Asaf gözünü kırpmadan, "Korkutuyor muyum seni?" dedi. "Korkutur mu beni beklemek seni?" Sonra acı acı gülümsedi. "Dönüşsüz gidişleri hangi kadın ister ki zaten, sen de haklısın. Bir asker olarak bunu sana hiç söylememeliydim, korkuttum belki de seni...
Gitmekle gidilmiyor ki, gitmekle gitmiş olamazsın; Gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.
-Cemal Süreya
***
Mehmet Erdem - Acıyı Sevmek Olur Mu
Cüneyt Ergün - Bilinmeyen Saati Uygulaması
***
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
2002, Kasım 13
Parkta oyun oynayan küçük kızın arkasından sessizce yaklaşıp ellerini gözlerinin üstüne kapattı Asaf. Asel'den bir anda kapanan gözleri ile bir, "Hi!" nidası eş zamanlı geldi.
"Kimsin sen?" dedi kapalı gözleri ile. Ellerini kaldırıp gözlerinin kapatan ellerin üstüne koydu ve tanımaya çalıştı.
"Benim," dedi Asaf ellerini çekerken.
"Hi!" dedi tekrar ama bu sefer heyecan dolu bir sesle Asel. "Ay Acaf ben seni çok özledim ya," dedi ve Asaf'a sarıldı. "Çok uzun yoktun."
Asaf gülümseyip kendisine sarılan küçük kıza sarıldı. "Ben de," dediğinde Asel başını kaldırdı küçük çocuğun göğsünden.
"Ne dedin, ne dedin?" dedi Asaf hemen. Küçük kızın omuzlarına ellerini koydu. İsmini doğru mu telaffuz etmişti o az önce?
"Ay dedim," dedi Asel. "Yok o değil," dedi Asaf. "Diğeri."
"Acaf dedim." dedi hin bir gülümsemeyle.
"Ya hayır," dedi Asaf hemen. "Doğru söyledin adımı. Bir daha söylesene."
"Acaf," dedi Asel sinir etmek için tam tersini yaparak. "Acaf, Acaf, Acaf."
"Bak beni tekrar et." dedi Asaf. "A," dedi. Asel de, "A," dedi. "Saf," diyerek diğer heceyi söyledi Asaf.
"Saf," dedi Asel. "Heh!" diyen Asaf doğru söyledi diye sevinmişti.
'Acaf' demesinde bir sıkıntı yoktu ama doğru da söylesindi.
"Şimdi birleştiriyoruz," dedi. "Asaf,"
"Acaf!" dedi Asel inatla. Sonra küçük çocuğun önünden ayrılıp etrafında hoplaya zıplaya bir daire attı. "Acaf, Acaf, Acaf," diyerek.
***
Asaf gideli iki ay oluyordu.
Mahallede her şey bıraktığı gibiydi, sevdiği kadın, ailesi, amcaları, teyzeleri. Ne zaman döneceğini düşünüyordu her biri. Tanıdıktı bu his hepsine, Asaf giderdi onlar arkasında kalırlardı, Asaf gelirdi ve hepsine bayram olurdu.