20 - An

1K 61 67
                                    

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.

-Cemal Süreya

***

Murat Başaran - Gülümse Annem

***

Bir askerin en acı anı, görev emrinin geldiği andı.

En çaresiz anı yine görev emrini aldığı andı.

Emredersiniz komutanım'dan başka bir şey söylenemeyen o andan itibaren edilecek vedalar, belki de dönülemeyecek yollar askerin zihninin bir köşesine yerleşip bir virüs gibi onu bitirmeye başlıyordu her seferinde.

Sevdiği insanlara son bir kez bakma, son bir kez sarılma, son bir kez kokusunu içine çekme hakkı veriliyordu. Sadece bir kez ve belki de son kez.

Şimdi olduğu gibi. Asaf'a gelen görev emri doğrultusunda timi toplaması istenmişti. Başta Kuzey olmak üzere herkese haber veren Asaf, en sonunda hazırlanmış ve o gidiş anına gelmişti sıra.

Bir gidişin en zor, en can alıcı kısmı.

Asel'e bırakmak istemez gibi sarıldı Asaf. Çünkü bu gidiş farklıydı. Değişikti. Bilinmezdi.

Duygu yüklü bu anın büyüsü Asel'e de geçmiş ve onun da gözlerinin dolmasını sağlamıştı. Asel iyice ve sıkıca sarıldığında Asaf'a, Asaf genç kadının boynuna gömdü başını. Kokusunu içine çekti doya doya. Sanki son kezmiş gibi.

"Güzelim," dedi Asaf ondan ayrılırken. "Benim gözümün bebeği güzelim."

Asel dolu dolu olmuş gözlerle baktı ona.

"Bana bir şey olursa," dedi Asaf. "Başın hep dik dursun."

Asel, "Deme öyle," dedi. "Sana bir şey olmayacak."

"Olur ya olursa," dedi Asaf başını anlık yana eğerek. "Vatan sağolsun de olur mu?"

Ardından tekrar bir sıkı sarılma gerçekleşti. Asel bu sefer hıçkırıkları ile beraber sarıldı genç adama sıkı sıkı.

"Asaf çok dikkat et tamam mı kendine?" dedi. "Her zamankinden çok dikkat et, arkanda bırakacağın bir ben var, bunu sakın unutma."

"Unutmam," dedi Asaf. "Sen de, seni çok sevdiğimi unutma." Ve ekledi. "Ne olursa olsun."

Ardından yerden çantasını alıp kapıdan çıkmadan önce son bir kez baktı Asel'e. O asla doyamazdı ona bakmaya.

"Hakkını helal et," dedi Asaf gitmeden önce.

"Helal olsun. Sen de helal et," dedi Asel yaşlı gözleriyle.

"Helal olsun," dedi Asaf ve arkasını dönüp merdivenleri indi. Apartmandan çıktığında aracına bindi. Asel geride kaldı.

Asaf karargaha doğru yola çıkarken aklında sadece genç kadın vardı.

***

Bahar'ın odasının önüne gelen Fırat kapıyı tıklattı. Bahar kapıyı açtığında karşısında bulduğu genç adam ile gülümsedi. Geriye çekilip içeriye girmesi için alan açtığında Fırat içeriye girdi.

"Nasılsın?" dedi Fırat ilk önce.

"İyiyim," dedi Bahar. "Sen?"

"İyi ben de," dedi Fırat. "Bahar," dedi sonra. "Ben göreve gidiyorum. Son bir kez sana gelmek istedim, olur da-" derken lafını kesen Bahar'ın ona sıkı sıkı sarılmasıydı.

ZEMHERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin