Twenty three

2.6K 202 37
                                    

Size küsüm...İyi akşamlar.

"☘️Birgün adımı unutacak olursan bana benzesin tüm sevdiklerin...☘️"
( Bölümle uyumlu bir söz)

_____

Şahin'in odasından çıkıp orta kata bizimkilerin yanına indim. Hepsi büyük masanın etrafına toplanmış yemeğe başlamışlardı. Herkes kendi aleminde birbirleriyle sohbet ediyordu. Tekin ise bizden uzak bir yere oturmayı tercih etmişti.

" Bu ne çorbası lan?"

Zafer önündeki çorbaya bakarken konuştu. Kendi yerime otururken " Yayla çorbası?" dedim sorar gibi.

" Patrona hangi çorbadan götürdün?" diye sorduğunda " Bundan götürdüm işte, çorba olarak tek bunu sipariş etmiştim zaten." dedim ne demeye çalıştığını anlamayarak.

Zafer garip bir şekilde kaşlarını kaldırdı." Yedi mi peki?"

" Zafer ne demeye çalışıyorsun ya açık konuşsana." dedim en sonunda dayanamayıp.

" Patron sevmez yayla çorbası." dedi ve muzip bir ifadeyle bana bakarak önündeki çorbadan hüpleterek içti.
" Sana hayır diyememiş ne kadar romantik."

Son söylediğini yapmacık bir tavırla  söylemişti. Şahin'in bu ince davranışı kalbimdeki yerini belli edercesine kalp atışlarımı hızlandırırken gülümsedim. Demekki çorbayı görünce kaşlarını çatmasının sebebi buydu.

Beni hatırlamamasına rağmen sanki bana karşı diğerlerine göre farklı davranıyordu. Acaba beni görünce kalbinde eskiye dair bir şeyler mi hissediyordu? Hissettiği şeyi anlamlandıramasa bile bunu hissediyor muydu?

" Ne çorbası seviyor?" diye sordum merakla.
" Benim bildiğim tavuk..." dedi çorbasını içmeye devam ederken. Kafamı salladım. Bir dahakine tavuk çorbası götürecektim.

Kendimi mutlu hissederken içimdeki heyecanla yemeğimi yemeye başladım.

__

Yemek faslı bittiğinde gececi korumalar bahçedeki görev yerlerine geri kalanlar ise odalarına çekilmişlerdi.

" Bende yatıyorum Batı, uykudan gözümü açamıyorum vallahi."

Makineye bulaşıkları koyarken Zafer'e kafa salladım. " Tamam."

Zafer'le eskisi gibi dalaşmıyorduk.Daha doğrusu o benimle uğraşmıyordu.Son zamanda yaşadığım ve içinde bulunduğum durumdan kaynaklı olduğunu düşünüyordum.Beni üzecek bir şey yapmıyordu.

Aşçı ve yardımcısı yarın geleceği için bulaşıkları toplama işi şimdilik bana düşüyordu. Yemek yapmanın yanı sıra evin temizliğiyle de ilgileneceklerdi. Ben ise bizimkilerin konumuna terfi etmiştim. Ekşınlı görevler falan...

Son bulaşıkları da koyduktan sonra makineyi çalıştırdım.Elimi yıkadım ve mutfaktan çıktım.Kendi odama doğru yürürken bir anda durdum. Ben Şahin'i görmek istiyordum. Daha birkaç saat önce yanındaydım halbuki ama yetmiyordu sanki. Adımlarımı üst kata çıkan merdivene yönelttim.

" Muhtemelen uyumuştur ama banane görmek istiyorum."

Kendi kendime mırıldanarak odasının önüne geldim. Uyumuş olma ihtimaline karşı kapıyı çalmadan sessizce içeri girdim.

Tam tahmin ettiğim gibi sırt üstü uzanmış bir şekilde uyuyordu.Sırtındaki yara yüzünden bu pozisyon onu zorlasa da başka çaresi yoktu. Yan tarafına dönünce de göğsüne baskı oluyordu.Sırtındaki yara göğsündekine göre daha çabuk iyileşiyordu.

Kafasını yana yatırmış bir şekilde mahsun mahsun uyuyordu.Bu görüntü gerçekten Şahin'e mi aitti?
Herkesi korkudan titreten adam nasıl bu kadar masum gözükürdü?

Sessiz adımlarla yanına ilerledim ve dizlerimi kırıp çömeldim.Yüzünü izlemeye başladığımda dudaklarımda kendiliğinden oluşan tebessümü farketmemiştim.

" Ne zaman hatırlayacaksın beni?" diye sordum son derece sessizce.Uyandırmamaya özen gösteriyordum ama sesimdeki üzüntüyü de gizleyememiştim.
" Bak benim, Palyaçon..."

Tamamen kendi kendime konuşur gibiydim.Burukça gülümseyip yüzüne yaklaştım. Temas etmemeye özen göstererek boynuna yaklaştım ve parfüm olmayan o kokusunu içime çektim.Yine üzerine bir şey örtmemişti. Altında sadece siyah eşofmanı varken üstü çıplaktı. Dolaba ilerledim ve ince bir pike alıp usulca üzerine örttüm.

O an ise aklıma düşen bir şeyi yaptım. Belkide yanlıştı,belkide yapmamalıydım fakat beynimdeki mantık kalbimdeki sevgiye yenildi.Yüzüne yaklaşıp dudağının kenarına yumuşacık bir öpücük bıraktım ve dudaklarımı çekmedim. Gözlerini açtığını gördüğümde dudaklarımın temasını kesip yüzüne bakmak için milim kadar geri çekildim.

" S-Sen napıyorsun?" diye sordu şok halinde. " Ne yaptığını sanıyorsun çocuk?"

" Uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yapıyorum." dedim hiç düşünmeden.Yüzünü hem şaşkınlık hem sinir kaplarken omuzlarımdan ittirip yakın olan mesafemizi açtı.Beni ittirmesiyle direnmeden ayağa kalktım ve mesafemizi iyice açtım.

" Sen kimsin de buna cesaret edebiliyorsun!" diye bağırdığında bir nefes verdim. Yattığı yerden sinirle doğrulup arkasını yatak başlığına dayadı. Bunu dikkat etmeden yaptığı için de yaralarını acıtmıştı yine.

" Erkek arkadaşınım..." dedim direkt.Elalarımı koyu kahvelerinden çekmedim.
" Hatırlamadığın, hafızandan sildiğin erkek arkadaşın."

" Nasıl? Ne demek bu?"

Son derece şaşkın ve anlamadığını belirterek sorduğu soruyla hafifçe gülümsedim.

" Hafıza kaybı yaşıyorsun seninde bildiğin gibi ve hafızandan sildiğin tek kişi karşında duruyor şuan da." dedim.Aklının karma karışık olduğunu biliyordum. Dediğim hiçbir şeyi anlamlandıramıyordu muhtemelen. Benim amacım da zaten herşeyi saklamadan açıklamak ve en azından hafızasında beni canlandırmaya çalışmasını sağlamaktı.

" Sadece bu gerçeği bilmeni istiyorum.Elbet bir gün hatırlayacaksın, beraber üstesinden geleceğiz."

Karmakarışık bir yüz ifadesiyle bana bakarken " Çık odamdan!" dedi dişlerinin arasından.Bu tepkisi normaldi bu yüzden ona kızmıyordum. Kafamı sallayıp arkamı döndüm ama çıkmadan son kez Şahin'e baktım.Oturduğu yerde önüne bakıyordu.

" Özür dilerim..." diye güçsüzce konuştum ve onu kafasındaki düşüncelerle yalnız bırakıp odadan çıktım. Ne için özür dilediğimi bilmiyordum. Onun kendiliğinden hatırlamasını beklemeden gerçeği söylediğim için mi? Yoksa onu öptüğüm için mi?

Bilmiyordum...




Bölüm Sonu...

Bölüm kısa geçiş bölümü gibi bişi olduğu için.

✍️✍️✍️
















PALYAÇO  [GAY] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin