Varislerin Oyunu (Wisteria 1)

Son bir söz...

♪♫ valerie broussard - awaken

Oda muhafızların ve imparatorluk habercisinin içeri dalmasıyla beraber gürültüyle açıldı. Rykel ve Aideen ile evcilik oynarken yakalandığımız için Drystan ile ciddiyetimizi ve odağımızı toplamamız oldukça zor oldu. Elbette haber bile vermeden doğrudan içeri girdikleri için sinirlenmiştim ancak bir şeylerin ters gittiği ortadaydı.

Habercinin yüzündeki ifadeyi görünce kızımızı ve oğlumuzu büyütürken her zaman yanlarında olan hizmetkarımız Alys'e seslendim. ''Alys, Rykel ve Aideen'ı biraz bahçe gezisine götürür müsün lütfen?'' Alys hızla başını salladı ve beş yaşındaki Rykel ile henüz yalnızca üç yaşındaki Aideen'ın ellerinden tutarak apar topar çıkardı odadan.

''Sorun nedir?'' diye sordu Drystan sırtını dikleştirerek. Kirli sakalını son zamanlarda birazcık fazla salmış olduğunu fark ettim. Eh, tam yirmi dört tane krallık ve iki çocuktan sorumlu olduğumuz için anlaşılabilir bir durumdu. O da ben de çok yoruluyorduk ancak yakın dostlarımız ve baş danışmanlarımız bize çok yardımcı olduğu için şanslıydık. Saige ile Zaiden mükemmel yardımcılardı, yeri geldiğinde Nyx de asla geri durmuyordu elbette. En az bizim kadar yoruluyor, Diyar için çabalıyorlardı.

''Majesteleri.'' dedi kraliyet habercisi nefes nefese. Kafasındaki tüylü şapkayı çıkarıp göğsüne dayadı. Kilometrelerce koşmuş gibi bir hali vardı. Yüzünün kenarlarından ter damlaları akıyor, solukları bir türlü yavaşlamıyordu. ''Biriniz bu zavallı çocuğa bir bardak su getirsin!'' diye bağırdı Drystan ardından tekrar genç adamın yüzüne odaklandı. ''Seni bu kadar telaşlandıran nedir, genç adam?'' diye sordu tekrardan ancak bu sefer biraz daha yumuşak bir ses tonu tercih etmişti.

''Size Ocreya krallığında ortaya çıkan bir kahinden haber getirdim.'' Kahin. Bu tarz şeyleri hayatım boyunca duymaya alışmıştım. Garip dinlere, büyülere, yaratıklara ve kehanetlere inanmadığımı herkes bilirdi. Onları ortadan kaldırmak ve insanları gerçek olmayan şeylerden uzak tutmak için elimden geleni yapsam da arada bir fark edemediklerimiz veya pek de zararı olmayanlar çıkıyordu elbette.

''Majesteleri, kahinlere güvenmediğinizi biliyorum ancak bu seferki farklı. Bulunduğu köydeki herkesin ne zaman öleceğini doğru bilmiş. Toprak kaymasından tutun, tüm ekinlerin zarar gördüğü o korkunç fırtınaya kadar, her seferinde önceden uyarmış köy halkını. En son kehaneti ise yalnızca kendi köyü değil, tüm diyarın geleceği hakkında.'' diye ekledi nefes nefese genç adam ve ona getirilen sudan ani bir yudum içerken öksürüklere boğuldu.

''Neymiş o kehanet?'' diye sordum umursamaz bir tavırla. Söylediği birkaç şey doğru diye beni inandıramazdı ancak merak etmiyor da değildim. Dehşet içerisindeki haberci elindeki parşömeni uzattığında ise olayın sandığımdan çok daha ciddi olduğunu anladım. ''Kendiniz okusanız daha iyi olur, Majesteleri.'' dedi.

Elindeki parşömeni çekerek aldığımda Drystan ile dağınık mürekkeple yazılmış düzgün el yazısını okumaya koyulduk. 

Tüm Diyar'ın geleceği için söylediklerime kulak verin. Mürekkeple yazılan bu satırlar zihninize kazınsın. Herkes delirmiş olduğumu söylüyor. Bana cadı diyorlar. Şeytan diyorlar. Beni köyümden göndermeye, öldürmeye çalışıyorlar. Şu anda bile kapımda benim için bağıran onlarca köylü var. Ancak canımdan olacaksam bile bu mektubun elinize ulaşmanızı sağlayacağım, hükümdarım.

Diyar ne yazık ki korkunç bir uçuruma sürüklenecek. Değişikikler başlayacak ve bu değişikliklerin ne olduğunu başta çözemeyeceksiniz. Yavaş yavaş, her yerden küçük kıvılcımlarla çıkacak bu farklılıklar ortaya. İnsanların kontrolünü ele geçirecek korku ve kötü güçler hakimiyet kuracak diyara. Güvenilmez, dengesiz, karanlık güçler. Bu güçler sizin veya bizim gibi sıradan insanların yok edebileceği türden olmayacak. Onunla başa çıkamayacağız ve Diyar ölüme ve kedere sürüklenirken elimizden ağlamak ve yakarmak dışında hiçbir şey gelmeyecek.

Ama tüm bunları çözecek bir kahraman gelecek. Cesur bir kahraman, Diyar'ın iyiliği için fedakarlık yapmaktan kaçınmayacak, yüce bir adam. Acılar çektiği için başkalarının çekmesine göz yummayan bir adam. O diyarları yaratan ve onları kurarken kendisini yok eden bir kurtarıcı. Ölümden bile güçlü, yaşamdan daha korkunç bir kahraman. Kendisine Diyarların Yazarı diyecekler. Onu kurtarıcı olarak görecekler ve o adam bizi savaşlardan, ölümcül ve de kötücül güçlerden, felaketlerden kurtaracak. O bizim son umudumuz, en büyük mucizemiz olacak.

Geldiğinde, onu dinleyin. Onu izleyin ve ne olursa olsun Diyarların Yazarı'nı hayatta tutun. Yoksa geriye kurtaracak bir Diyar kalmayacak.

- SON -