Bölüm 30: 1. Prens

22 5 0
                                    

Mais doğmamıştı bile. 2. Prens Lion daha küçüktü. Fakat 1. Prens Lameon çoktan yetişkin olmuştu. Yıldız Yolu Turnuvasını sadece 18 yaşındayken kazanmıştı. Ve bunun üzerinden yıllar geçmişti. Kendisi eski halini katbekat aşmıştı. Yeni bir aşamaya ulaşmak için ilerliyordu. Ve o dönemlerde büyük bir hırs içerisinde yükseliyordu. Artık hayatında erişebileceği bir şey kalmamıştı. Ülke huzurluydu ve onun yetişimi hedefsizlikten dolayı yavaşlıyordu. Lameon bunu biliyordu ve her şeyi riske atmaya karar verdi. Onun için yetişim yolu her şeyden daha önemliydi.

Ona hiç dikkat etmeyen, ona sevgi sözcükleri kullanmayan babasına karşı durdu. O koca figürü devirmek istedi. Her şeyi sona erdirmek istedi.

Başarısız oldu.

Bu eski bir hikayeydi.

Şimdi imparatorluk sarayının balkonunda duran figür o gençlik hatalarından arınmış biriydi. Yaşlanmış, tecrübelenmişti. Bir kez daha saldırmış, bu sefer başarılı olmuştu. Sürgüne yollanırken kestiği o uzun saçları şimdi bir kez daha uzamıştı. Bir iple bağlanmış rüzgarla dalgalanıyordu. Yüzünde en ufak bir mimik dahi oynamıyordu. Boyu 1,75 - 1,80 arasındaydı. Dudakları düz, burnu ince ve gözleri donuktu. Kızıl imparatorluk cübbesini giyiyordu. Ondan uzak kaldığı yıllarda onu özlemediğini söylemek yalan olurdu.

3 kardeş birbirine fazla benzemezdi. Mais babasına benzese de annesinden de benzer özellikler almış karma bir figürdü. Lion annesinin aile tarafına çekmişti. Lameon ise yıllar önce ölen ilk imparatoriçeye benziyordu.

Üçü fazla benzemezdi fakat diğer insanlar onlara hiç benzemezdi.

"İmparatorum, idam töreni başlamak üzere. 1. Hadımın idamını seyredecek misiniz?"

1. Hadımın idam töreni... Lameon özellikle onun yaşamasını istemişti. Özellikle onu öldürmemelerini tembihlemişti o savaşta. Yine de şimdi onu öldürecekti.

Arkasından ona seslenen kişi onun ülkesinden değildi. O bir korsandı ve gençti. Korsanlar onu Yıldız Yolu Turnuvasına katılması için göndermişti. Lagos elbette artık korsanların yanındaydı fakat onlar Lagos'u durmadan besleyecek değildi. Eğer yeterince iyi değilse kaybedecekti ve korsanlar da onun bu turnuvayı kazanmasını beklemiyordu.

1. Prensin isyanı 3. Ferua gezegenindeki Yıldız Yolu Turnuvası hakkında pek çok şeyi değiştirmişti. Normal şartlar altında arkasındaki bu iki gözü korsan bandanası ile kapatılmış kişi bir sonraki Yıldız Yolu Turnuvasına katılamayacaktı. Fakat kurallar değişiyordu. Değişecekti.

"Seyredeceğim. Sen git." dedi Lameon. Sesi boğuk ve yoğundu. Korkutucu ve baskındı. Kör korsan onu duyduğu anda birinin ruhunun üstüne adım attığını hissetti. Sanki birisi sarayı titretiyormuş gibiydi. Dünya değişiyordu. Biliyordu. Lameon ona bir göz attığında onun otoritesi altında böcek gibi eziliyordu.

Lameon ile isyandan önce bir kaç kez karşılaşmıştı. Onun böyle bir aura yaymadığını biliyordu. Tahtı alır almaz mı güçlenmişti?

Hayır, sadece yolu açılmıştı.

İmparator Laofeng ondan da beterdi. Ölmeden önce ona sadece bir kez bakabilmişti fakat sadece o bakışta kan kusmaktan fazlasını yapamamıştı.

"Peki efendim." dedi kör korsan. Burada daha fazla durmak istemiyormuşçasına altın kapıya ilerledi ve arkasına doğru tek bir bakış dahi atmadan dışarı çıktı.

1. Prens, hayır, daha doğru İmparator Lameon düşünceli görünüyordu. Bir süre öylece balkonundan çevresini izledi. Hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyordu fakat yıllar önceki şehre göre çok şey değişmişti başkentte. Bütün bunlar o imparator olduktan sonra mı değişmişti yoksa o sürgün edildikten sonra mı emin olamıyordu.

Antik Ölümsüzün Günceleri Where stories live. Discover now