♡❀˖⁺. ༶ ⋆˙⊹❀♡

302 44 49
                                    


İlk defa yeni tanıştığı birisine bu kadar ilgi duyuyordu poe. Bu zamana kadar bu bir ilkti. Genelde yalnız olmak onun tercihiydi ama yinede bu çocuğu merak etmişti. Belkide çarptığında zümrüt gözlerinin içine çekilmesiydi tüm olayı.. konuşma tonu çok şirin gelmişti ona. Hey.. daha önce kimseyi şirin bulmamıştı. Susması da bu yüzdendi ne diyeceğini bilemiyordu. Aslında biliyor musunuz o şeker gibi kokuyor! Nasıl bir insan bu kadar tatlı bir kokuya sahip olabilir?
Şimdi ise onunla aynı okulda hatta aynı sınıfta okuyoruz. Hayatımda bu kadar büyük bir tesadüf mü..? Ben tesadüflere inanmam.

Sınıfa geçtiğimizde sınıfta sadece 5 veya 6 kişi vardı. Sıraların çoğu boştu.. birlikte oturmayı teklif etsem garip kaçardı bu nedenle yine susmayı tercih etmiştim. Konuşmak istiyordum onunla... Adını, sevdiği şeyleri, en sevdiği hayvanı, sevdiği yemekleri ve daha bir sürü şey. Acaba roman okuyor muydu? Cinayet romanları tabiki de! Umarım okuyordur. Onunla cinayetle alakalı romanlarını tartışmayı çok isterim.

"Şu sıraya oturalım mı?"

Poe, duyduğu sesle tüm bu düşüncelerden bir anda uzaklaştı. Yine eli ayağına dolanmıştı. Sormak istediği şeyi onun sorması onu hem mutlu etmiş hemde şaşırtmıştı. Tek bir kelime çıktı sadece dudaklarından. "Olur" dedi bir anda.

Çantasını sıraya bırakıp kafasını masaya koydu. Fazla sesi seven birisi değildi aslında. Yinede doğruyu söylemek gerekirse poe insanları sevmiyordu.

"BENİ NASIL KIZ SANARSIN SENİ USKUMRU!"

koridordan gelen bağırma sesiyle ikisi de yerinden sıçramıştı. Okulun ilk gününden gerçekten kavga mı olacaktı... Zümrüt gözlünün kolundan çekmesiyle irkildi.

"Hadi bizde bakalım"
"Burası iyi bence.."

Zümrüt oğlan somurtup kalktı ve sesin geldiği yere bir çocuk edasıyla yürüyüp kafasını uzattı. Kavga edenler iki kişiydi ve birisi diğerinden hayli kısa uzun kızıl, dalgalı saçlara sahip biriydi. Diğeri ise uzun boylu dağınık saçları ve bandajları olan bir çocuktu. Ranpo, cebinde kalan son çikolatasını açtı ve onlar kavga ederken izleyerek yemeye başladı.

"kıza benziyordun ama! Benim suçum yok ki."

"ÖLDÜRÜRÜM SENİ"

Kızıl olan küçük olmasına rağmen güçlü olduğu belli olmuştu. Bandajlı çocuk, kızılın tek yumruğuyla kendini yerde buldu. Sese gelen öğretmenlerden birisi ise hemen koşar adım yanlarına yanaştı ve onları ayırdı.

"Okulun ilk gününden... Cidden yapmayın."

Nazik bir aksanı vardı gelen öğretmenin. Ranpo hemen bir bakışta anlamıştı onun edebiyat öğretmeni olduğunu. Gülümseyip olayın bittiğini anlayınca tekrar yeni tanıştığı çocuğun yanına gidip oturdu.

"Çoooook sıkıcı!"
"Daha yeni kavgayı izlemeyi bıraktın.."
"Yinede ben çabuk sıkılan bir insanım tamam mı."

Bu hallerini cidden tatlı bulmuştu poe. Yinede ne düşündüğünü sorgulayarak suyuna uzandı ve birkaç yudum içti.

Sınıf dolmaya başlamıştı ve zil çalmıştı. Zilden yaklaşık 5 dakika sonra küt saçlı kadın bir öğretmen sınıfa girdi.
Öğretmen ise birkaç kere masaya vurduktan sonra sınıf susmak zorunda kalmıştı.

"Merhaba ben biyoloji öğretmeniniz yosano akiko"

Öğretmen konuşurken kimse çıt bile çıkarmıyordu. Sonrasında sıra yoklama almaya geldi. Herkesin adı teker teker söylenirken sıra onun adına gelmişti.

"Edgar allan poe?"

Yanında oturan çocuğun eli kalktı.

"Burda"

Demek ismi poe diye içinden geçirdi zümrüt oğlan. Birkaç saniye ona baktıktan sonra kendi isminin söylenmesiyle elini hızlıca kaldırdı

"Burdayım"

"Ranpo?"

İsminin onun ağzından çıkmasıyla kafasını hemen poe'ye çevirdi. Kafasını hafifçe sallayıp ne oldu diye sormasıyla poe, biraz utanmış olacak ki başını pencereye çevirdi. Ranpo hala anlam veremiyordu neden onun konuşmadığına. Yinede susmaya karar verdi ve ders öylece devam etti.

Ranpoe-School Au⋆⭒˚。⋆Where stories live. Discover now