* ੈ✩‧₊˚

197 30 17
                                    

Şarkı önerisi:
~(In my room)~

Ranpo sabahın erken saatlerinde gözlerini açmış, etrafa bakınıyordu. Saatin kaç olduğunu sorgularken gözlerini ovalayarak ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Ev yine her zamanki gibi sessizdi ama zaten buna alışmıştı.

Bir bardak su içti ve salona dönerek koltuğun üzerindeki telefonuna uzandı.

06.40

Okulun baslamasina daha 1 saat vardı. Okula poe ile birlikte gidecekleri için iç çekti. Poe demişken.. aklına dün geldi sahi o nerdeydi?

Telefon ekranına baktığında poeden bir mesaj olduğunu fark ederek mesaja tıkladı.

Poe-kunnnnnn:
Ranpo-kun
Uyuduğun için söyleyemedim
Gitmek zorundaydım özür dilerim
Uyandırmak da istemedim
Donutları süsleyip dolaba koydum ve senin için tabağa biraz ayırdım
Lütfen diğerlerine dokunma sana güveniyorum..
Yarın okulda görüşürüz!

Mesaja gülümseyerek baktı ve ardından üzerini değiştirmek için dolabına yöneldi.
Klasik okul kıyafetlerini giyindi, kravatını bagladi ve ceketini de giyinmeden omzuna attı.

O sırada içeride çalmakta olan telefonunu fark edip hızlı adımlarla telefonu eline aldı.

"Günaydın poe-kun!"

"Günaydın ranpo-kun, Hazır mısın?ben aşağıdayımda.."

"Evet evet hazırım hemen iniyorum"

"İstersen... Yardıma gelebilirim? Donutlar için."

Ranpo donutları unutmuştu ve hızlıca mutfağa yöneldi. Telefonu ise omzu ile başının arasına tutuşturdu.

"Hallederim sanırım"

"Pekala öyle diyorsan.. o zaman bekliyorum."

Ranpo, hızlıca donutları koyduğu kocaman kaseyi dolaptan çıkardı ve bir poşete koyup kapıya yöneldi.
Az daha çantasını unutacakken poşeti yerine koydu ve kapının yanındaki çantasını omzuna geçirdi.

Hızlıca evden çıkıp kapıyı kilitledi, ardından anahtarı da cebine koyarak merdivenlerden indi. Poe ise kapının önünde duvara yaslanmış bir şekilde telefonuna bakıyordu.
Çıkan kapının kapanma sesinden ranponun aşağıya indiğini anlamış, kafasını telefondan kaldırmıştı.

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum"

Ranpo gülümseyerek yanıt vermişti ve elinde de her zamanki gibi bir tane çikolata vardı. Poenin yanına geçti ve ilerlemeye başladı.

"Sence bugünkü festival nasıl geçer?"

"Umarım donutlar satılır."

"Satılmazsa da ben yerim"

Poe, ranponun bu hallerine gülmeden edemedi. Okula gidene kadar festival hakkında olacak şeyleri tahmin etmeye çalıştılar ve 15 dakika içinde okula geldiler.
Geldiklerinde standlar hazırlanmış, bir çok sınıf şimdiden aşağıda süslemeleri yapıyorlardı.

"Akutagawa-kun biraz daha yana asar mısın lütfen."

"Asmak mı! Kim! Beni mi? OLUR!"

"DAZAİ"

Poe ve ranpo kendi sınıfındakileri gördüklerinde hemen onların yanına gittiler ve malzemeleri masaya bıraktılar.

"Hoşgeldiniz!"

Bu kenjiydi ve güler yüzle gelenleri karşılıyordu. Çok ihtişamlı bir şey hazırlamasalarda, kenji herkese moral kaynağı oluyor ve işlerin daha iyi gitmesinde büyük bir rol oynuyordu.

"Dazai-san balonu oraya atma patlayabilir.."

"Sorun yok sorun yoook. Mükemmel balon şişirme ustası dazai sizinle! Partiler tabiki benden so-"

Dazai kendini överken elindeki balonun bir anda patlamasıyla arkasında masayı düzenleyen naomi gülmesini tutamadı. Aslında herkes bunu komik bulmuştu ama açığa çıkarmak istemiyorlardı. Bunun nedeni ise..

"DAZAİ BALONUMUZ EKSİK SENİ USKUMRU"

"bilerek olmadı!"

"Dazai ne salak adamsın"

Herkesin dikkati o anda sesin geldiği yöne yöneldi. Bu ses sınıflarındaki birisine ait değildi. Gelen kişi uzun boylu, beyaz tenli, siyah saçları omuzlarına gelen ve duruşundan şimdiden kendini beğenmiş birisi olduğu anlaşılıyordu. Yanında ise beyaz uzun örgülü saçlara sahip olan ve ona ayak uyduran birisi daha vardı. İkisinin ellerinde ise iskambil kağıdı destesi vardı.

"Fyodor gitsene"

Siyah saçlı çocuk dazainin ensesine bir tane indirmesiyle şimdiden kavga başlamıştı. İkiside küçük çocuk gibiydi ve diğerleri bundan eğleniyor gibi görünüyordu.

"Akutagawa-kun biraz yardım eder misin..?"

Atsushi ise işleri yetiştirmeye çalışırken birilerini buna dahil etmeye ve işi cabucak bitirmeye çalışıyordu.

"Ben burda iyiyim"

Atsushi buna biraz üzülse de gülümseyip geçmeyi tercih etti. Ranpo ise bunu fark etmişti ve beyaz saçlı çocuğun yanina gidip yardım edebileceğini söyledi.

"Bende geleyim o zaman.."

"Kavga etmeyi kesin artık ve.. sen kimsin?!"

"Ben mi benn... EEEEEE"

"selam"

Örgülü, elinde yiyecek bir şeyler yerken hiçbir şey olmuyor gibi davranıyordu ve siyah saçlı çocuk ise dazaiyi yere yatırmış ensesinden tutuyordu.

"Ben yan sınıftanım işte"

"SAL BENİ OROSPU İMDAT ADAM BOĞUYORLAR"

"bağırma lan"

"Neden başka sınıftan birisini boguyorsun? Kendi sınıfına git yoksa öğretmen çağırmak zorunda kalırım."

"Evet buraya gelip işimizi bölüyorsunuz zaten zamanimiz az ve ne haddinize dazai-kunu bogmaya çalışıyorsunuz? Eminim ki onu tanimiyorsunuzdur. Dazai ondan şikayetci ol."

"He..."

Siyah saçlı çocuk bir anda kikirdayip gülmeye başlamıştı. Herkes neyin bu kadar komik olduğuna bakarken o konuştu.

"Dazai benim kuzenim."


Ranpoe-School Au⋆⭒˚。⋆Where stories live. Discover now