Bölüm 17: Ölümsüz Beyaz

52 8 0
                                    

Mais hareket edebilecek durumda değildi ve zamana ihtiyacı vardı. Böylesi bir aura karşısında Kasuur düşünemiyordu bile. Başını dahi çevirmedi. Yağmur bile o anda o aura ile durmuştu. O anda bembeyaz ışığın olduğu yerde kedinin bedeni birleşmeye başladı. O 3 kuyruk ve gövdesi, sonrasında rengi değişti. Kedinin bedeni o anda tamamen beyaz bir kürkle kaplanmıştı.

Mais arkasını döndü. O parlak ışığı gördü. Bu Tao'nun bedene etki edişiydi. 10 binlerce bilge alemi uzmanından sadece biri bu kadar gelişebilirdi. Mais o anda ona karşı koyamayacağını biliyordu.

Yine de ona doğru adım attı. Bu kediden kaçamazlardı.

"Onu durdurabilir misin?"

Mais onu korkutan Kasuur'un korku dolu sesini duydu. Şaşkınlıkla yanından geçtiği Kasuur'a baktı. Kasuur'un bu aura karşısında ayakta kalmasını beklemiyordu. Köken Enerji Alemindeki biri nasıl böyle bir aura karşısında ayakta kalabilirdi? Mais kalabilirdi çünkü Tao ile eşsiz bir bağlantısı vardı ve Bilge Alemindeki sıradan uzmanlara kıyasla eşsiz bir kana sahipti. Peki Kasuur neye sahipti? Az önce olanlardan sonra konuşmamasının sebebi sadece korkusu muydu?

"Bu onun ne kadar zeki olduğuna bağlı."

Mais o anda altın parayı tekrar çıkardı. Beyaz kürkle kaplı 3 kuyruklu kediden sadece 4 metre uzaktaydı. O anda onun gözlerini gördü Mais.

O anda durdu. Neler olduğunu tek bakışta anlamıştı.

"Öldürmek istemiyorsun. "

Altın para elinden kayboldu. Kedinin hüzün dolu bakışları altında Mais ona yaklaştı. Bedeni neredeyse kediden yayılan beyaz parıltıya girecekti. Mais onunla arasındaki bağlantıyı gözleriyle kurmamıştı. Gözleri yoktu. Bunun yerine bir Bilge ile konuşmak için Tao çok daha güzel bir yoldu.

Fakat bunun için ulaşılması gereken Tao seviyesine Bilge Alemine yeni ulaşmış biri başaramazdı. Bu kedi farklıydı. Onunla konuşabilmişti.

"Sen sıradan bir canlı değilsin."

Mais dimdik bir şekilde kendinden çok daha küçük bu canlıya baktı. Canlı küçüktü fakat gücü muazzamdı. Buna rağmen Mais ondan öldürme arzusuna dair bir şeyler hissetmiyordu. Hayır, onun kimseyi öldürmek istemediğini dahi anlıyordu.

Mais bir adım attı. Işığın içine girdi.

"Ne yapıyorsun lanet olası?!"

Kasuur titreyen bacakları ile Mais'e döndü. Onun hipnotize olduğundan emindi. O anda titreyen bacakları ile hareke etmeye çalıştı fakat bu mümkün değildi. Ondan iki alem üstte olan düşmanı bir insan değildi! Ve daha da önemlisi o sıradan bir bilge değildi!

Kasuur üzerine düşen devasa auranın ağırlığı altında eziliyordu. Bu güç onu yok edemezdi. Onun farkındalığını elinden alamazdı fakat onu durdurabilirdi. Kasuur hareket edemedi.

Sadece Mais'in arkasından haykırabildi fakat sesinin varlığı ortamı daha da kaotikleştirdi.

Kedi celladının sesini duymuştu. Bu onu öfkelendirdi ve de korkuttu.

TIRIRIRIM...!!!

Aniden çatırdama sesleri duyuldu. O anda ışık daha da yayıldı ve dokunduğu ağaçları parçalamaya başladı. Bu güç acımasızca yıkımı yaymaya başlamıştı ve hedefi Kasuur'un şişko göbeğiydi.

"Korkacak bir şey yok."

Bu sadece Mais içindi. Kasuur'un ödü kopuyordu ve kaçmak için bütün hücreleri onu uyarıyordu.

Antik Ölümsüzün Günceleri Where stories live. Discover now