Sözde, "ben Emre'yle sadece el ele tutuşup sarılabilirdim ilerisini yapamazdım, yaptıramazdı."
...
'Her zerrini istiyorum.' demişti uyuduğum yerde kulaklarıma doğru. Boynumda hissettiğim saçlar ve sıcak nefesle başını boynuma gömdüğünü hissedebiliyo...
Yarınlar bizi neler bekliyor bilemeyiz ama bildiğimiz tek şey var ki, her günün unutulmayacak bir anı olduğudur.
Saatimin sesiyle uyandım elimi saat'e attım ve kapatım, daha sonra doğruldum ve esnemeye başladım elime telefonumu aldım saat yedi'ydi telefonu yatağa attım ve kalktım banyoya doğru ilerledi banyonun girişindeki aynaya bakt ve bijamalarımı indirdim, yanda bulunan kirli sepete attım ve duşun altına girdim ılık suyu açıp elime şampuan koydum, saçımı ovalamaya başladım çilek kokulu şampuan tek tercihti benim için.
Saçımı kurutmuştum kendime içlik ve elbise seçtim, giyinmeye başladım. Makyajımı yapıp son kez parlak canlı kırmızı ruj sürüp telefonumu aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim mutfağa doğru ilerledim ve elinde kahveyle ayakta duran ipeğe baktım "günaydın" dedim telefonumu masanın üzerine koydum ve yonca teyzenin hazırladığı omletten yeməyə başladım "of ya" dedi ipek "ne oldu" dedim ona döndüm elimdeki tabağı masaya koydum ve oturdum "yiğit bana evlenelim" dedi ona baktım yüz ifadem gayet normaldi "ee kabul ettin mi" dedim omletimi yiyerek "evet" dedi "ee neden of'luyorsun" dedim "acaba pişman olur muyum" dedi karşıma geçti oturdu "sanırım...hayır yiğit gibi birisini bulduysan sakın ama sakın kaçırma derim" dedim "tamam okay" dedi ayağa kalktı "ben gidiyorum o zaman" dedi ona baktım kaslarımı çattım "nereye" dedi "düğün alışverişine" dedi ve ilerledi arkadan ona baktım kafamı iki yana salladım ve kahvaltımı etmeye devam ettim.
Tabağımı alıp tezgahın üzerine koydum elimi silip telefonumu elime aldım ve salona ilerledim "yonca teyze ben çıkıyorum bişey istermisin" dedim salonu temizleyen Yonca teyzeye "yok kızım bişey istemiyorum sen kendine dikkat et" dedi ona bakım gülümsedim ve kapıya doğru ilerledim siyah kabanımı aldım ve dışarı çıktım, İlyas bana bakım gülümsedi bende ona bakım "günaydın İlyas" dedim "günaydın Zümrüt hanım" dedi arabanın kapısını açtı, sürücü koltuğuna bindi ve bana bakım "nereye gidiceksiniz Zümrüt hanım" dedi "depoya gidicem oraya sür" dedim oturduğum yerin ön koltuğun arkasında silahım vardı onu alıp mermilerini kontrol ettim, çantama attım.
Telefonumu elime alıp Tolga'yı aradım telefonu açtı "Tolga adamları topla bizim depoya gel" dedim "peki efendim ama bı sorunmu var" dedi "her an bi sorun olabilir Tolga" dedim "peki efendim anladım" dedi telefonu kapattım ve Yiğit'i aradım açmasını bekledim geç açmıştı telefonu "efendim Zümrüt" dedi "yiğit depoda buluşalım birileri depoya gelicek yer altındaki gizli malları bulabilirler" dedim bundan emindim "tamamda nerden biliyorsun depoya birilerinin geliceğinden" dedi güldüm və konuştum "sahte malların sahibi gizli birisi ve kesinlikle depoya adam yolicaktır aramızda ajan var" dedim "ajanmı kim o biliyor musun" dedi "sayılır, evet biliyorum onu hesabını ayrı sorucam zaten, dediğim gibi depoya gel" dedim "tamam geliriz bi kaç adamla" dedi "tamam gel bı kaç adamla" dedim "ha ipek nerde alışverişe çıkıcam dedi düğün için" dedim "aradı beni bana bırak dedi sen gelme dedi bana" dedi Yiğit "tamam" dedim telefonu kapattım ve çantama koydum.
