Bölüm 14: Kızıl Balo

60.9K 3.4K 14.7K
                                    

♪♫ mree -  kitchen (speed up)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪♫ mree -  kitchen (speed up)

Geceyi Nyx'in yanına geçirmiştim. Birkaç kez birbirimizi uyandırsak da yanyana olmamızın ikimizi de rahatlattığı söylenebilirdi. Konuşarak uyuyakalmıştık. Sabaha karşı ise muhafızların odaya dalması ile zorla uyandırıldık.

Nyx için değil, benim için gelmişlerdi. Profesör Melantha başlarındaydı. Beni sorgulamak istemişti ben de en masum, en pişman görüntüme bürünerek kendi odama geçmiştim.

Profesör Melantha'ya zarar verme olasılığım olmadığı halde yanında altı tane muhafızla gelmişti yaşlı kadın. Son derece uykusuz, yorgun ve bıkmış görünüyordu. Beni sorgu altında tutmak bile istemiyor gibiydi. Sorularını arka arkaya sordu, hiçbirinin cevabını doğru düzgün dinlemedi.

Ona katilin Slonian'ın sırlarını bildiğini, beni bununla tehdit ettiğini ve bu yüzden Drystan'ı öldürmek zorunda kaldığımı anlattım. Sırların ne olduğunu sormadı. Bana kızmadı, beni suçlamadı. Yalnızca dinledi. Sanki kendi istediği için değil de kendinden beklenilen şey bu olduğu için gelmişti.

Cevaplarımla ilgilenmiyordu. Beni dinlerken gözlerini kaçırıyor, iç çekiyor ve odadaki diğer nesneleri inceliyordu. İlk başta bunun sebebinin profesörün yorgunluğu olduğunu düşünsem de sonrasında fikrimi değiştirdim. Bu kadın ne kadar yorgun olursa olsun, bu şekilde davranacak bir karaktere sahip değildi.

O halde zihnini kurcalayan başka şeyler olmalıydı.

Karşımdaki duruşunu sürekli kontrol ediyor, rahatsız bir şekilde oturuyordu. Şu ana kadar Drystan'ın ölümünden ve katilin kim olduğundan tüm okulun haberi olduğuna emindim. Muhtemelen herkes benim hakkımda konuşuyor, bunu nasıl yapabildiğimi tartışıyorlardı.

Melantha'nın son konuşmasının ardından birçoğumuz suikastçının pes edeceğini zannederek yanılmıştık. Onu hafife almış ve daha da kötüsü, eğitmenlere güvenemeyeceğimizi anlamıştık. Ne Profesör Melantha, ne hocalar ne de muhafızlar bizim yanımızda değillerdi. Drystan'ın cesedini bile o kadar hızlı ortadan kaldırmışlardı ki, benimki gibi izlerinin olup olmadığını görememiştim. Bedeninin incelendiğine bile şüpheliydim. 

Profesör Melantha sıkıcı sorularını bitirdikten sonra beni yalnız bırakmak üzere ayağa kalktı.

''Burada tutsak mıyım?'' diye sordum kadın ayrılmadan hemen önce.

Profesör, yavaş hareketlerle bana dönüp küçümseyici bir tebessüm takındı. ''Elbette değilsin Leydi Reika. İstediğin zaman çıkabilirsin ancak odana dönmeden önce yaralarının iyileşmesini beklesen iyi olur. Tüm hizmetkarlarımızı okuldan kovduğunuz için şifacılara yardım eden kimse yok. Dolayısı ile her işlerini kendileri hallediyorlar. Buradan ayrılmanız biraz vakit bulacaktır.''

Kadını başımla onayladım. Neredeyse okulda bir katil olduğu için beni suçlayacak raddeye gelmişti. ''Onları kovmadım, kendi güvenlikleri için gönderdim.''

Varislerin Oyunu (Wisteria 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin