8

12.2K 633 70
                                    

Merhaba,
burayı çok boş bıraktım ama inanın ki elim gitmiyor. Bir hevesle başı sonu belli diye başladım ama gelişme kısmının önemini göz ardı etmişim. Öylesine yazıp geçmekte istemiyorum.
Tekrardan cümle cümlede olsa yazıp bir şeyleri size sunmaya çalışacağım ama uzun soluklu bir hikaye olmayacağını da buraya not düşmek isterim.
İyi okumalar 🤍

Minik şovumuzdan sonra dayımdan kısa bir laf yesekte , onunda eğlendiği bariz belliydi. Bunu saklamayada çalışmıyordu. Aksine bana memnun bakışlarınıda yolluyordu, gururunu okşamıştım belli ki. Sonrasında görevsizlikten bu hale geldiğimizi ima edip bir kaç dosya işi kitlemişti. Dağ da aç susuz kalsam daha mutlu olurdum.

Oflayarak sandalyede arkama yaslandığımda Barış dosyada ki gözlerini kısa süreli bana değdirmiş ve tekrar işine dönmüştü. Saatime baktığımda akrep ve yelkovan hala istediğim rakamların üzerinde değildi.

"Biraz daha oflarsan odadan atacağım seni." bana bakmadan kurduğu cümleye güldüğümde elinde ki kalemi bir kaç tur döndürdü parmakları arasında.

"Atsana ya bi," dedim. "masa başı iş istesem ona göre meslek seçerdim böyle ceza mı olur? Ayrıca cezalık bir şeyde yok. Dayımın antin kuntin işleri bunlar. Buranın akşam ev kısmıda var ama farkında değil işte." gülerek kendi kendime söylendiğimde arkasına yaslanarak beni izledi.

"Burada dayın değil , senin üstün." dediğinde bunun zaten farkındaydım.

"Biliyorum buraya bunu hiç taşımıyoruz zaten. Ama buradan çıktığımızda bizim rütbeler çıkıyor hayatımızdan sonuçta. Eve gittiğimizde aksine ben üst oluyorum ama bunu sen bilmesende olurdu tabi." dediğimde gülerek elinde ki kalemi kapatıp masaya bıraktı.

"Bazen sesin geliyor tahmin edebiliyorum." kaşları havalanmış gülüyordu.

"Abartmasak mı yüzbaşım?"

"Abartmıyorum ki , abartmayı sevmem. Olduğu gibidir bende her şey. Eve geç geldiğim oluyor kapıdayken duyuyorum. Bazen öyle bi bağırıyorsun ki oturup gülebilirim." dediğinde sanki o anı yaşıyor gibi gülmeye başladı.

"Çok ayıp neden dinliyosun?"

"Duyuyorum dinlemiyorum. Dövüyor musun adamı ne yapıyorsun?" merakından değilde dalgasına sormuş gibiydi.

"Anlatılmaz yaşanır o evdekiler. Aramızda ki yaş farkı az olduğu için dayı yeğenden çok arkadaş gibiyiz. Haliyle rahat duramıyoruz. Burada ki hallerimizi bizi tanıyanlar görse şaşıp kalır." samimi bir şekilde verdiğim cevap karşısında tam cevap vereceği an kapının açılmasıyla ayağa kalkmamız bir olmuştu.

"Rahat olun." Dışarıda dayım içerde binbaşım Ali'nin lafıyla normal halimize geçmiştik.

"Bitti mi dosyalar?" Gözleri ikimiz arasında gidip gelirken benim masamın önünde ki sandalyeye oturmuştu.

"Bitti komutanım." Barış az önce ki gülüşlerinin aksine ciddi bir şekilde konuştuğunda dayım başıyla onaylayıp bana döndü.

"Sohbetinizide böldüm devam edin siz." yanlara kaymak için direnen dudaklarımı birbirine bastırdığımda tabii ki benim hallerimi çözmüş ve bunu anlamıştı.

"İş güç konuşuyorduk ama tam bitti siz geldiniz." sevimli ama resmiyetimi bozmadan konuştuğumda inanmadığına dair bakışları bendeydi.

Dağların AsenasıWhere stories live. Discover now