Bölüm 20: Genç Kız

39 6 1
                                    

Ağaçların devler olarak göründüğü ve içindeki yaratıkların en zayıfının bir köken canavar olduğu bir yerde 15 yaşında bir kız koşuyordu. Simsiyah saçları omuzlarına dökülüyordu. Karnını acı içinde tuttu. Dudaklarını sıktı. Kırmızı elbisesi saklasa da karnında derin bir yara vardı. Bir şeyden kaçıyor gibiydi. Yeşil gözleri yaşlıydı. Ufak bir yüzü vardı ve de ince kaşları. Oldukça güzeldi. Kısa boylu ve zayıf görünüyordu.

Öyle değildi. Sadece yaralıydı.

Kaçıyordu. Onu yaralayan insanlardan, yetişimcilerden kaçıyordu. Gücüne rağmen bu kadar zaman sonra yorgundu. Hava karanlıktı ve açtı. Hareket edecek gücü de kalmamıştı. Artık köken enerjiyi çekemiyordu. Damarları zarar görmüş veya zehirlenmiş olabilirdi.

"Bir kasaba şerifi böylesine düşmüş ha? Beni öldürmek için buralara kadar geldin. Gerçekten hiç gururun yok."

Karanlığın içerisinden bir adam çıktı. Üzerinde özel bir kıyafet vardı. Daha doğrusu bir zırh fakat kıyafet gibi görünüyordu. Bu onun bir memur olduğunu işaret ediyordu. Ve ona güç veriyordu. Bedeninden yayılan güçlü köken enerji dalgaları da onun aslında güçlü bir köken ustası olduğunu gösteriyordu.

Gece karanlığında sadece siyah saçları ve gözleri göründü. Yüzüne bir fener tutsaydık 30'larında göründüğünü fark ederdik fakat muhtemelen daha yaşlıydı. Bu sadece onun Köken Enerji
Alemine erken ulaştığını ve yavaş yaşlanması sayesinde bu güne kadar sadece 30'larının sonunda gibi görünmesine sebep olmuştu.

Yaşlıydı. Köken Enerji Alemine geçmiş 20 yaşında yetenekli bir kızı olacak kadar.

Evet, bu kişi Lu Jana Kasabasının şerifiydi. Mais onun kızını zehirleyerek öldürmüştü.

Görev çok uzun sürünce endişelenmiş ve bir kaç adamını göndermişti. Kızını da eski dostunu da bulmuştu. Fakat eski dostu parçalar halindeydi. Buz parçaları halinde. Kızı ise öylece yere uzanmış bir şekilde ölmüştü. Onun yaraları yüzünden öldüğünü düşünmüştü. Bir yandan öyleydi de fakat bir köken ustasının bu kadar kolay ölmeyeceğini akıl edememişti.

O acıdığı kör çocuğun kendi öz kızını daha görev başlamadan önce zehirlemeye karar verdiğini bilmiyordu.

Yine de onları aramış ve elbette Kasuur bunu tahmin edip dövüşün olduğu bölgeden çok uzaklaştığı için şerif onları bulamamıştı fakat bulmanın bir yolunu biliyordu.

Bunun için bu kızın ölmesine ihtiyacı vardı. Şanslıydı ki çoktan yaralanmış ve kötü durumdaydı. Aksi takdirde asla onun dengi olamazdı.

"Kızım içim gururumdan da ahlakımdan da vazgeçerim. Ne de olsa benim bütün gururum oydu. Ve ahlakım da beş para etmez. Küçük bir kızı öldürmem ve vicdanıma bu yükü bindirmem anlamına gelse bile intikamımı alacağım!"

Elinde bir mızrak vardı. Genç kız bunun bir köken silahı olduğunu biliyordu. Bir kasaba şerifi bile nadiren köken silahı elde ederdi fakat bu adam bir tanesine sahipti işte. Şanssız olduğunu hissetti.

Mızrağın kalın bir sapı vardı. Uzundu. Yaklaşık 2 metre. Ucunda keskin bir bıçağı da vardı. O da genişti. Sadece bir savuruşta bir atın başını koparabilirdi.

Ve bu alet köken enerjiyi de depolayabiliyordu. Açıkça orta seviye bir köken silahıydı. Maria hiç bu kadar şanssız olamayacağını düşünmüştü.

Ağzının kenarından akan kan yüzünde acı verici bir gülümsemeye sebep oldu. Şerif iç çekti. Ardından mızrağı havaya doğru sonuna kadar gerdi. Sonrasında ise yaptığı gökten inen bir yıldırımı genç bir kızın üzerine salmaktı.

Antik Ölümsüzün Günceleri Where stories live. Discover now