36. Bölüm

4K 252 283
                                    

Yüzümün her yanında hissettiğim öpücüklerle gülümsedim ve yanımdaki sıcaklığa biraz daha yaklaştım.

"Yavrum kalmıyor musun artık?" Birkaç kırıktı çıkartıp iri gövdesine sardım kollarımı. "Kedi gibi sokuldun yine." dedi gülerek. Saçlarıma kondurduğu öpücükler karnımın kasılmasını sağlıyordu. Derin bir nefes aldım. Aldığım nefese kokusunun karışması benim için tarifsiz bir duyguydu.

"Hangi duayı ediyoruz her sabah böyle uyanmak için?"

"Allah'ım bir tane Sancak'ım olsun, her sabah beni böyle uyandırsın diyoruz." Güldüm.

"Amin." Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Uyanmak gibi bir niyetin var mı?" Hâlâ gözlerimi açmamıştım.

"Yoo, yerim rahat. Kalkmayı düşünmüyorum."

"Acıkmadın mı?"

"Uyku ruhun gıdasıdır, önce ruhumu doyurayım, mideye de bakarım işte bir ara." Burnumu sıktı.

"Kalk hadi uykucu panda. Benim midem aç."

"Dolap orda Sancak. Aç ye işte." dedim sıkıca sarılmaya devam ederken.

"Kahvaltı ısmarlayayım diye düşünmüştüm veya geçen seferki gibi poğaça falan alıp sahilde yerdik."

"Orduevini mi doyuracaksın peki geçen seferki gibi?"

"Seni doyursam yeter yavrum, gözüm çok yüksekte değil."

"Pek alçakta da değilmiş anladığım kadarıyla." Gülerek alnımdan öptü.

"Hadi kalk da hazırlanıp çıkalım."

"Uykum var."

"Gözlerini açarsan kaçacak uykun." Huysuzlanarak da olsa gözlerimi açtım. Bakış açıma direkt uzamış sakalları girdiğinde gülümsedim ve elimi kaldırıp hafifçe okşadım. "Bir insan geceden gündüze özler mi bir çift gözü?" Elimi kalbine yasladı. "Kalbimle zorun ne?" Gülümsedim en içten halimle. "Kısık kısık bakıyorsun ya böyle gülünce.." İç çekti. "Ne yapacağım ben seninle?"

"Sevsen yeter." dedim mayışmış bir şekilde. Küçük kız çocukları gibiydim yine, Sancak'ın yanında çocuklaşıyordum hemen.

"Severim, ömrüm boyunca severim ben seni, sen yeter ki böyle bak bana." Alnımı öptüğünde boynuna sardım kollarımı sıkıca. "Boğulacağım Bal."

"Kalbime sokasım geliyor seni." Güldü ve kalbim magma tabakasına karıştı yine..

"Zaten orada değil miyim?"

"Sahibi sensin, bende emanet olarak duruyor." dedim gülerek. Uzun uzun yüzümü inceledi, gözlerini yavaş yavaş kırpıyor ve farkında olmadan beni tamamıyla etkisi altına alıyordu. Böyle anlarda aklım tamamen duruyordu. "Neden böyle bakıyorsun?" İç çekti.

"Aklıma kazıyorum yüzünü." Sağ elimi kaldırıp saçlarının arasına daldırdım. "Unutmayayım diye milim milim işliyorum zihnime." Derin bir nefes aldı. Bir tutam saçımı parmaklarının arasına almış oynuyordu.

"Başka?"

"Ne başka?"

"Söylemek istediğin başka bir şey daha var." Parmaklarının sırtını yanağımda gezdirirken cevapladı sorumu.

"Son defa bakıyormuşum gibi.. Bir gün gerçekten son defa göreceğim yüzünü ve o günün hangi gün olduğu belli değil." dedi omuz silkerek. Rahatlıktan uzaktı bu yaptığı hareket, kabulleniş gibi bir şeydi. "O yüzden her seni izlediğimde son defaymış gibi izliyorum. Aynı zamanda da ilk defaymış gibi.." Başımı salladım .

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin