XLII ʰ

573 71 55
                                    

18 Kasım 2022, Cuma gecesi'

18 Kasım 2022, Cuma gecesi'

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hwang Hyunjin

Felix'in evime ilk defa gelecek olmasının tatlı heyecanı damarlarımda dolaşıyordu.

Son konuşmamızın üzerinden yarım saat geçmişti, onu görebilmek için dakikaları sayıyordum. Ne ile ve nasıl geleceğini söylemediğinden tam süreyi kestiremiyordum ancak yakın zamanda burada olacağından emindim.

Vakit epeyce geç olmuştu, akrep yediyi çoktan gerisinde bırakmıştı. O an bu aklıma gelmese de şimdi düşünmeden edemiyordum: Gecenin bir yarısı eve nasıl dönecekti?

Yanımda uyuyan Kkami'yi uyandırmamak adına açmadığım ışıklar yüzünden oda camdan sızan sokak lambasının cılız ışığının aydınlattığı kadar aydınlıktı. Bir de durmadan kontrol ettiğim telefonumun yüzüme yansıyan en aza getirdiğim ekran parlaklığı vardı tabii.

Dış kapının tıklatılmasıyla prensesimi rahatsız etmemek için yavaş hareketlerle yerimden kalkıp koridorun sonuna doğru ilerledim. İki farklı yerden kilitlemiş olduğum kapıyı açtım ve yarım saattir beklediğim yüzün sahibine baktım.

Sapsarı saçlar görüş açıma girerken adeta nutkum tutulmuştu.

"Felix?" dedim şaşkınca ve devam ettim. "Saçlarını mı boyattın?"

Bir eli hafifçe uzamaya başlamış kahküllerinin ucuna gitti ve kısaca oynadı.

"Ah, evet. Eski halini özledim." diyerek tebessüm etti.

İçeri geçmesi için kenara çekilirken yeni imajıyla dalga geçtim. "Eve beklediğim kişi Felix'ti diye hatırlıyorum, minik bir civciv değil."

Yapmacık bir sinirle kaşları çatılsa da dudaklarının kenarları kıvrılmamak için büyük bir savaş veriyordu. Üzerinden çıkarttığı montu aldım ve portmantoya astım.

Konuyu değiştirdi. "Kkami nerede?"

"Odamda, uyuyor şu an."

"Ben geleceğim diye uyuttun hayvanı, değil mi? Kesin mamasına uyku ilacı falan koymuşsundur."

Paranoyak laflarıyla gözlerimi devirdim. "Aynen, hatta zehirledim kızımı da sana belli etmiyorum." Kapının sağ tarafında kalan salona geçerken arkamdan beni takip etti.

"Işıkları açıyorum?" diyip sırıttığında komitatöre giden eli ile duvarın arasına girdim.

"Hayır, açamayacağını çok net bir şekilde söylediğimi hatırlıyorum." Meydan okuyan sesime karşılık havalanan tek kaşı ve "Öyle mi?" derkenki yüz ifadesi başıma geleceklerin sinyalini bana önceden veriyordu.

cry for me ↬hyunlixWhere stories live. Discover now