[30]*Çıkma teklifi*

2.2K 135 24
                                    


Aynada son kez kendime bakıp, kravatımı düzelttim. Ardından nefesimi verdim. Bugün pazartesiydi. Okul günüydü ve ben okula gidecektim. Güçlü olmalıydım. Bana değer vermeyen biri için bir damla gözyaşı akıtmam bile aptallık. Acıdan gebersem bile belli etmeyecektim.
Omzuma gelen saçlarımı düzelttim. Ardından yerdeki çantamı aldım ve odadan çıktım. Mutfağa doğru ilerledim. Birşeyler atıştırdım. Saate baktığımda adeta dehşete düştüm. Dersin başlamasına son 4,5 dakika kalmıştı. Ve ben hala oyalanıyordum!
Hemen koşarak kapıya ilerledim. Ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Kapıyı kilitledim ve hemen asansöre ilerledim. Asansör geldiğinde hemen bindim ve 1-ci katın düğmesine bastım.
1-ci kata geldiğimde hemen asansörden indim ve apartmandan çıktım.
Okula doğru koşmaya başladım.

Sonunda okulun önüne geldiğimde nefesim tükenmişti. Soluklanmaya başladım. Sizi inandırayım 10 dakikalık yolu 5 dakikaya gelmiştim. Koşu yarışına falan mı katılsam?
Azıcık kendime geldiğimde hemen sınıfa doğru koşmaya başladım.
Sınıfın önüne geldiğimde, ilk önce üstüme başıma çeki düzen verdim. Ardından kapıyı çaldım. "Gel" komutunu aldığımda hemen içeriye girdim. Dersimiz fizik di.

"Hocam geç kaldığım çok özür dilerim" dedim. Nedense gerilmiştim. Çünkü bu sınıfta Alisa ve Çağanda vardı. Neyse. Sakin ol Tuana..

"Tamam. Birdaha olmasın. Geç yerine" hoca dediğinde kafa salladım. Ardından sınıfa doğru döndüm. Çağanla göz göze geldim.
Çağan gözlerini bana dikmişdi. Çok derin bakıyordu. Gözlerimi ondan çektim. Ve arka sıraya doğru ilerledim. O kadar şeyden sonra onunla aynı sıraya tabiki oturmayacaktım. Boş sıraya geçtim. Aslında burada bir kişi oturuyordu ama çok şanslıyım ki gelmemişti. Şimdilik.

Aradan geçen 45 dakika sonra zil çalmıştı. 3 cü dersde bitmişti. Tam 3 ders boyunca Çağandan ve Alisadan uzak durmaya çalışmıştım. Şuan öğlen arasıydı ve bundan sonraki ders boştu.
Kitabımı çantama koydum ve ayağa kalktım. Herkes sınıftan çıkıyordu. Son beş kişi kalmıştı. Hemen sınıftan çıktım.
Hızlı hızlı kolidorda ilerlemeye başladım.
Ama adımın seslenmesiyle olduğum yerde durdum.
Alisa..

"Tuana!" Diye yeniden seslendi ve hemen yanıma geldi. Açıkçası onunla konuşmak istemiyordum. Bu yüzden yanıma geldiğinde hemen yürümeye başlamışdım ki, Alisa kolumdan tutup beni durdurdu. Bana yalvaran gözlerle bakmaya başladı.

"Tuana.. Lütfen konuşalım. Lütfen şu kadarcık bile değerim varsa konuşalım" dedi. Sesi sonlara doğru titremişti. Yutkundum. Ve kafamı salladım.
Kimsenin olmadığı bir köşeye çekildik.

"Hadi anlat. Çok vaktim yok" dedim soğuk ses tonuyla. Çağan bir yana.
Sevgili dostumun bana yalan söylemesi üzücü bir durumdu.

"Tuana ben gerçekten suçum herneyse çok özür dilerim!" Dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Bu kadarmıydı?" Dedim.

"Bak Tuana, evet, haklısın, seni Çağandan uzak tutmalıydı-"

"Sorun Çağan değil Alisa" diye sözünü kestim. Alisa sorgularcasına kaşlarını çattı.

"Sorun senin bana yalan söylemen" dedim yalandan gülümseyerek. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kaşları havalandı.

"Çağan her neyse de.." dedim ve durdum.

"Sevgili dostumun yalan söylemesi bana çok koydu" dedim gülümsemeye devam ederken.

"N-ne?" Diyebilmişti Alisa. Sorgulayıcı bakışlar atıyordu. Olayı hala anlayamamıştı.
Nefesimi dışarı verdim.

"Sana *Melis ve Çağan arasında ne var?* Diye sorduğumda bana ciddi birşey olmadığını söyledin.." dedim ve durdum. Kafamı yere eğdim ve derin bir nefes alıp verdim. Hala bu olayı atlatamıyordum. Bunu kendime yediremiyordum. Hala "neden?" Diye sorguluyordum.
Bu çok aptalcaydı.

Takıntılı ZorbamWhere stories live. Discover now