KEŞMEKEŞ

2.9K 176 53
                                    

UMBRA |GÖLGENİN AŞKI

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

YAZARDAN...

"Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilirdi bizi?''

Elindeki kitabın giriş cümlesini okuduktan sonra kapağını sertçe kapatmış ve kitabı aldığı çöplüğe geri fırlatmıştı genç adam. Kolundaki saate baktığında iki saatten fazla bu köşe başında beklediğini fark etmişti. Montunun kapüşonunu başına geçirerek beklemeye devam etti. Başını yaslandığı duvardan ayırarak, gözlerini defalarca yaptığı gibi eskimeye yüz tutmuş binanın çıkış kapısına yönlendirdi.

Gizlice takip ettiği kızın kapısına bugün onu getiren, izleme isteği uyandıran dürtüye anlam veremiyordu.

İçindeki kuvvetli bir his, dün gece bedenini yatıştıran ve narkoz etkisi yaratan sesi duymak istiyordu. Saçları arasında dolanan ellerini düşündüğünde bedenini bir ürperme aldı. Ellerine dokunma hissi geceden beri deliye çevirmişti onu.

Tehlikeli bir arzu kanında dolaşmaya başlamıştı saatler öncesinde.

Ya damarı kesip zehri akıtacak ve kurtulacaktı ya da yan etkisini bilmediği ilacını damarına enjekte edecekti.

Şu anda ilacın peşine düşmek daha cazip gelmişti.

Bekledi.

Bekleyişinin karşılıksız kalacağını düşündüğü anda genç kız belirdi kapıda.

Onu görmüş olmanın verdiği heyecanla birkaç adım geriledi genç adam. Yakalanmama adına kapüşonunu biraz daha öne çekerek yüzünü gizledi.

Bakışları tekrar kapıya döndüğünde gülümsemeden edemedi.

Genç kız elindeki bir yığın kâğıt ve çantasını tek eliyle tutmaya çalışıyor diğer eliyle ona ağır gelen kapıyı itiyordu. Saçları sert esen rüzgâra yenik düşüyor ve genç kızın yüzüne doğru eserek ona zor anlar yaşatıyordu.

Uzun uğraşlar sonucu kapıyı gerisinde bırakabilen genç kız hızlı adımlarla otobüs durağına doğru koşmaya başladı. Elindeki kağıtları seri bir şekilde çantasına yerleştirmeyi ihmal etmedi. Aceleci adımlarına aynı şekilde eşlik eden adamdan habersiz bir şekilde durağa varabilmişti genç kız. Nefes nefese kalmıştı. Bugün önemli bir sınavı vardı ve sınava yetişememe düşüncesi onu fazlasıyla tedirgin etmişti.

Sert esen rüzgâr derin bir üşüme bırakmıştı genç kızın bedeninde. Üstüne giydiği kat kat kıyafetler ısınmasına yardımcı olmuyordu. Üstündeki cekete sıkıca sarıldı ve esen sert rüzgâra sırtını çevirdi. Montunu giyememişti çünkü dün gece o yabancı adamın üstüne örtmüştü ve almayı unutmuştu.

Yeniden hatırına düşen adam ile sıkıntılı bir nefes bıraktı havaya. O adamın bütün gece aklından çıktığı da söylenemezdi aslında. O adama yardım ettiği için eve geç dönmüştü. Adamın yanından ayrıldıktan sonra tek bir an bile aklından çıkmamıştı. Şahit olduğu görüntüler uyumasına müsaade etmemiş, tüm gece dönüp durmuştu yatağında. Uyuyamamış üstüne hastalanmıştı. Hem yaşadığı şok nedeniyle hem de maruz kaldığı yağmurdan dolayı ateşi çıkmıştı. Zayıf bir bünyeye sahip olduğu için de aldığı ateş düşürücüler ve çaylar etkisini gösterememişti.

Genç kızın düşüncelerini gelen otobüs dağıttı. Sıkıntıyla nefesini verdi ve her şeyi unutmayı diledi. Şu an tek istediği sınava yetişebilmekti.

Genç kızın ardından hızla koşan adam neden bu kadar acele ettiğine anlam verememişti. Aynı şekilde koşmuş ve durağa geldiklerinde adımlarını yavaşlatarak dikkat çekmemeye çalışmıştı. Kapüşonunu daha da öne çekerek yüzünü gizledi ve durağın arkasına geçerek genç kızı izlemeye devam etti.

UMBRA | Gölgenin AşkıKde žijí příběhy. Začni objevovat