꧁༒༻☬ད Bölüm 23 : Başlangıcın Sonu ཌ☬༺༒꧂♪♫ trella & tommee profitt - rise above
Hükümdarlardan oluşan deniz ikiye ayrıldı ve fırlatılan hançerin sahibi ortaya çıktı. Benimkiler gibi beline dökülen, kırmızı bir şelaleyi andıran uzun saçları, tıpkı benimkiler gibi bakan yemyeşil gözleri vardı bu genç hükümdarın. Kraliçe olamayacak kadar genç görünüyordu. Gözleri alev alevdi. Tıpkı benim gözlerim gibi. Görkemli elbisesi ile, tarih kitaplarına ait özenle çizilmiş resimlere aitmiş gibi kudretli görünüyordu.
Öldürdüğümü sandığım ve öldürdüğümü sandığımdan çok sonra kardeşim olduğunu öğrendiğim Reika Antonella, tam karşımda duruyordu ve hayatımı kurtarmıştı.
Saniyeler içerisinde muhafızlar yanıma akın ederek toparlanmama yardımcı oldular ve Helia'nın merdivenlerden aşağı yuvarlanan cesedini kaldırdılar. Şaşkınlıkla Reika'ya bakmaya devam ediyordum çünkü ona yeterince bakarsam, gözlerim gördüklerinin gerçek olduğunu şüphe götürmez bir kesinlikle kavrarsa ancak o zaman onun burada olduğuna inanabilirim gibi geliyordu. Ve Helia... Bakmak istediğim son şey bile değildi. Onun, Reika'nın zannettiğim kişi olduğundan emin olmak için zihnimin içinde fırtınalar dönüyordu. Ancak hiçbiri aksini kanıtlayamıyordu. O Reika'ydı ve bunu biliyordum. Kız kardeşimdi. Bu okula gelirken öldürdüğüm kıza onunla ortak saç rengi ve yuvarlak yüzü dışında hiç benzemiyordu.
''İmparatoriçe!'' diye bağırdı muhafızlardan biri ve beni kenara çekmek üzere etrafımı sardılar. Helia'nın cesedi hızla ortadan kaldırılırken kendimi okulun içine sürüklenirken buldum. ''Durun!'' dedim. ''Onu görmem lazım, kız kardeşimi görmem lazım!''
Sonsuz gibi hissettiren bir sürenin sonunda, Drystan yanında iki kişiyle beraber yanıma ulaştı. Sakin kalmak, paniklememek için duygularıma kontrol etmeye çalışıyordum ancak Drystan'ın eşlikçilerini gördüğüm anda son sabrım da gücünü yitirdi. Dış görünüşlerinden kim olduklarını rahatça anlayabiliyordum. Yirmi dört krallık içerisinde kızıl saç genine tek sahip krallık Slonian'dı. Karşımda Slonian Kraliçesi Lirith Antonella ile kızı, Prenses Reika Antonella duruyordu.
Annem ve kız kardeşim.
Onlar bana, ben onlara bakıyordum. Kimse, hiçbir şey söylemiyordu. ''Irithel.'' dedi en sonunda Lirith Antonella. Sanki geçmişinde bıraktığı acı bir hatıraymışım gibi izliyordu beni. Gözleri hüzünlüydü. Karşısında olduğuma, bana dokunabilecek mesafede bulunduğuna inanamıyor gibiydi. Hafifçe yaşlanan bakışları, ona karşı biraz daha sempati duymama neden oldu. Aramızda konuşulması gereken çok fazla şey olduğunun farkındaydım. Cevaplara ihtiyacım vardı elbette ancak asıl merak ettiğim konu Reika'nın nasıl burada olduğu, ve o ölen kişinin kim olduğuydu.
Bunun mümkün olmadığını bilsem de karşımda gördüğüm Reika'nın hayaletiymiş ve gözlerimi kapattığım bir zaman yok olacakmış gibi hissettiğimden gözlerimi hızla kırpmayı sürdürdüm.
Reika'ya doğru döndüğümde gerçekten de ne kadar çok benzediğimizi fark ettim. Benimkinden biraz daha yuvarlak yüzü, daha sağlıklı, daha pembe yanakları vardı ancak kardeş olduğumuzu bizi yan yana görmüş yarı kör, yaşlı bir çiftçi bile anlardı. İçimdeki duyguların vahşice kabarmasını engellemek için yutkundum. ''Nasıl?' diye sorabilmeyi başarabildim yalnızca. ''Okula gelen Reika-'' Cümlelerimi toparlayamıyordum. Gerek da kalmadı neyse ki çünkü Lirith Antonella hemen koşup ellerimi yakaladı. Tutuşu da elleri gibi yumuşaktı. Gözlerimin içine bakarken yepyeni, canlı duygular hissediyordum. Zaman o sırada durdu ve biz, soru işaretleri ile dolu zihnimde asılı kaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varislerin Oyunu (Wisteria 1)
Teen Fiction24 Krallıktan gelen genç prens ve prensesler için kurulmuş bir Kraliyet Okulu. Ancak acımasız bir suikastçı kendini soyluları teker teker öldürmeye adamıştır. Kaçış yok. Teslim olmak yok. Oyuna hazır mısınız?