49. Bölüm

1K 111 99
                                    

Sancak'la konuştuktan sonra ayaklandım. Kahvaltımı yapmıştım, hızlıca hazırlanmam gerekiyordu. Yaklaşık on beş dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Hilal arıyordu.

"Hayırdır görümce, bu saatte niye ayaktasın sen?"

"Abim aradı yengecim."

"Beni de aradı."

"Sana da biraz tuhaf geldi mi konuşması yoksa ben mi kuruntu yaptım?"

"Geldi.. Özledim falan diye geçiştirdi ama inandırıcı değildi." Derin bir nefes aldım. "Vedalaşır gibi konuştu.." diye mırıldandım. Boğazımda bir yumru oluştu saniyeler içerisinde.

"Bir şey mi olmuştur sence?"

"Akşam dönüyoruz dedi, ne olabilir ki?"

"Bilmiyorum.." Birbirimiz bir şey olmadığına ikna ettiğimizde telefonu kapattık. İçimdeki sıkıntı geçsin diye İnşirah Suresi'ni okudum hemen. Bir nebze olsun rahatladığımda hızlıca salonu toparlamaya başladım. Alınan eşyaları Sancak ile açmak istediğim için odamıza taşımıştım. Ortalığı süpürüp sildikten sonra mutfağa geçtim hemen. Saat ona geliyordu.

Yemek yapmaya başladıktan yaklaşık yarım saat sonra kapı çaldı. Ellerimi yıkayıp kapıya doğru adımladım.

"Kim o?"

"Ömrünün yar ve yardımcıları!" Gülerek açtım kapıyı. Üçü de anında içeriye girip bana sarıldı.

"Boğuluyorum, imdat!" Gülerek hafifçe bağırdığımda kahkaha attılar.

"Yardıma geldik." dedi Duru hemen kollarını sıvarken.

"Kayın valide konumundaki kadın geliyor kızım, her şey mükemmel olmalı! Eline malzeme vermemeliyiz!" Çağıl'ın şakasıyla gülümsedim. Yeliz teyze asla öyle birisi değildi.

"Görümce kontenjanındakilerin gelip yardım etmesi de bir tuhaf oldu sanki, sizin de eleştirmeniz gerekmiyor mu?" Birkaç saniye bakıştılar.

"Yürü Çilli Kız yürü, ne işimiz var burda? Cephe boş kaldı." Arkalarını dönmüşlerdi ki şallarının uçlarından tuttum.

"Tek bir adım daha atmıyorsunuz."

"Gelin terörü denen şey gerçekten varmış."

"Çağıl dayak istiyor bence." dedi Duru gülerek. "Baldız kontenjanında olduğum için hemen işe girişiyorum ben." Duru gerçekten kollarını sıvayıp mutfağa geçtiğinde ben de peşinden ilerledim. Kızlar şallarını açıp üzerilerini değiştireceklerini söylediklerinde Hilal için ayırdığımız odada hazırlanabileceklerini söyledim.

"Nasıl gidiyor?" Yaklaşık on gündür yüz yüze görüşemiyorduk. Ömer'le ilişkilerini ilerletmişlerdi ve sürekli birliktelerdi. Sora bize gelmiyordu.

"İyi gibi.." Kaşlarımı çattım.

"İyi misin?" Kısa bir bakış atıp işine döndü.

"Zor Balım ya, hiç hayatımda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum."

"Ömer'le bir sıkıntı mı var?" İrkilerek daldığı yerden çekti bakışlarını.

"Yok, Ömer'le iyiyiz."

"Sorun ne?" Kaçamak bakışlarla beni izliyordu.

"Konuşuruz sonra." dedi kızların geldiğini duyunca. Başımı salladım. İçimdeki huzursuzluk katlanarak artıyordu.

"Ee gelin hanım, ne yapıyoruz?"

"Salonu topladım, sildim ve süpürdüm. Yemeği ayarlayacaktım şimdi."

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin