kırk iki

22K 1.5K 235
                                    

-2 hafta sonra-

"Abi bu ceketi unutmuşsun!" Elimdeki kahverengi ceketi koltuktan alarak odasında bavulunu hazırlayan abime ilerledim. Havalar ısınmaya başlasa da hala anında bastıran yağmurlar olabiliyordu, bu yüzden zorla ceket dolduruyordum bavuluna.

"Yeter bu kadar, onu asla almam." Yatağındaki bavulu kapatmak üzereyken zorla koymaya çalışsam da izin vermemişti.

"Üşüyüp giyecek bir şey bulamazsan karışmam ama," Hala elimdeki ceketi vermeye çalışsam da gülerek başını olumsuz anlamda salladı.

"Sadece on gün Bora, hepsini giyemem bile." Siyah bavulunu kapatarak yere koymuştu bunu söyledikten sonra.

Haklılık payı olduğunu düşünerek pes etmiş ve elimdeki ceketi onun yatağına fırlatmıştım. Abimin gidecek olduğu yer İzmir'di. Hem şirket için halletmesi gereken işler, hem de ailemizi ziyaret amaçlı gidiyordu. Bir nevi çifte kazanç olacaktı.

Gelen bildirim sesiyle telefonumu açmış ve Koray'dan geldiğini görmüştüm. Kapının önünde olduğunu söylüyordu, abimi havalimanına onunla beraber bırakacaktık. Sonrasında ise onunla kalacaktım bu süre boyunca...

"Abi, Koray gelmiş." Telefondaki sevgilime cevap yetiştirirken seslenmiştim abime. Aramızdaki ilişkiyi öğrenmesinin üzerinden iki hafta geçse de hala garipsediğini biliyordum bunu. Kolay alışmasını da bekleyemezdim zaten. "Ben çıkıyorum."

"Hemen yetiş, bekletme." Aceleyle kıpırdanışıma karşı gözlerini devirip konuştuğunda gülerek omuzumu silktim. "Tamam, geliyorum birazdan." Söylediği şeyle başımı sallayarak çıktım odasından.

Beyaz ceketimi giyip, abimin çantasını almış ve çıkmıştım evden. Bahçe kapısının önünde, arabasına yaslanmış bir şekilde bekleyen Koray'ı gördüğümde genişçe gülümsemiş ve ona doğru ilerlemeye başlamıştım. 

"Hoş geldin." Ona sarılmak için bir hamle yaptığımda o da karşılık vermiş ve boynuma ufak bir öpücük kondurarak çekilmişti. Mahallenin ortasında olduğumuz için çok dikkat çekmeden ayrılmıştık.

"Hoş buldum bebeğim." O da gülüşüme karşılık vererek konuştuğunda gözlerim hafiften beliren gamzelerine kaymıştı. Normalin aksine daha sportif giyinmiş halini biraz süzmeyi ihmal etmemiştim tabii. Fark etme korkusu olmadan istediğim gibi izleyebilmek kesinlikle çok güzeldi.

Bir süre boyunca Koray ile konuştuktan sonra abim bavulunu alarak yanımıza gelmişti. Selamlaşmaları ve eşyalarını arabaya yerleştirmemiz sonrasında arabaya binebilmiştik. Uçağına yetişebilmesi için erkenden gitmeyi planlıyorduk.

"Aslında senin yerine başka biri gidebilirdi, uğraşacaksın şimdi." Koray abime yönelik konuştuğunda abim başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Sorun yok, kendim istedim biraz da İzmir'i duyunca." Abim konuştuğunda gülümsemiştim, ne kadar İstanbul'u sevsek de çocukluğumuz orada geçmişti. Ayrıydı yeri.

"Orası öyledir," Koray arabasını sürmeye devam ederken konuşmuştu. 

"Sen de gelebilsen iyi olurdu," Abim arkaya dönüp bana baktığında sorun yok dercesine gülümsemiştim. Annemleri ve şehrimi özlediğimi biliyordu.

"Öyle ama yazın giderim ben de," Az çok üzülmediğimi gösterir şekilde konuşsam da aklıma gelen şeyle kaşlarımın çatılması bir olmuştu. "Okulu ekmeme izin verseydiniz gelirdim hem. Kötüsünüz ki..."

Söylediğim şeyle ikisi de güldüklerinde komik olmadığını gösterircesine çatıyordum kaşlarımı. Onların suçu olmadığını biliyordum ama istediğim bir şey olmadığında hayata olan isyanımı birilerinden çıkarıyordum böyle.

VESAİRE | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin