34. Bölüm

4.3K 315 249
                                    

Alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Göğsümde bir ağırlık vardı. Gözlerimi aralayıp başımı biraz eğdim. Burnuma çarpan saçlarla kaşlarımı kaldırdım.

Sancak belime sarılmış ve başını göğsüme koymuştu. Saçlarının kokusunu içime çektim ve küçük bir öpücük kondurdum. Kirli sakalını okşadım hafifçe.

Tuhaf bir duyguydu sevdiğin adamla aynı yatağın içinde uyanmak, onun kokusuyla gözünü açmak..

Alarmın durmadan çalmasıyla yüzümü buruşturdum ve uzanıp kapattım. Yeniden saçlarını öptüğümde öncekinin aksine sertçe öpmüştüm ve bu Sancak'ın gözlerini aralamasına sebep olmuştu. Bir süre duraksadıktan sonra başını kaldırdı bana bakmak için. Çeneme temas eden dudakları birkaç saniye öyle kaldı. Sonrasında küçük bir öpücük bırakıp kısık gözlerini gözlerime çevirdi.

"Günaydın." Uyumaktan şişmiş gözleri ve kısılmış sesiyle çok tatlıydı. Yanaklarını sıkmamak in tuttum kendimi.

"Aydı aydı." dedim gülerek.

"İyi bari." deyip yeniden başını göğsüme koydu. Yeniden saçlarından öptüm Uyumaya başladığında güldüm ve sırtına vurdum hafifçe.

"Kalksana oğlum, namaz geçecek." Tek gözünü açıp bana baktı.

"Ben de ağlarım şimdi bak uyumak için." Güldüm.

"Yalnız böyle birbirimizi vuracaksak zaaflarımızdan, işimiz var seninle." Güldü.

"Çok tatlıydın ama."

"Gece de böyle düşünüyor muydun? Elin ayağın birbirine dolaştı."

"İlk defa içmeden sarhoş olan birisini görüyorum, cahilliğime ver." Alnına vurdum gülerek.

Aklıma gelen şeyle sinsice sırıttım. Birden onu üstümden ve hatta yataktan düşürdüğümde şokla bana bakmaya başladı.

"Napıyorsun Bal?" dedi şaşkınlıkla.

"GÖRÜMCEM KOŞ GÖRÜMCEM! ÖCÜNÜ ALIYORUM!" diye bağırdıktan sonra kendimi yataktan Sancak'ın üstüne attım.

"Manyak mısın Balım?!" Hâlâ şok içindeydi, o yüzden bir şey yapamıyordu.

"Yettim yengem!" dedi Hilal odaya dalarken. Uykudan uyandığı için saçları birbirine girmişti ve çok tatlı görünüyordu. Üzerindeki inekli pijama takımı ayrı bir hava katmıştı.

"Koş su mu bir şey getir, düşman nakavt olmak üzere!" Koşarak mutfağa gidince bakışlarımı Sancak'a çevirdim.

"Ciddi misin şu anda?" Sırıttım.

"Hiç olmadığım kadar!" dedim kıkırdarken. Yanağına sıkı bir öpücük kondurdum. "Sana da günaydın bu arada, laf arasında kaynadı." Hilal elinde büyük bir bardak soğuk suyla odaya girdi. Diğer elinde fotoğraf makinası vardı.

"Uyarıyorum hanımlar, sakın." dedi sakin bir sesle. Hilal'le bir süre bakıştık. Anlaşmış gibi başımızı salladığımızda ellerimi Sancak'ın göğsünden çekerek havaya kaldırdım.

"Tamam tamam, yapmıyoruz bir şey Teğmenim." dedim korkmuş gibi. "Bari bir tane fotoğraf çekelim." Hilal'den kamerayı aldım fotoğrafını çekmek için. Tam çekerken elini yüzünün önüne koyduğunda güldüm. "Paylaşmam bir yerde, korkma." dedim kamerayı kenara koyarken.

"Kalk hadi üzerimden kalk, oyuncak etkiniz beni elinizde." Güldüm. Yavaşça ayağa kalkarken Hilal'e başımla işaret verdim. O suyu Sancak'ın yüzüne boşaltırken ayağa kalktım ve Sancak'ın üzerinden atladım. "Koş görümcem koş!" Kolunu tuttuğum gibi onu da peşimden sürükledim ve banyoya girip kapıyı kilitledim. Korkuyla karışık kahkaha atmaya başladık ikimiz de. "Yüzünü gördün mü?!"

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin