19

7.4K 448 22
                                    

Merhaba,
önümüzde ki hafta 14 günlüğüne şehir dışına çıkacağım için önümüzdeki bölümleri nasıl atabilirim bilmiyorum.Çıkmadan önce yazıp biriktirmek istiyorum ama eğer bunu yapamazsamda orada fırsat buldukça yazmaya çalışacağım:(

Bir adım daha attığımda vakit kaybetmeden boynuna uzandım, kalbimin çırpınışını hissetmemesini umdum. Aramızda ki hatrı sayılır mesafe bir anda kapandığında sırtıma dolanan kollarını hissettim.

Kalbimin hızlı atışını şu an hissetmiyor olması imkansız bir hale gelmişti.

Ne kadar süre burada sarılı kaldık bilmiyorum ama birisi benim adımı sesleniyordum. Gerimizde kalan uzun koridorda sesi yankılanıyordu. İkimizde kollarımızı gevşettiğimizde tam karşısında durup yüzüne baktım.

"Asena Komutanım." Arif kapıda durup selam verdiğinde transtan çıkmıştım. Gözlerimi gözlerinden ayırdığım da aramızda oluşan hava dağılmıştı. Ama kafamı toplayamayacak kadar uyuşmuş hissediyorumdum. "Söyle Arif."

"Binbaşım sizi çağırıyor."

"Tamam geliyorum." dediğimde geriye attığı adımların ardından önüne dönüş hızlı bir şekilde gözden kayboldu. Sırtım Barış'a dönükken bir süre ona bakmaya cesaret bulamamıştım kendimde. Gözlerimi bir süre kapalı tuttuktan sonra yavaş adımlarla ona döndüm. Gözlerimiz hemen birbirini bulmuştu.

"Barış," dediğimde bir adım daha atıp aramızda ki mesafeyi tamamen kapattı. Düzelmeyen nefesim heyecanla yine düzensizleştiğinde onunda benden farkı olmadığını hissedebilmiştim. Örgümün ucu önüme doğru gelmişti. Eliyle omuzun gerisine doğru iteklediğinde, keskin yüz hatları çok yakınımdaydı.

"Binbaşı'nın yanına geçelim, şimdi tekrar birini yollar."

"Akşam bizim evden gelecek seslere şimdiden hazırlan o zaman. Bilerek çağırtıyor, şu an benimle hiçbir işi yok." dediğimde gülmüştü. Gülüşünü bu kadar yakından gördüğümde gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı. Hızlıca tekrar gözlerine baktığımda, utanmıştım.

"Akşam, burada işimiz bittikten sonra görüşelim. Ama yorgunsun sen şimdi. Yarına ayarlarız." dediğinde utana sıkıla gözlerine baktım tekrar.

"Yorgun değilim aslında."

"Kaç gündür nerede olduğun belli değil Asena, nasıl yorgun değilsin?" dediğinde elini bana uzatacak olmuştu ama geri çekti. "Bugün dinlen."

Başımı iki yana doğru salladım. "Kötü koşullarda değildim."

O sırada bu sefer de Faruk beni çağırmak için geldiğinde Ali'ye yapacağım eziyetler gözümün önünden geçerken Barış bu halimi görüp güldü. Bir şey demeden Faruk'un arkasından ilerlediğimde, Barış'ta benim arkamdan gelirken hızla yanıma geçti.

"Ali'ye akşam kök söktüreceğim."

"Yardım lazım olursa karşı dairende olacağım." dediğinde yüzüne bakıp gülmüştüm. Yandan bir gülüş sergileyip ciddiyetine geri döndüğünde Ali'nin kapısına gelmiştik. Evde olsak kapıyı kafasına geçireceğim adamın kapısını sakin bir şekilde çalıp içeri geçtiğimde Ulaş hala buradaydı.

"Beni çağırmışsınız komutanım."

"Barış'ta gelsin." dediğinde arkamda olduğu için tekrar bir şey söylemeye gerek duymadım. Benim arkamdan odaya girdiğinde gözü bir kaç saniye Ulaş'a kaymıştı. Gözümün ucuyla ona baktığım için bazı tepkilerini görebiliyordum.

Dağların AsenasıWhere stories live. Discover now