"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!"
James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black...
Çapulcu Haritası'nın mucitleri...
Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi.
Adları destansılaş...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
31. Bölüm - 'Baba...'
Temmuz 1976...
Alicent titreyerek eliyle geldiği yönü işaret etti ve kekeledi:
"Güney... Tribünleri..."
"Tamam, sakin!" dedi James ve döndü Peter ve Donna Shacklebolt'a. "Siz Allie ile kalın, biz ne döndüğünü anlamaya gidiyoruz."
Ve böylece; James, Sirius, Lily, Remus, Marlene, Mary ve Dorcas, gerilerinde korkudan altına etmiş Peter, şoktan donakalmış Donna ve şahit olduğu travmanın tesirindeki Alicent'ı bırakarak Güney Tribünleri'ne doğru koşmaya başladılar.
~
"Kıza da yazık oldu," dedi pek müstehzi José Crabbe, yüzünde iğrenç bir ifade vardı. "Bedenini nereye gömsek sizce?"
"Daha gebermedi ki!" diye pek asabice bağırdı Rabastan, sesi oldukça cırtlak çıkmıştı. "Daha da doğrusu dokuz canlı kedi çıktı velet, bir türlü geberemedi!"
Bellatrix, kullanılmamaktan paslanmış demirlere yaslanarak izledi içinde bulunduğu sahneyi. Bu salaklarla neden uğraşmaktaydı ki?
"Sizden gerçekten de bir halt olmaz!" dedi yüzünü ekşiterek. "Gerçekten de beceriksizsiniz!"
"Haydi ama Bella, olanlara sen de şahit oldun!" diye araya girdi Lucius. "Şu lanet yeşil saçlı velet olmasaydı şimdiye işi bitmişti Darlington'un."
Bellatrix derince iç çekti, hiçbir şey demeden baygın ve küstah bakışları ile süzdü Lucius'u.
Araya Rodolphus Lestrange girdi:
"Aramızda gerginliğe lüzum yok, her şey hâlâ kontolümüz altında," diye söylendi ifadesizce. "Kolye, istediğimiz gibi, bizim elimizde yani..."
Nişanlısının sözlerini hiddetle bölerek "Öyleyse Darlington p*çi neden hâlâ dışarıda?!" dedi Bellatrix, asabı bozulmuştu iyice. "Ve biz neden burada öyle sessizce bekliyor, eyleme geçmiyoruz!?"
Kaşlarını çattı Dolohov, "Lord'un dediklerine ne zamandır asilik ediyorsun?!" diye koydu lafı gediğine. "O, bizlere şimdilik gizli hareket etmemizi söylememişti!"
Gözlerini devirdi Bellatrix, isteği olmayan şımarık bir çocuk gibi ofladı. Antonin Dolohov'un haklı olmasından ziyade kendisine laf çakmasına daha da sinirleniyordu:
"Sen kapa çeneni," dedi tek kaşını kaldırarak, asabice. "Lorduma en yakın hizmetkârlık eden benim, ne haddindir ki senin beni eleştiriyorsun?!"
Antonin, Bellatrix'in kendisine sinirlenmesinden keyif alarak sırıttı. Genç Antonin ve Bellatrix arasındaki ilişki gerçekten de bir tuhaftı, aralarında garip bir itişme vardı ki bu, ikisinin de lordun en yakınındaki isim, sağ kolu olma çabasından kaynaklanmaktaydı.
