10) "Biyolojik Aile"

18.4K 1.2K 322
                                    

Selamınhelloooo!!

Nasılsınız??

Bugün 60 bin Suriyeli kendi isteğiyle geri dönmüşler 😃 Zoru görünce nasıl da kaçıyorlar ama :) Neyse yeter ki gitsinler de, darısı Afganların başına...

Bu sefer bölüm erken geldi. Erken geldi değil mi 🤡

Hadi bölüme geçinn. Yazdığım en uzun bölümdü bu arada. (2190 kelime)

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum haa!!

****

Kollarımı birbirine bağlarken etrafa bir bakış attım. Sınav bitmişti şükür. Ama Bade'nin Oya Hanım'a soracağı şeyler olduğu için onun yanına gitmişti. Tabi Çağla'da peşinden. Ben ise fırsattan istifade topuklamıştım.

Sadece okulun bahçesine kadar kaçabilmiştim ama konumuz bu değildi.

Şimdi de merdivenlerin başında yalı kazığı gibi dikilmiş kızları bekliyordum. Öğle arası bittiğinden herkes dersteydi. Bahçede ise tek tük öğrenci vardı. Sanırım dersi ekmişlerdi.

Okulun arka bahçesi olduğunu duymuştum. Teneffüslerde ya da öğle arasında orayı kullanıyorlarmış. Oya Hanım laf arasında söylerken duymuştum. Buna rağmen ön bahçeye nasıl çıkabiliyorlardı? Yasak değil miydi? Öğrencilerin kaçmayacağı ne malumdu?

Oradaki güvenlik boşa duruyor haklısın Ahu...

Tabi ya, güvenlik vardı. İlk girdiğimizde çok dikkat etmemiştim ama küçük kulübe gibi bir şey vardı. Kulübe dediğime bakmayın, bayağı lüks duruyordu. Bir kabin bile denebilirdi. Kolayca açılıp, kapanan, sürgülü küçük bir camı vardı. Güvenliği orada otururken görmüştüm.

Gereksizdi güvenlik.

Sanki bir güvenlik öğrenciyi durduracaktı. Bir iç çektim. Zenginlerin işiydi işte.

Onlardan nefret ediyordum.

Etrafta ters bakışlar atarken ileride, okula yeni gelen oğlanlar dikkatimi çekti. Sadece ben değil, bahçedeki herkes fark etmişti onları.

Herifler böğüre böğüre konuşuyordu, nasıl dikkat çekmesinler?

Hepsinin seside borazan gibiydi. Bu erkeklerin ergenliği...

Güle güle oynaya gelen dört erkek merdivenleri çıkmaya başladığında onlara bakmayı kestim. Lakin kulağım hâlâ onlardaydı.

"Abi devamsızlık sınırının anasını ağlattık. Babamlar ağzımıza sıçacak," dedi birisi. Onlara bakmadığım için kim olduklarını bilmiyordum.

Biz okumak için götümüzü yırtıyorduk, millet okulu asıyordu. Tabi gelecek kaygıları yoktu ki bunların. Babalarının şirketleri, yatları, katları vardı. Eminim ki odaları bile hazırdı şimdiden.

"Oğlum vallahi sıçtık. Hadi siz neyse de bizim son senemiz," dedi bir diğeri.

Gülmemek için kendimi zor tuttum. Yumurta kapıya dayanınca nasıl da tutuşuyorlardı.

Kolumu merdivenin yanındaki duvara koydum. Ancak hissettiğim acıyla irkildim. Hızla geri çekilirken bir yandan da sövüyordum.

"Hay babaannenin taşşaklarını sikeyim!"

Sağ elimi koluma götürdüm. Kesin kanıyordu. Canım tatlı değildi ama bu sefer gerçekten acımıştı.

Koluma sivri bir şey girdi, golay mı?

Tomris | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin