9 ❊ KIZ VE NEFRETİ

867 124 36
                                    

🌒Kat Leon, I'll Make You Love Me

RAMONA
KIZ VE NEFRETİ
YETMİŞ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
🐺

Birini affetmekten zor bir şey yoktu bence. Ve bu beni daha çok parçalıyordu; nefretimi canlı tutmak aklımı tüketiyordu. Ne derdimi birine anlatabiliyor, ne de yardım isteyebiliyordum. Hayatım senelerce donmuş gibiydi. Kalabalığın ortasında dikiliyordum sanki, gelip geçen bedenler bana çarpıyor ama orada, ne kadar yardıma muhtaç olduğumu görmüyordu.

Başta, umudum vardı. Gerçekten. Bekliyordum. Axel'in dönmesini. Çünkü gitmesi gerçek dışı geliyordu.

Bana ne olduysa, beklemeyi bıraktığımda oldu. Umudumun yerine öyle bir nefret doldu ki nefes alamamaya başladım. Sadece geride bırakılmamıştım ki. Geride, acı içinde bırakılmıştım. Bunu atlatabileceğimi sanmıyordum.

Axel'le konuşmak, aynı yerde uyumak, onunla evlenmek, arkadaşları olduğunu görmek, bensiz neşeyle gülebildiğini fark etmek...

Ben en son ne zaman gerçekten güldüğümü hatırlamıyordum.

Gülen herkesi, mutlu olan her şeyi kıskanır hale gelmiştim.

İşin komik yanı, en çok zararı kendime veriyordum. Başka kimseye değil.

Axel'in arkasından yukarı çıkarken kolumdaki bilezikle oynadım. Dişlerimi sıktım, nefesimi yavaşça verdim. Bilekliği bırakırken bir süre kendimi de bırakabileceğimi düşündüm. Bunu hak etmiştim. Yapabilir miydim bilmiyordum ama biraz nefes almam gerekiyordu.

Çadır, yuvarlak masalarda etrafına atılmış minderlerden oluşuyordu. Masalarda, Hanedanlık'ta genelde eğlenmek için kullandığımız bitkiler seriliydi. Jean ve Achilleas'ın bunu hızlıca öğrenmesi ilginçti. Bitkileri kendimiz birleştirir, eğlencemizi kendimiz yaratırdık.

Çadır neredeyse tıkabasa doluydu. Cyprian, Jeannina ve Achilleas kenardaki sedirlerdeydi. Axel, ortadan değil de kenardan ilerleyerek yolu uzattı. Böylece arkasına kimseyi almadan ilerleyebilmiş oldu. Benim izleyeceğim yol da buydu. Biliyordu. Ama varya... Bu ufak tefek düşünceli hali beni biraz bile yumuşatamıyordu ona karşı. İmkansızdı.

Jeannina siyah, çoğunlukla tül elbisesiyle, Achilleas'ın yanında oturuyordu. Ağzındaki x işareti siyah taşlarla süslenmişti; gözlerinde upuzun ince çizgiden oluşan boya vardı. Dik bir şekilde otursa da yanındaki, çok daha rahat görünen Achilleas'a yaslıydı bedeninin bir kısmı. Achilleas'ın eli omzundaydı, parmakları kolunu okşuyordu.

Cyprian ise masanın karşısında ve sedirde değil de minderdeydi. Önündeki bitkileri inceliyordu. Bacaklarımı bükerek üstlerine oturdum. Tek elimi yere yasladım, Cyprian'ın yanındaydım. Axel ise diğer yanıma geçti.

"Sonunda teşrif ettin kral hazretleri," dedi Achilleas.

Axel gülümsedi. "Özlediğini haber verseydin daha erken gelirdim." Somurttu. "Ya da gelmezdim."

Sokacağım lafı, dilimi ısırarak engelledim. Jeannina'nın gözleri üstümdeydi.

Cyprian bana, "Bana öğreteceğini söylemiştin, hadi." dedi. Masayı işaret ediyordu.

"Söylememiştim." Tırnaklarımı mindere batırdım. "Ama göstereyim." Gözler üstüme çevrildi, Achilleas kaşlarını kaldırdı. Tersleyip somurtmam gerekiyordu tabii. "Etkisi nasıl olan bir şey istiyorsun?"

"Ehh," diye düşündü. "Bu sıralar çoğu şeyi ateş renginde görüyorum. Renkleri canlandıracak bir şey lazım. Birkaç saat bile olsa şu görüşten kurtulmak isterim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIZ VE ÖFKESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin