18 genç düşün. Birinden farklı yetenekleri olan 18 geçen. Ama normal yetenekler değil. zihin okumak, hayvanlarla konuşmak, yenilmezlik vesaire. Bu gençlerin Yok olmanın eşiğindeki adalet için savaştığını düşün. Adalet savaşçıları... Bir araba tüm h...
Yeniden uzun bir bölüm ve yeniden ben. Fazla uzatmak istemiyorum. İyi okumalar.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
İnsanoğlu hayatı boyunca sadece kaybetti. Kazanabildiğimiz hiç bir savaş olmadı. Ölüme çare ararken yaşama sevincini kaybettik. Biz sadece kaybettik.
***
17. Oradan çıktım. Gurupta geçen mesajlaşmayı hiçe sayarak Ada'yi aradım. Çok şükür ikinci çalışta açtı. "Alo Ada." Ada ilk cevap vermedi. Hiçbir ses gelmediğinde mikrofonu kapattığını anladım. "Alo? Ada." Sonuda ses geldi. "Asya." Derin bir nefes verdim. En azından konuşacak kadar iyiydi. Şu an hastanede olduğunu bilmesem iyi derim. Çünkü yalancı Ada sesine verdiği rahatlık ile beni bile etkilemişti. "Naber Ada?" Bir saniye sonra sakin monoton sesi geldi. "İyi kuzum, sen?" Sen dur Ada, sen dur. Seni kuzu sarma yapacam. "İyi. Karargahdayim. Neyse Kumsal ablamın sinavi nasıldı?" Arkadan bir adım sesi geldi. Ya Ada ayaktaydı ya da yanında biri vardı. "İyi bebek. Ne olsun. Çıkınca biraz ağladı sızladı sınav kağıdı size girsin falan dedi ama onun haricinde İyi." O sınav kağıdı asıl sana... neyse. Ortada sınav kağıdı yok Asya, sakin! Doğru.
Derin bir nefes aldım. Bundan bir halt öğrenemedim. "Bebeğim. Ben kapatıyorum. Büyücü ile dövüş dersim var." Ne Büyücü'su Asya? Meredit senin gibi dövüş dersi almıyor ki? Aha yedik mi naneyi?
"İyi kendine dikkat et. O kıza hiç güvenmiyorum." Gelen ses kısa süreli kalp krizimi kesti. Ada artık ne kadar güvenmiyorsa Metredit'e söylediğim yalanı farketmedi bile. "Peki bebeğim sende. Eve gidince ara beni." Bir süre sesiz kaldık. "Tamam. Görüşünüz." Telefonu kapağından boş boş telefona baktım. Bu afallamanin yeterli bir nedeni vardır umarım Asya. Vardı tabii ki. Ada hiç uzatmadı. Laf sokmadı, bu gün yaptıklarından veya bu gün gördüğü yakışıklı erkeklerden bahsetmedi. Son iki haftaya inat bana Hyun Su dan bahsetmedi.
Tamam. Şimdi asıl ajanı ara Asya.
Doğru. Sıra büyük silahta. Tekrar bir numarayı aradım. İkinci çalışta açıldı. "Alo, Asya." "Naber Kumsal abla?" Evet Ada'ya karşı kullandığım en büyük silah tekrar Ada'nın ablasıydı. "İyi yavru kuş. Seni sormalı. Uğraşıyorsun yanıma. Üvey kardeş."
