hhwang: ağlarken yüzün çok tapılası gözüküyor.
bunu sana söyleyen hiç oldu mu bilmiyorum ama umarım ilk kişi benimdir.
ve bir gün sadece benim için ağlaman dileğiyle yanıp tutuşuyorum.
|tw: yeme bozukluğu|
🔖131022, Perşembe'
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Hwang Hyunjin
"Yani bizden canlı yayın açıp bir şeyler yapmamızı mı istiyorsunuz?"
Telefonun diğer ucundaki kadın onayladı.
"Evet, ne yapacağınız size kalmış. Olay olacak birkaç hareket yapıp gündemde kalmaya çalışın, insanlara kendinizi sevdirin ve onlara sizi izlemeye devam etmeleri için sözsüz sebepler sunun."
O göremese de kafamı salladım, içimdense küfür ediyordum. Olmadığım biri gibi davranacak değildim, kendi kişiliğimle de sevilmeyi başarabilirdim.
"Peki, iyi günler."
Telefonu yatağa atıp odamdan çıktım, içeri giderken PlayStation'ın sesi koridoru dolduruyordu. Kendi kolumu alıp yerime geri oturdum.
"Kimmiş?" dedi oyundan ayrılmayan gözleriyle.
"Menajerimiz, yayın açın diyor."
Ofladı. "Ne yayını bu şimdi durup dururken, ne güzel eğleniyorduk biz."
Duvarda asılı olan saate baktım, sabah on bir gibi bize gelmiş olan Felix ile yaklaşık beş saattir televizyonun önüne tünemiş bir şekilde aralıksız basketbol maçı oynuyorduk.
"Yapıştın artık oraya, kalk biraz dolaş."
"Sanki sen farklıydın, delinin zoruna bak."
Elimdeki kolu bıraktım ve kalkıp televizyonun fişini çektim, zaten sıkılmıştım artık.
"Ne yapıyorsun acaba? Yenmek üzereydim seni!" Yükselen sesi ve oturduğu yerden tekmeleyip durduğu bacağımla yanaklarımın içini ısırdım, sevgilisine değil de düşmanına vuruyordu sanırım.
Havada yakaladığım bacağını yere koydum ve diğeri ile birleştirip hareket ettiremeyeceği şekilde yere bastırdım. Şimdi de rahat durmayı reddeden elleriyle boynuma sarılmaya çalışırken at kuyruğu yaptığım saçlarımdan kayıp düşen tokamla bazı tutamlar yüzüme düşüp duruyordu.
Bir elimi düzeltmek için saçlarıma götürdüğümde kısacık boşluktan yararlanıp arkama geçmiş ve bacaklarını belime sarıp sağ kolunun dirsek içini boynuma dolamıştı.
"Felix, amacın beni boğmaksa başarıyorsun." dedim fazla enerji harcaması ve kan akışının yavaşlamasından dolayı ateş basan suratımla.
Ancak Felix durmadı, eğlendiğini belirtir şekilde kahkaha atıyor ve benimle oyuncak gibi oynuyordu. Onun hoşuna gidiyor diye ben de devam etmesine izin veriyordum.
Çok sürmedi, kolları boynumdan çekilirken yerini dudakları aldı. "Telafi edebilirim." derken sesi oldukça boğuk geliyordu.
"So can you please come over closer hold me tight, right now." Yaptığım espri ortamdaki havayı dağıtırken benden ayrıldı.
