Bölüm 32

24.7K 1.2K 226
                                    

Selamm

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.

Okumaya başlamadan yıldıza basarsanız sevinirim

İyi okumalar

Kaç saat geçti? Ya da kaç dakika? Kaç saniye? Ben söyleyeyim 3 saat 20  dakika 15 saniye. Ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde sandalyedeydim.Melis , ona ne oldu bilmiyorum.Nereye götürüldü? Ne yapıyor? inanım hiçbir  bilgim yok.

Kim bilir ne kadar korkmuştur.Açılan kapıyla gelen kişi baktım.Takım elbiseli ve tanımadığım -büyük ihtimalle Karan'ın düşmanı- adam bana yaklaşarak konuşmaya başladı.

"Vay vay vay kimleri görüyorum burda Karan Ünal'ın biricik karısı"

"Melis nerede?"

"En son öldürün demiştim bizimkilere büyük ihtimalle gömüyorlardır" şaka demi? Bu adam yalan söylüyor .

"Yok yalan söylüyorsun demi? Yalan desene"beni güçsüz düşmem için yapıyordu.Ölmedi ölmez o

"Bence sen onu bırakta sana ne yapacağımızı düşün.Aslında güzel kızsın ama ne yazık ki bu güzelliğe yazık olacak"ellerini saçlarımda gezdirdi ve geriyi çekildi.Geriye çekildiği gibi yüzüne tükürdüm. Elinin tersiyle tükürdüğü yeri silerken burnundan soluyordu.Arkadaki adamlara bir işaret yapmasıyla 4 kişi kocaman içi su dolu cam akvaryumu önüme koydular ve geri çekildiler.

"Ne yapacaksın bununla?" tedirginlikle sorduğum soru üzerine  alayla bana bakmaya başladı.

"Zeki kızsın pamuğu koyduğumuzda nefesini tutman, seni bagaja bıraktıktan sonra o çok sevdiğin kocana mesaj atman,takip uygulamasını etkinleştirmen hoşuma gitti ama ne yazık ki bagajın içine aktardığımız bayıltıcı gazla kendinden geçtin o sırada sakladığın telefonu etkisiz hâle getirdik yani anlayacağın seni artık bulamazlar" sizi demedi seni dedi.Ne yani gerçekten Melis'i öldürmüş müydü? Hayır hayır buna asla inanmıyorum.

Telefonunu eline aldı ve birine mesaj yazdı ardından karşımda duran duvara sabitlenmiş koca ekran açıldı. Karan ve Arda belirdi ekranda.

Karan'ın yüzünde okuduğum tek bir ifade vardı. O ise çaresizlik Arda'nin da ondan farklı bir yanı yoktu. Karan bir şeye bağırıyordu ama sesi duyulmuyordu.Karşımdaki adam telefondan bir tuşa basmasıyla Karan'ın sesi duyuldu.

"Ulan şerefsiz eğer onların saçının teline zarar gelsin seni yaşatır mıyım lan? Hele bir karıma zarar ver seni-" ve sesler kesildi.Görüntüleri vardı ama o adam gelen sesi kesmişti. Karan  ve Arda hâlâ ordan bir şeyler söylüyorlardı ama duyamadım.

"Ben kazandım Karan Ünal karın şuan karşımda ve o kadar çaresiz ki gel de kurtar tabi canlı bulabilirsen" saçlarımdaki eller ve ardından saç diplarimdeki oluşan acıyla önümde duran koca akvaryumun içine kafamın bastırılması bir oldu.

Binlerce su damlası yutmuştum. Genzimde hissettiğim acının tarifi olmaksızın kesilen nefesim çırpınmamı arttırıyordu.Dışardan gelen kahkaha sesleri uğultuya dönmüş yaşam ve ölüm arasında gidip geliyordum.Kafamın tekrar geriye çekilmesiyle derin bir nefes alıp öksürmeye başladım.O adamın pis elleri yüzüme yapışmış olan saçlarımı geriye çekiyordu.

Gözlerim dev ekrana kayınca elleri saçlarında sinirden boynundaki ve alnımdaki damarları belli olmuş Karan vardı ama Arda yoktu.Sahi Arda neredeydi?

Kafam tekrar suya sokulunca çırpınışlarım tekrar başladı.Adam ekranı kapatıp kafamdaki elleriyle daha çok baskı yaptı ve beni akvaryumun en dibine doğru itti. Nefessizdim, vücudumun oksijene ihtiyacı vardı ve ben bu ihtiyacı karşılıyamıyordum.İlk önce çırpınışlarım durdu.Sonra nefesimi tutamadım,sanki çeksem ciğerlerim oksijenle dolucak gibi nefes çektim ama oksijen yerine su ile doldu ve gözlerim hiç uyanmak istemezcesine kapandı.

Mafya Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin