43 - "Her şey Sirius'u işaret ediyor!"

82 9 91
                                    

43

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

43. Bölüm - 'Her şey Sirius'u işaret ediyor!'

1976, Ekim...

"Ne?!"

James'in sabrı artık taşmıştı.

"Sana diyecek tek bir şey bulamıyorum, çünkü ne desem anlamayacaksın, biliyorum." dedi oğlan. "Senin St. Mungo'da müşahede altında tutulman gerek, ruh hastasısın sen..."

Sonra döndü arkasını, gidecekti ki Eurydice Darlington kolundan tuttu - lakin James hızlı davranarak sert bir manevrayla kızın elinden kurtuldu ve avlunun ucuna ilerledi, merdivenlerden doğruca aşağıya inmeye başladı. Kızı öylece avluda bir başına bırakmıştı.

Lily ise duymuştu her şeyi ve sıkmıştı sinirden yumruklarını. Bu Eurydice denen kız laftan mı anlamıyordu yoksa görünenden fazlası olabilir miydi? Ya James ile 'o an' harici başka özel anları da varsa kızı bu denli ümitlendirecek?

Düşüncesi bile kafasından kaynar suların dökülmesi hissini yarattı genç kız üzerinde. Yutkundu, hayır, ağlamamalıydı.

Yine de...
Şu anda Darlington'un saçını başını yolma arzusu gitmiyordu içinden, büyüdükçe büyüdü.

James bunca zamandır hep Evans'ın peşindeydi, ya şimdi Evans'tan yüz bulamadı diye hâlihazırda onu bekleyen Darlington'a yelkenleri indirirse?

Yo, hayır. Bu olamazdı, olmamalıydı.

İşte o an Lily, James'e duyduğu 'aşk' ile ilgili yepyeni bir şey keşfetti.
O'ndan vazgeçemezdi.

Daha öncesinde annesinden, insanın defalarca kez sevebileceğini duymuştu. Zira annesi Mrs. Evans'ın lise yıllarında Lily'nin babası Mr. Evans'tan önce birkaç ilişki yaşadığından bahsetmişti. Hatırlıyordu da Lily, "Bazı aşklar hayal kırıklığı, bazılarıysa en değerli hazinedir," demişti annesi. İnsan aldatılabilirdi bir ilişkide, hayalleri yerle yeksan edebilirdi. Yıkılabilirdi, yorulabilirdi hayattan. Çok sevse de birini, anlaşamayabilirdi. Küçük görünen detaylar büyüyüp devasa bir çukur olur, içine çekerek kalbi paramparça edebilirdi.

İnsan, nasıl yürümeyi bebeklikte evvela sürüklenerek, emekleyerek, sonra bir yerlere tutunup kalkma girişimlerinde bulunup yavaş yavaş denge hâlini keşfederek öğreniyor ise aşk da öyle bir şeydi. İlk aşk, kim bilir, belki de bir emekleme süreciydi çoğu kişi için. Zira gerçek aşkı keşfedebilmek için, gerçek bir ilişki için evvela kendi başına dimdik durmak nedir iyice öğrenmiş olmalıydı bir insan.

İşte bu yüzden bir insan, tamamen büyüyüp de önce kendini sevebilmeyi öğreninceye dek defalarca kez yeniden, yeniden aşkı keşfedebilirdi. Yeniden sevebilirdi.

En azından Mrs. Evans, kızları Petunia ve Lily'e sık sık böyle söylerdi.

Öyleyse bu neydi?

Derin düşünceler içinde uzaklaştı oradan Lily, annesinin tamamen haksız olmadığını düşünse de dediklerinin herkes için geçerli olmadığına inandı içten içe. Zira ne istediğini iyi biliyordu, kendi çapında emekleme aşamasını geçmişti.

The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|Where stories live. Discover now