FARK

606 48 7
                                    

Kısacık bir bölüm bırakıyorum pazartesi uzun hali gelecek :)

Kısacık bir bölüm bırakıyorum pazartesi uzun hali gelecek :)

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

UMBRA | GÖLGENİN AŞKI

ON ALTINCI BÖLÜM

Nefret ve merhamet arasındaki sırat köprüsünde minik adımlar atıyor kararsızlığımın nihayetini merak ediyordum.

Ben kötü değildim. Ondan o kadar çok nefret ediyordum ki artık hareketlerimi kontrol edemiyordum. Ne doğru ne yanlış ayırt etmek zorlaşıyordu.

Onu annesi ile vurmamam gerekirdi. Allah kahretsin yapmamalıydım.
Avuçlarımın içerisinde annesine ait son görüntüsünün taşa işlenmiş hali bulunuyordu. Yükü ağırdı.
Parmaklarım titriyor daha fazla taşıyamıyordu. Kolye avcumdan kayıp sertçe Cihan'ın göğsüne
çarptığında göz teması kurmayı başarabilmiştim.

''Özür dilerim'' dedim.

Gözümden akan yaşı silip bakışlarımı kaçırdım.

''Çok ileri gittim.''

sesim titriyor yutkunamayışım boğazımı acıtıyordu.

Elini yanağımda hissettiğimde içime ince yakıcı bir sızı yayıldı. Yüzümü kendine çevirdi.

''İstediğin kadar ileri gidebilirsin.''dedi

Saçımdan bir tutamı eline almış ve dudaklarını yaslamıştı. İçine derin bir nefes çekip geri bıraktı.

''Her adımın kabulüm. Her sözün, her yakışın..''

Elini yanağımdan çekmiş taş kolyeyi tişörtünün içine atmıştı. Elini saçlarına daldırmış bir süre yeri izlemişti.

''En aciz hallerime şahit oluyorsun''dedi.

Omuz silkti

''Olsun..'' dedi sessizce.

''Annen'' dedim zorlukla

Bakışları yüzüme döndü. Gözlerinde can çekişen bir çocuğun hüznü vardı.

''Neden sana böyle davranıyordu?''

Merakım yine sahnedeydi.

Gülümsedi

''Babamı sevmediği için'' dedi.

Kaşlarım çatıldığında gözlerimdeki soru işaretlerini görmüş ve konuşmaya devam etmişti.

''Babam, annemi kendi rızası dışında yanında tutuyordu'' dedi

Şaka demesini bekledim bir süre. Bu gerçek olabilir miydi?

Çatık kaşlarım hafifçe yukarı kalktığında ne düşündüğümü gayet iyi anladığını biliyordum.

''Bana öyle bakma'' dedi.

''Nasıl bakayım?'' dedim.

Annesi sevmediği bir adamdan çocuk sahibi olmuş ve anladığım kadarıyla bütün nefretini çocuğuna
kusmuştu. Cihan belki de çocukluğunu sırf bu yüzden yaşayamamıştı. Annesinin ona bıraktığı lanete rağmen babasının oğluydu karşımdaki. Aynı kana sahip bu adam annesinin yaşadığını başka kadına yaşatıyordu.

''O adam sevmeyi bilmiyordu.''

Sen mi sevmeyi biliyorsun Cihan?

''Seni babandan farklı kılan ne?'' dedim.

''Aynı şey değil. Bilmiyorsun..''dedi

Tam olarak nasıl bir fark vardı?

''Ben sana zarar vermem'' diye ekledi.

''Bana zarar verdiğini kabul etmen için daha ne yaşamam gerekiyor?'' dedim.

Sesim artık yükselmeye tahammülüm gittikçe düşmeye başlıyordu.

Ayağa kalktı sırtını bana döndü. Aslında her şeyin farkındaydı ama kendini kandırmak daha kolay geliyordu ona. Babasından farklı olduğunu düşünüyor bana şiddet uygulamayışı ile bunu başardığını sanıyordu.

Ben de ayağa kalkmış ve önüne geçmiştim. Vicdanı onu köşeye sıkıştırmışken susmamalıydım.

''Baban gibi bir adam mı olmak istiyorsun Cihan?'' dedim.

Sesim sakin, tavırlarım yumuşaktı. Elimi gerilmiş göğsüne doğru götürmüş ve kalbinin üzerine yaslamıştım.

''Annenin yaşadıklarını mı yaşamalıyım?''

İntihara meylettin Eflin.

Yaşadın aynısını.

Tek farkın nefes alman

Yoksa sende ruhu ölmüş bir cesetten ibaretsin.

''Seni mutlu etmek için elimden gelenin daha fazlasını yapmaya hazırım ben. Tek istediğim yanımda kalman Eflin. Ben babama benzemiyorum. Senin kılına dokunmam.'' dedi

''Bana zarar vermemen için yanında kalmam gerekiyor...''

Eli belime doğru gittiğinde bir adım gerilemiş ondan uzaklaşmıştım.

''Ama kalmak istemiyorum'' dedim.

''Bu seni zamanla babana dönüştürmeyecek mi?''

''Hayır'' dedi.

Bakışlarını kaçırdığında konuşmaya devam etti.

''Babama benzemektense, annemin sonunu tercih ederim''

UMBRA | Gölgenin AşkıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora