Bölüm 4: 23 Mektup

88.8K 4.9K 13.1K
                                    

♪♫ madalen duke - love into a weapon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪♫ madalen duke - love into a weapon

''Herkes odalarına geri dönebilir, öğleden sonra savunma dersi için bu alanda bekleniyorsunuz.'' konuşan kişi dövüş derslerini veren, uzun boylu, kafamdan bile büyük kaslara sahip olan siyahi eğitmen Lord Zion'du. Her zaman kıyafetine önem veren adamın son derece güçlü bir duruşu vardı. Her hareketi sert ve ağırkanlıydı. Attığı her adım yere sağlam basıyordu. Koca bir orduyla savaşacak kadar bilgili, yenileceğini bilse bile kaçmayacak kadar cesaretli birine benziyordu.

Cyra okuldaki tek ortak dersin savunma ve saldırı dersi olduğunu anlatmıştı bana. Prens ve prensesler, birbirlerinin güçlü yanlarını ve zayıf noktalarını görebilsin, kimseye haksızlık olmasın diye dövüş derslerini beraber, aynı alanda alıyorlardı. 

Prenseslere verilen gereksiz, pek bir işe yaramayan savunma dersinin eğitmeni Lord Zion'du. Prenslerin saldırı dersini ise Leydi Asrid veriyordu. Asrid, Cyra'nın düşük çenesinden dökülenlerden öğrendiğim kadarıyla otuz yaşlarında bir kadındı. Bir zamanlar Duogon Krallığı'nda yaşayan en güçlü, en acımasız suikastçilerden biriydi. O kadar yetenekliydi ki yaptıkları yüzünden idam cezası alması gerekirken, bu kadar becerinin heba edilmemesine karar verilmiş, bu okula eğitmen olarak gönderilmişti. Buradan çıkmaya çalıştığı anda ölümle cezalandırılacaktı Leydi Asrid. O bizim eğitmenimiz, biz onun hapishanesiydik. Üstelik hakkında tonlarca öykü dönen bu kadını okula geldiğimden beri hiç görmemiştim. Gölgelerde geziyor, bir hayalet gibi hareket ediyordu. Sadece ona ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıkıyordu.

''Şimdi ne olacak?'' diye sordu Nyx, Cyra'nın ayağa kalkmasına yardımcı olurken. Bizim toparlanmaya çalıştığımız sırada Nefeli ile Kaius da aramıza katılmıştı. 

''Sizi bilmem ama ben ilk fırsatta aileme bir mektup yazıp beni okuldan almalarını söyleyeceğim.'' dedi sarışın prenses eteklerini silkeleyerek.

''Bence bu kararı almak için henüz erken.'' diye lafa girdi Nefeli, bir eli Kaius'un göğsünde duruyordu hala. Prensinden ayrılmak istemiyor gibi görünüyordu. Onun kollarının altında rahattı, koruması altındaydı.

''Erken mi?'' diye parladı bir anda Nyx. ''Bir prenses vahşice öldürüldü bunun farkındasın değil mi? Daha dün akşam takip edildiğini söylediğinde bile eşyalarımızı toplayıp okulu terk etmemiz gerekirdi. Hepimiz Saige gibi bacağımızda bir hançer taşımıyoruz. Dövüş eğitimi almadık. Kendimizi savunma şansımız yok. Eğer elimizi çabuk tutmazsak hepimizin sonu Eirwen'den farksız olacak.''

Kızın ismini duyunca Eira gerçekleri reddetmek istercesine yüzünü, elleriyle kapatarak Saige'in boynuna gömdü. Siyah saçlı prenses, Eira'nın bulutumsu, ipek görünümlü saçlarını okşadı ve onu rahatlatmaya çalıştı.

Etrafına şöyle bir göz attı Nefeli ve bakışlarını bahçenin bizden uzak tarafındaki varislere, birkaç tane prensese ama asıl olarak prenslere yöneltti. ''Bunu bir prensin yaptığına eminim. Prenseslerden hepimizin oda arkadaşı var. Eğer gece birimiz odamızı terk etseydik diğeri bunun farkına varırdı.''

Varislerin Oyunu (Wisteria 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin