Sözde, "ben Emre'yle sadece el ele tutuşup sarılabilirdim ilerisini yapamazdım, yaptıramazdı."
...
'Her zerrini istiyorum.' demişti uyuduğum yerde kulaklarıma doğru. Boynumda hissettiğim saçlar ve sıcak nefesle başını boynuma gömdüğünü hissedebiliyo...
Bu son duyduğu sözler yada isim onun kalbinde tuhaf bir hisse neden oldu, keşke adamı öldürmeseydi'de adamının son cümlesini tamamlasaydı.
Adam çalışma odasında oturduğu sandalyede karşısındaki fotoğrafa bakıyordu onun ve eski karısının fotoğraf'ına, adam kaşları çatık bir şekilde karşısındaki fotoğrafa bakmaya devam ediyordu.
Dudağını yalayıp iç çekti "umarım bu sen değilsindir" diyip ayağa kalktı ve adadan çıkıp kapıyı kilitledi.
Uzun siyah beyaz merdivenlerinden inmeye başladı mutfağa doğru ilerleyip kendini kahve yapıp salona geçmişti.
Eline telefonu alıp büyük siyah koltuğa oturup adamını aradı, telefon hemen açılmıştı "buyurun efendim" diye konuştu telefondaki kişi "bir haber varmı" dedi patron "Hazar bey hiç bir haber yok" dedi gözlerini sıkıca kapatım sinirini dindirmeye çalıştı "bu kadın...kimse ismini ve hangi şirkete bağlı olduğunu bilmek istiyorum duydun'mu" dedi "efendim kadın çok güçlü bir şirketin sahibi kolu uzun her yerde tanınıyor" dedi telefondaki kişi "kim lan bu, kim!" Dedi sinirlenip oturduğu yerden kalkıp"efendim kadının sadece güçlü olduğunu biliyorum ama bana zaman tanıyın öğrenicem efendim" dedi telefondaki kişi "en kısa zamanda, duydun'mu" deyip telefonu kapatıp yerine oturdu "kim bu, kim" dedi kendi kendine.
Adam karşısında güçlü bir kadın durduğu için sinirliydi, diğer yandan'da tedirgin'di o sevdiği kadının tekrar karşısına çıkacak diye.
Adam kahvesini bitirmeye gelmişti öylece oturup düşünüyordu "sanki dünyada bir tane Zümrüt var gibi düşünme Hazar" dedi adam kendi kendine.
Oturduğu yerden kalkıp dış kapıya doğru ilerledi, kapıyı açıp adamlarına baktı ve kapıda duran adama "kamyonu ne yaptınız" dedi adam "Hazar bey dediğinizi yaptık ve kamyonu yaktık" dedi koruma Hazar içeriye tekrar girdi ve çalışma odasına gitti.
Çalışma odasına girip masasına oturdu karşısındaki fotoğrafı alıp çekmeceye koydu, karşısındaki duran bilgisayarı açıp, şirketleri incelemeye başladı hangi şirket kime ait, hangi şirketin başında kadın yönetici var diye araştırmaya başladı.
Adı duyulmuş şirketleri tek tek araştırıyor'du önüne çıkan tüm şirketlerin kadınlarının adını duymuştu ama biraz daha arştırmaya başladı önüne gelen "kayalar şirteki merkez yapımına başladı" yazısına tıkladı, önüne gelen yazıyı okumaya başladı"bu şirketin ismi...kim bu şirketin sahibi" diye fısıldadı Kendi kendine, saçlarını karıştırıp eline telefonu aldı telefona numarayı çevirip kulağına koydu telefon açılınca telefondaki kişi "buyurun Hazar bey" dedi, hazarın asistanı Sinan "kayalar şirketiyle iltibata geç Londra'daki hisseyi paylaşa bileceği'mizi söyle" dedi Hazar asistanı Sinan, asistanı "peki efendim ama o şirket güçlü bir şirket" dedi asistan Hazar gözünü kapatım tekrar açtı "bende onların alacağı hisseyi aldım Sinan!" Dedi "peki efendim ben irtibata geçip size haber veririm efendim" dedi "tamam acele et en kısa zamanda" dedi Hazar telefonu kapatıp.
Arkasına yaslandı ve düşünmeye başladı, çalan telefona baktı kim diye "bu kim lan" deyip telefonu açtı "kimsin" dedi sakin bir sesle "malarınız elinize geçmiş galiba gizli adam" dedi telefonda bir erkek sesi vardı "sen kimsin lan!" Dedi oturduğu yerden kalkıp "ben, ben kimim yiğit ben" dedi telefonda gülen kişi "şunu söylicem patron hanım sizinle konuşmak istedi ama onuda işi vardı bana devret'ti" dedi telefondaki yiğit "lan seninde patronunu'da-!" dedi karsı taraftaki Yiğit susturdu "dur dur ya hemen küfü ha bide kadına ya bana ette patron hanıma etme" dedi ve devam etti "seni bunu için aramadım ciddi konuşalım ortaklık istiyoruz Londra'daki hisse için ortak olucaz" dedi Yiğit bu sefer ciddi konuşuyor'du Yiğit "...bende tam olarak bunu istiyordum" dedi "tamam bak ne güzel oldu şimdi" dedi Yiğit "bizim şirket'te buluşalım saat zaman yer, atıcam sana şimdilik görüşürüz" dedi ve telefonu kapattı Hazar derin bir nefes alıp tekrar telefona bakıp asistanı Sinan'ın aradı kulağına koyum telefonun açılmasını bekledi, "buyurun efendim" dedi telefondaki kişi "hiç bir şey yapma benim emrini bekle" dedi Hazar telefonu kapattı ve çalışma odasından çıktı.
Odasına doğru ilerlerken telefonuna gelen bildirime baktı 'yarın saat 9.30 da kayalar şirketinde buluşalım' diye bir mesaj hazarda mesaja karşı 'görüşelim' diye yazdı, odasına girdi telefonu yatağın üstüne atıp giymiş olduğu siyah kazağı indirip banyoya girdi kirli sepetin içine atıp üstünü indirip soğuk suyun altına girdi.
(Zümrüt'ten)
Saat:22.30
Evimde yiğit ve ipek vardı bunlar burda kalmak zorundalarmı elimdeki kumandayı ipeğe doğru atıp "ben yatıyorum düğün gününe zevkle bekliyorum" dedi düğüne 3 gün sonra erken olduğunu söyledim ama ipek bugün olsun daha iyi dedi bende bişey demedim isteme bile olmamıştı nikah düğünle beraber olucakmış.
Odama girip, banyoya doğru ilerledim ve kapıyı açıp içeri girdim üzerimi indirim elbiseleri sağda bulunan kirli sepete attım ve ılık suyu açıp duşun altına girdim saçımı ıslatıp, çilekli şampuan'ı elime döküp saçımı ovalama'ya başladım.
Vücuduma'da çilekli duş jelinden sürtüp, suyun altına girdim. Bornoz'umu giyinip aynaya baktım saçımı kurutup kendime pijama seçip giyindim.
Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Pijamalarımı giyinip yatağa girdim ve yarınki olacak toplantı için düşündüm adamı merak ediyordum kimdi acaba nasıl konuşucak yada ortaklıkta anlaşabilir'miyiz.
