[11]*Balo*

6.7K 263 140
                                    

"Tuana şarjım bitti. Kendi telefonundan saate baka bilirmisin?"

"Tamam dur bir dakika" ellerimi cebime götürdüm. Ama telefon yoktu! Hemen çantama bakmaya başladım.

"Hassiktir!" Diye küfür savurdum.

"Noldu?" Diyen Alisaya döndüm. Şuan okulun önündeyiz, okula gitmek üzereyiz. Ama telefon sınıfta kaldı! Aman ne iyi, ne güzel!

"Telefonum okulda kalmış onu alıp hemen geliyorum. Çantamı tutar mısın?" Dedim. Kafasını salladı ve çantayı aldı. Bende ardından hiç düşünmeden okulun içine girdim ve sınıfa doğru koşmaya başladım.

Sınıfın önüne geldiğimde nefes nefeseydim. Kendime geldikten sonra kapı kolunu indirdim. Ve içeriye girdim. Ama pek de hoş bir manzarayla karşılaşmadım. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

Çağan şuan pencerenin önünde oturmuş, telefonuda elimde. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Tanrım gene ne yapmaya çalışıyor bu deli!?

"Telefonumu ver!" Dedim öne atılarak. Sanki ben dediğime verecekte.

"Bir şartla vererim" dedi. Genelde şartlar hiç istemediğimiz türdendir.

"Kabul etmiyorum! Senden de iyi bir bok çıkmaz!" Dedim. Aferin bana aferin. Bir koysa kemiklerim kırılacak. Bu cesaret nerden geliyor bana Yarabbim.

"Telefonu veda et" dedi ve telefonu pencereden dışarı çıkardı. Şuan elinde bıraksa yere düşücek ve parça pincik olacaktı. Ağlamak istiyorum. Telefona gıcık kuzenimden daha da değer veriyorum!

"Yapma!" Dedim bir an. Sonraysa yutkundum.

"Şartın nedir?" Dedim.

"Benimle baloya geliceksin" dediğinde. Ağzım açık kaldı. Ne diyordu bu!?. Napıcam amına- bir dakika!

"Sen neden benim gibi bir ucubeyle, çirkinle gitmek isteyesinki? Yada neden sahiplenesin?" Dedim. Mükemmel, aşırı derecede olağanüstü bir cümle (!)

"Canım öyle istiyor" dedi. Senin canını si- neyse.

"İstemiyorum! Şartını kabul etmiyorum!" Dedim kararlı sesimle.

"Öylemi?" Dedi ve telefonu dışarıya tuttu.

"Umrumda değil! Yenisini alabilirim!" Dedim. Telefon fiyatları içimden geçicek. Aniden gülmeye başladı. Kaşlarımı çattım.

"Sadece bununla biteceğini mi sanıyorsun?" Dedi. Aynı ifadeyle bakıyordum yüzüne.

"Biricik arkadaşın Alisaya senin yaşadıklarının beterini yaşatırım" dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.

"N-ne?"

"Aynen öyle! Bütün okul ona düşman olur! Her dakika rahatsız eder! Ve yolun sonu hiç iyi sonuçlanamayabilir! Peki bunun sorumlusu kim olucak? Tabiki sen!" Dedi. Dudaklarımı bir birine bastırdım.

"Y-yapamazsın!"

"Öyle bir yaparım ki!"

"Lütfen Çağan! Hem sen benim gibi ucubeyi naparsın ki?"

"Hiç birşey umrumda değil! Baloda yanımda seni görmek istiyorum!"

"Aa tabi beni rezil etmek için evet! Çünkü sen böyle bir adi herifsin!"

"Doğru konuş!" Dedi sinirli sesiyle. Bende sustum. Başka bir çarem yoktu. Onunla gitmezsem Alisaya çok kötü şeyler yapacaktı.

"Kabul ediyorum" dedim sesim kısık çıkmıştı. Zaferle sırıttı. Ardından telefonu bir sıranın üzerine bıraktı.Ve yanımdan yürüyerek geçip gitti. Hemen telefonumu aldım ve sınıftan çıktım.

Takıntılı ZorbamWhere stories live. Discover now