PALYAÇO [GAY]

Eighteen

Demişler ki öldü diye giriş yapıyomuşum fkdkdkdk.

"☘️Papatya gibiydi kalbin bir sevdi bir sevmedi...☘️"

______

Uyku sersemi bir şekilde gözlerimi yavaşça açtım. Sırt üstü uzanmış bir halde kollarımı esnetirken elim birine vurunca yan tarafıma döndüm.

Lan...

Şahin üzeri çıplak bir şekilde yanımda uyuyordu. Hemen alt tarafına baktığımda altındaki siyah eşofmanı görünce rahatladım. Az daha aklıma dün geceye dair farklı şeyler gelecekti.

Aynı yatakta yattınız diye hemen sana sahip mi olacak Batı salak mısın?

İç sesime orta parmak çektim.Aklıma dün gece beni yatağıma taşıdığı gelince etrafıma baktım.  Kendi odamda değil Şahin'in odasındaydım.

Bir dakka dakka neyy?

Ben yatakta çok hareket edince uykulu gözlerini araladı.
" Günaydın..." dedi gözlerini tekrar kapatırken.
" Günaydın, beni kendi odana
getirmişsin?" dedim sorar gibi.

Gözleri kapalıyken sadece kafasını salladı.
" Neden?" diye sordum bu sefer. Tek gözünü açıp aksi bir şekilde yüzüme baktı. Şuan ki yüz ifadesine gülmek istesem de kendimi tuttum.

" Ait olduğun yere getirdim işte, ne demek neden..."

Vücudumu bir sıcaklık basarken dudaklarımı birbirine bastırdım.
" Kahvaltı yapmaya gidelim mi?" diye sordu yatakta doğrulurken. Uykusu hâlâ açılmadığı için sesi uykulu çıkıyordu ve fazla karizmatik. Adamın uykulu sesi bile içimde kıpırtılar oluşturuyordu amına... Uykulu yüz ifadesine bakıp gülümsedim.

" Niye gülüyorsun?" diye sordu göz kırparak. Bu sefer sesli bir şekilde güldüm. " Yüz ifaden çok komik..."

Tek kaşı havaya kalkarken " Şöyle güzel bir kahvaltıya hayır demem..." dedim teklifini kabul ettiğimi gösterircesine. Bana doğru uzanıp yanağımdan öptü ve gülümseyerek yataktan kalktı.

" Ben bir duş alayım sonra çıkarız..." dediğinde kafamı salladım.
" Tamam benimde duş almam lazım zaten..."

Dudağının kenarı kıvrılırken kafasıyla banyoyu gösterdi.
" Gel beraber alalım istersen..."

" Onu kasdetmemiştim..." Yataktan kalkıp telaşla kapıya yürüdüm. " Benim odamda banyo var..." dedim saçma bir şekilde. Hadi ya o bilmiyordu sanki...

Kapıya yaklaştığımda beklemediğim bir anda arkadan belime sarılıp kendine çekti. Sırtım göğsüme yaslanırken kalbim ağzımda atıyordu.

" Günaydın öpücüğü vermeden nereye?"

Neey? Af buyur? Kim? Ben mi?

Kulağıma doğru fısıldamasıyla bütün tüylerim diken diken olmuştu. Tek kolu belime sarılırken elini karnımın üzerine koydu. Derince yutkunup yavaşça yüzümü ona döndüm.

" Ben mi?"

Kolu hâlâ belimdeyken seri bir hareketle kendine çekti. Ellerimi çıplak koluna koyup gözlerine baktım. Sorumu es geçmiş istekle gözlerime bakıyordu. Koyu kahvelerinde ışıltılar oluşurken gözlerini kıstı.
" İstemiyor musun?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. " Neyi istemiyor muyum?" diye sordum.

" Beni öpmek..." dedi ve durdu. Manyak mıydı bu adam?. İstememek ne demekti. Şahin'i istemeyen birinin akıl sağlığından şüphe ederim.

" Salak mısın?" dedim ani bir çıkışla. Şaşkınca yüzüme baktığında " Şey yani, istiyorum niye istemeyeyim..." diye düzelttim çıkışımı. Biraz ayarsız bir çıkış olmuştu!