on üç

36.3K 2.3K 338
                                    

Bilgisayarımdan karışık bir müzik listesi açarak bakışlarımı tekrar masama çevirdim. Nereden geldiğini bilmediğim bir motivasyon beni buna itiyor olduğundan, saatlerdir önümdeki matematik sorularını çözüyordum.

Şarkıya eşlik ederek az önce dinlediğim konunun sorusunu çabucak çözebilmiştim. Bir şeyler dinleyerek çözmek kesinlikle daha eğlenceli kılıyordu, tabii matematik ne kadar eğlenceli olursa.

Elim bardağıma gittiğinde boş olan bardağımla yüzleşmiş ve yenisini yapmak için mutfağın yolunu tutmuştum. Ayık kalmak için içtiğim altıncı kahvem olacaktı bu... Yarınki sınavım içindi bütün bu çaba.

Kahve makinesini çalıştırıp bardağın dolmasını beklerken uykuyla gözlerimi kırpıştırdım. Aslında kısa bir süre önce duş almıştım ama uykumu açmak yerine daha fazla getirmişti sanki.

Tezgaha yaslanıp beklediğim süre içerisinde kapı zili çaldığında, sorgular bakışlarla saate baktım. Saat gece 2'ye geliyordu ve abim bu saatten sonra eve gelmezdi genelde.

Usul adımlarla ilerleyip kapının gözetleme deliğinden baktığımda abimi ve onun yaslandığı Koray abiyi görmüştüm. Onların olduğunu görmek bir yandan rahatlamama sebep olsa da bir yandan da gerilmiştim.

Üzerimde animasyon karakterleri çizili olan bir pijama vardı!

Kapı kilidini ve kapıyı açtığımda bakış açıma ilk olarak ayakta uyuyor gibi gözüken abim girmişti. Hatta uyuyor bile olabilirdi gerçekten. Sonrasında ise yanındaki adamın güven verici bakışlarını gördüm. Bir haftadır tek tük şeyler hariç yazışmamıştık onunla.

"Abi?" Bunu abime değil Koray abiye yönelik söylemiştim, yanındaki beden sözlerimi anlayacak halde durmuyordu. İlk defa bu kadar sarhoşken eve geldiği için şaşırmıştım biraz. Genelde onların evlerinde kalıyordu böyle durumlarda.

"Anlatacağım, gel önce odasına taşıyalım abini." Başımı onaylarcasına salladığımda abimin bir kolunu tutmuş ve onunla birlikte içeriye ilerletmiştim. Abimin odasına gelip ışığı açtığımızda onu yürütmeye çalışarak yatağına yatırmıştık.

Abimin bir şeyler mırıldandığını duyuyordum ama anlayamıyordum. Ayakkabısını çıkarıp yere attığımda, yorganını da üzerine örterek işlemi tamamlamıştım. Bakışlarım Koray abinin yüzüne değdiğinde düşünceli bir halde görmüştüm onu.

Anlaşır gibi kapıya doğru yürüdüğümüzde odadan çıkarak yavaşça kapıyı kapattım. Gerçi ses çıkarsam bile uyanacak gibi durmuyordu orası ayrı.

Koridorda biraz ilerleyip dış kapının önünde durduğumuzda sorgular bakışlarımı Koray abinin üzerine yönelttim. Garip bir şey değildi onu eve getirmesi ama bir şey olup olmadığını merak etmiştim yine de.

"Uyandırdık mı seni?" Sorduğu soruyla yorgun duran gözlerine bakınıp başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır, sınavıma çalışıyordum." dediğimde gözlerini kısarak bana baktı. Bakışları inanılmaz keskin biriydi, bunu fark etmiştim.

"Çalışmak için bu saati mi bekliyordun?" Yüz ifadesinden ciddi olup olmadığını anlamasam da bu tarzda konuşması biraz rahatsız etmişti. Kırılgan biriydim, ne yapayım.

"Siz de bu saatte eve geliyorsunuz mesela." Huysuzca mırıldandığımda tek bir kaşı kalkmış ve dudağının kenarında ufak bir gülümseme oluşmuştu. Dediğim gibi, beni gerçekten ciddiye almıyordu.

"Yapıyoruz bir hata, ama sana uyku lazım." Kendini açıklayarak konuştuğunda huysuz tavrımı bir kenara bıraktım. Düşünüyor olduğundan söylediğini anlayabiliyordum.

VESAİRE | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin