3

20.3K 970 49
                                    

Merhaba , nasılsınııız?
Ben bir bölümle daha buradayım. Hatam oluyorsa affola. Henüz acemiliğimi atamadım sanırım. Güzel bir yolculuğa birlikte çıktık inşallah:)
Sizi şöyle bölüme alayımm

Askeriye göründüğünde artık yorgunluğum da kendini göstermeye başlamıştı. Her gün orada dik durmak zorundaydım. O heriflerin suratına bakmak zorundaydım. Duygusal açıdan yorucu olduğu kadar fiziksel olarak da çok yorucuydu. Kısaca madden ve manen zorlayıcı bir süreçti.

Ne düzgün bir şekilde beslendim ne düzgün bir şekilde uyuyabildim. Tek başımaydım. Bunca itin yanında tek başımaydım. Son zamanlarda tükenmişliğim artarken ayakta zor durur hale gelmiştim. Bundan sebeptir ki güvenli alana geçtiğimi anladığımda vücudum da kendine gelip normal tepkilerini vermeye başlamış ve kendini salmıştı. Şikayetlerim gün yüzüne çıkmıştı.

Orada hala kalıyor olmamın tabii ki bir sebebi vardı , beni ayakta tutan sebep. Vatan. Ama artık orada duramazdım.Orada kalmak  açıkça ben askerlerin kaçmasına yardım eden bir köstebeğim gelin beni vurun demek olurdu. Araç durduğunda vakit kaybetmeden indim. Gözlerim hasret kaldığı bayrağımla buluştuğunda içimi kaplayan huzur yüzüme gülümseme olarak yansıdı.

Bulunduğumuz konumdan bizim üçlünün mekanı olan Şırnak'a gelmiştik. Burası benim için daha çok dayımın mekanıydı gerçi. Ben Binbaşı Ali Çolak'ın yeğeniydim her ne kadar bu üç avanak bilmese de.

Berivan'a her ne kadar güvensem de şu an terörist konumunda olduğu için elleri kelepçeli bir şekilde araçtan indirildi. Herkes araçtan indiğinde ağrıyan yerlerimi bir süre daha dinlememek için büyük bir çaba gösterdim.Keşke diyorum direkt rahat yatağıma kavuşup ve delice yemek yemek yeseydim önce..

Yavaş bir şekilde bizim üçlünün arkasından ilerlediğimde kapıda bizi bekleyenleri görünce adımlarımı hızlandırmaya çalıştım. Ne ara geldi bilmesem de yüzüme telefonları kapatan komutanım buradaydı. Düzeltiyorum Albay burada.

Barışın yanında durup diğerleriyle birlikte selam verdim. Albay'ın yanında dayım da vardı. Konumdan ötürü şu an farklı bir tepki veremesem de kısa süreli göz göze geldiğimizde özlemini ve merakını iliklerime kadar hissetmiştim.Görevimden haberi yoktu kimsenin. Uzun zamandır irtibatta değildik ve eminim ki bu süreçte ölüp ölüp dirilmişti.Bakışları askerlerinde dolansada en çok benim üzerimdeydi. Hızlı hızlı baştan aşağı süzüyor sonra yüzümü inceliyordu. Karşımda Albay varken ona tepki veremeyeceğim için hissettiğim bakışlarına karşılık vermeden sadece karşıya baktım.

"Rahat ol asker" Albayın komutuyla rahata geçtiğimizde bacaklarımı hafifçe aralamak bile zulüm oldu bana. Yardıma gelen ekibi istirahate yolladıklarına sadece ben ve bizim üçlü kaldı. Daha doğrusu ikili. Yaralıyı direkt revire götürdüler.

"Yuvana hoş geldin Yüzbaşım" Albay ciddiyetini kenara bırakıp gülümsedi.

"Sağ olun Komutanım" Başıyla selamladığında dayıma dönüp onayladı. Albay arkasını döner dönmez dayım vakit kaybetmeden yanıma gelip beni kollarının arasına aldı,kimseyi umursamadan.

"Dayım" kollarımı beline sararak karşılık verdiğimde gözümün dolmasına engel olamadım.Özlemiştim.

"Güzelim benim" saçlarıma bir kaç öpücük kondurdu. "Hoşgeldin yuvana , ölüp ölüp dirildim be kızım" dediğinde belinde ki kollarımı sıkılaştırdım.

"Çok özledim" sesimin titremesine engel olamazken dolan gözlerimden yaşlar yavaş yavaş akmaya başladı.

"Sen bana sor o özlemi!" saçıma bir kaç öpücük daha kondurduktan sonra geri çekilip yüzümü ellerinin arasına aldı. Alnımı öpüp geri çekildi.

Dağların AsenasıWhere stories live. Discover now