ip haline gelmiş incelen dudaklarıyla. "Seni bana bela mı yolladılar lan başıma? Sen hasta mısın amına koduğumun primat beyini. Sen ne sikim yiyeceksin?"
"Derdin ne lan senin?"diye gürledi Zafer hırsla. "Pusat orospu çocuğunu burnunu dibinde göremeyen bendim,bedelini ödedim de ödettim de. Ayza'yı çekip alamayan bendim,ödedim de ödettim de. Sancak dedin. Benimdir dedin. Dokunanı yakarım dedin Tıbbiyeli. Al senin,kardeşimi sana ellerimle veriyorum."
"Sadede gel amına koduğumun karabaş köpeği."diye fısıldadı Kaya yumruklarını sıkarken. "Kalıyor musun bu siktiğimin bataklığında?"
"O bataklık."dedi Zafer yutkunup. "Benim yuvam."
"Sancak."diye mırıldandı Kaya gözlerini Zafer'den çekmeden. "Güzelim,çekil aradan."
"Yeter.."diye gürledi Sancak yüzünü ekşiterek. "Neyi paylaşamıyorsunuz artık yeter. Ben ailemi kaybettim,sizin gibi oturup..."dedi Sancak tizleşen sesiyle. "Gölgemle kavga etmiyorum, geçmişe takılmıyorum. Oturup ağlamıyorum. Yeter artık sizden."
"Yeter artık senden."dedi Kaya hırsla Zafer'in kolunu yakalarken. "Duydun mu lan? Siktiğimin arabasına biniyorsun, benimle geliyorsun."
"Siktir git seninle sıçmaya gitmem ben."diye gürledi Zafer sertçe Kaya'nın kolunu savuştururken.
Kolunu savuşturacak kadar sertti lakin...Hala daha kanayan kolundaki cama elimi çarpıp daha derine batmasına neden oldum diye korkuyla bakacak kadar da yumuşaktı kara gözleri.
"Seni affedemiyorum lan ben köpek."diye gürledi Kaya burnunu çekip.
"Affet diyen kim lan sana?"dedi Zafer kanla dolu gözleriyle. "Affetme de beni,siktir git hayatına bak artık."
"Seni affedemiyorum da kendimi affediyor muyum sanıyorsun amına koduğum?"diye gürledi Kaya kırgın bakışlarıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Çıkartması
Romance"Kralı gelse yenilmezdim ama prensesi yolladılar!" diye sırıttı buz denizi gözlü adam. "Prenses değilim ben !"diye fısıldadı sinirle oğlan. "Bir de bayıl istersen prenses?"diye mırıldandı buz denizi gözlü. Kapak tasarım : @prawact