17 ❉ KIZ VE ÖFKESİ

3.5K 357 77
                                    

30.11.2022

🩸Abba, Lay All Your Love On Me (slowed + reverb)

OLESYA
KIZ VE ÖFKESİ
ON YEDİNCİ BÖLÜM
🐺

Bir haftanın ardından, yorucu derslerin ağrısını üzerimden atamamışken, biri yatağıma zıplayarak beni uyandırdı. Anında tehlikeye karşı dikkat kesilerek doğruldum. Ocallaghan ayaklarımın ucunda şarkı söyleyerek oturduğu yerde zıplamaya devam ediyordu.

"Hadi Olesya! Gidiyoruuuuuz!"

Beynim birden çalışmaya başladı ve akademinin yarından itibaren üç gün boyunca kapalı kalacağını hatırladım. Geri yattım, tekrar kalktım. "Bir dakika, hiçbir şey hazırlamadım ama ben?"

"Akademi dışında armalı kazak giymeyeceksin zaten akıllım. Aurora sana giyecek bir şeyler verir. Hem çalışmayı düşünmüyor muydun? Alırsın kendine kıyafet."

Gunnar ceketlerinden birini kucağıma koyarak bana başımın üstünden sarıldı. "Bu hemen hemen tam olur sana. Pelerinle gitme, soğuktur Lavia." Sıkıca son bir kez sarılarak geri çekildi. Ben ise karşılık veremeyecek kadar afallamıştım. "Bensiz çok eğlenme Axel ile."

"Hıı tamam." gibi bir şey söyledim yüzümü ovuşturup.

Onlar beni ayıltmak için konuşmaya devam ederken tablodan geçerek yüzüme soğuk su çarptım, dişlerimi fırçaladım. İçeri geçtiğimde "Ee? At arabasına mı bineceğiz?" diye sordum.

Birbirlerine baktı odadaki herkes, bazıları cahilliğime güldü. Axel imdadıma yetişti. "Üç günlük tatilin üçünü de Lavia'ya ulaşmak için geçirmek istemeyiz. Profesör Salvador bizim için geçit hazırladı. Bir saniye sürse de iki saat havada asılı kalmışsın gibi hissettirecek ama diğer seçeneklerden daha iyidir."

Duvara iksirle kapı çizen Raymond'a baktık hepimiz. Düzgün çizilen çizgiler parlayarak gerçek bir kapı oluşturdu.

"Kitaplarımı da mı almayayım? Öylece geçecek miyim?"

"Canım benim, eğer iyi altın kazanmak istiyorsan her saatin çalışmakla geçecek zaten. Yürü." dedi Axel gülerek, ardından da kapıyı açarak ışıktan içeri girdi. Peşinden Ocallaghan geçti.

Gunnar beni iteledi, tereddütümü anlayınca. "Tamam tamam." diyerek adımımı attığım anda ayaklarımdan tutulup ters halde havada sarkılatıyormuşum gibi hissettim.

Midem tepetaklak bir şekilde, samimi havası olan boş bir barın içinde dikildim. Her yerde masalar vardı. Duvara yaslı geniş bir bar bulunuyordu. Barın iki yanında kapılar vardı. Kapıların yanında da yukarı çıkam merdivenler.

Axel bar tezgahının üstünden uzanarak "Helena!" diye, bardakları parlatmayı bırakan kıza sarıldı. Kız, minyon yapısıyla Axel'in sarılışında kayboldu. Küçük parmaklarını bir an Axel'in sırtında gördüm, ardından "Yeni uyandım Delodey. Sinirliyim." diyerek kendini çekti. Sesi sevimliydi, aynı suratı gibi. Onun, Julius'un eşi olan Helena olduğunu anladım. Kız sarı saçlarını yukarı topladığından ve kulakları olmadığıdan, gözleri de tüm renkleri içerdiğinden bir elfti. Hatta diğer elflere kıyasla çoook kısaydı. Eğer ona sarılan Julius olsaydı muhtemelen kızı aramak zorunda kalırdık.

"Aurora yok mu?"

"Sana da merhaba Ocallaghan."

Merdivenlerden yukarı bakınan Ocallaghan durdu. Kocaman sırıttı. "Merhaba Helena, nasılsın görüşmeyeli?"

KIZ VE ÖFKESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin