Sixteen

3.4K 228 74
                                    

Kitap mutsuz sonla bitmeyecek arkadaşlar rahat olun. Kasved'in etkisinden çıkamamışken daha öyle bişi yapmam dgjfhfsh.

Eskisi gibi sık sık bölüm atamıyorum biliyorum :(
Zamanım olmuyor idare edin yaw.

"🍀Ben az anlatsam ama sen çok anlasan...🍀"

______

Yemek Yeşim'in son derece sahte tavırları ve gülüşleriyle sürüyordu.

Yeşim Şahin'i yiyecekmiş gibi bakmaktan vazgeçip bakışlarını bana çevirdi. Tip tip bakarak " Sen kaç yaşındasın baya küçüksün sanırım?..."diye sordu. Sanane bacı!

Baygın bakışlarımla ona baktım.
" 19..." dedim kısaca. " Demiştim işte küçükmüşsün..." dediğinde dik dik suratına baktım. On dokuz yaş küçük bir yaş mıydı?

" Sende bir otuz beş- kırk varsın herhalde..." dediğimde eli direk yüzüne çıkmıştı.
" Nasıl ya o kadar yaşlı mı gözüküyorum? " diye sordu mutsuzca Şahin'e bakarak. Morali bozulsun diye öyle söylemiştim yoksa en fazla yirmi altı yirmi yedi gösteriyordu.

" Yok canım arkadaş biraz abarttı gayet iyisin..." dedi Kenan araya girerek. " Yaşından da küçük gösteriyorsun hatta.. "

Yüzümü buruşturup Kenan'a baktım. Bu Yeşim'den mi hoşlanıyordu lan yoksa? Ne bu hareketler...  

Tam bir şey diyeceğim sırada Şahin boğazını temizlediğinde bana karşı yaptığını anlamıştım. Kadına bakmaktan vazgeçip bakışlarımı Şahin'e çevirdim.

Aramızda sessiz geçen bakışma sonrası bakışmayı bitirdim ve sıkıntıyla ayağa kalktım. Kimseye bir şey demeden masadan kalkıp restoranın çıkışına ilerledim. Kimsede nereye diye sormamıştı zaten çokta umurlarında olduğumu sanmıyordum ama Şahin'in arkamdan baktığını görmüştüm.

Hava almak istemiştim. Bu samimiyetsiz ortamda kendimi fazlalık gibi hissediyordum. Ellerimi pantolonumun cebine sokup restorandan çıktım. Hava hafif hafif eserken derin bir nefes çektim içime.

Caddede vızır vızır geçen arabaları,  insanları izledim bir süre.

" Canını sıkan bir şey mi var Batı? "

Şahin'in ne ara yanıma geldiğini anlamazken ona döndüm.
" Evet, senin yapmacık arkadaşların..."dedim düz bir sesle. Önüme dönüp bakışlarımı caddeye çevirdim. 

Onun bakışları da karşıdayken
" Hepsi mi..." bir es verip kafasını bana çevirdi.
" Yoksa sadece Yeşim mi?" diye sordu. Sesinde imâ aradım ama gayet normal bir sesle sormuştu.

" Yeşimmiş..." diye mırıldandım gözlerimi devirerek. " Hepsi de samimiyetsiz tipler, birbirlerinden farkları yok..." dedim. Kafamı ona çevirdiğimde çarpraz bir şekilde gülümsüyordu.

" Niye sinirlisin?" diye sordu gülümserken.
" Kim sinirli ya, sinirli gibi bir halim mi var şuan? " diye bağırdığımda kaşlarımı çattım. Sinirli olduğumu daha yeni farkediyordum.

" Yeşim'in anlattıklarından sonra gerildin, ne o rahatsız mı etti duydukların? "

İşte şimdi sesinde imâ vardı. Onu kıskandığımı mı söylüyordu yani? Hah hiçte bile.

" Niye rahatsız etsin?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Ellerini arkasında bağlayıp omuzunu kaldırdı.
"Bilmem belki kıskandığın içindir..." dedi, koyu kahve gözleri parlıyordu sanki.

" Güzel şaka bir daha olmasın..." dedim yalancı bir gülümsemeyle. Gözlerini hayretle kıstı ama bir şey demesine izin vermeden arkamı dönüp restorana doğru ilerledim.

PALYAÇO  [GAY] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin