ლლ

166 24 4
                                    

Uzun bir aradan sonra yazmaya karar verdim... Buna bir final yazmanın zamanı geldiğini düşünüyorum bu yüzden muhtelemen bölüm sonrası final olur. Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim muhtemelen yeni bir ranpoe yazarım ve onda daha özenli olurum.

~

Menekşe gözlü sabahın erken saatinde kalkmış, güzelce hazırlanmış, sonrasında ise bahçeye çıkmıştı. artık duygularını bastıramıyordu. Dazai ona günlerce yazmış cevap vermediğinde ise defalarca aramıştı.
Poe'nin kafasini toplaması birkaç gün sürse de sınıftakiler pes etmemişlerdi,
Sonunda zafer onlarındı.
Poe, ranpoyu sevdiğini kabullenmiş ve onlara söylemişti. Herkesin içinde aynı düşünce vardı. Acaba ranpo ne diyecekti?

Ailesi buna izin verir miydi? Söylemezse bir şey olmazdı. Öğrenmezlerse bir şey olmazdı.

Düşüncelerle birlikte ranponun evinin önüne geldiğinde poe tebessüm etti. Ranpo onu kapıda bekliyordu. Ona açılmalıydı ama ne zaman yapacaktı? Belkide okula gittiklerinde yapmalıydı.

"Bugün erken çıkmışsın.."

"Evet çünkü sana söylemem gereken bir şey var!"

Poe, merakla kafasını ranpoya çevirdi ve ona baktı.

"Nedir?"

Ranpo sustu, neden konuşmadığını poe bilmiyordu. Okula gelmelerine az vardı şimdi bu itirafı yapamazdı. İkisininde birbirlerine söyleyecek şeyleri vardı.

Okul yoluna girdiklerinde köşeden gelen bir bisikletli onlara el sallamıştı, Bu dazaiydi.
Poeye göz kırpıp bir şey demeden yanlarından ayrıldı. Poe gerçekten onlara minnettardı.

Okulun bahçesi yavaş yavaş görünmeye başladığında kapıda bekleyen iki kızı görmesiyle poe söylendi. Ranponun anlamasından korkuyordu ve bu olmasını isteyeceği son şeydi.

"Poe, ranpooo günaydın!"

"Günaydın yosanooo"

Ranpo, gülümseyerek el sallamış okula girmişti.  Bugün neredeyse yarı derslerine kadar boştu bu yüzden mükemmel bir gündü.
Çantasını dışarıdaki banka bırakıp oraya yerleşti menekşe gözlü.

"Sınıfa mi gideceksin ranpo-kun?"

"Müdür yardımcısının yanına gitmem gerekiyor."

"Bir sorun mu var?"

Bir sorun olmamalıydı. Ranpo ve poe sürekli birlikteydi eğer bir şey olsaydı poe tabikide bilecekti!

"Gelince özel olarak konuşalım olur mu?"

"Özel olarak konuşmak istedi yosano"

"Dazai sus bir"

"İkinizde susun"

Poe kafasını yavaşça ağacın olduğu tarafa çevirdiğinde üç kafasının sarkmış, onları izlediğini gördü. Ellerini başına götürdü ve iç çekti.

"Belkide hiç bu işe karışmamalıyım."

"Hayır!"

Dazai koşarak poenin yanına gelmiş omzuna ellerini koymuştu.

"Bugün yapacaksın.".

"Çocuğu strese sokuyorsun dazai"

Hepsi birden aynı banka oturmuş sessiz bir şekilde bir şeyler düşünüyorlardı. Poe ve Ranpo'nun arasını yaptıklarında işte o zaman her birinin övünecek birer şeyi olacaktı!

"Ne demem gerekiyor.."

"Çıkma teklifi edeceksin işte."

"Daha önce kimseye etmedim."

Dazai şaşkınlıkla kafasını kaldırıp poeye baktı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı neden öyle duruyordu?

"Niye öyle bakıyorsun..?"

"Senin hiç sevgilin olmadı mı!"

Chuuya, sonunda yüksek sesten rahatsız olmuş, dazain kafasına bir tane vurmuştu. Bu ortamda gerçekten konuşmak zordu ve poe sadece iç çekerek önüne döndü. Hislerine karşılık verilecek mi daha onu bile bilmiyordu.

"Ranpo-kun.. senden gerçekten hoşlanıyorum."

"Odun musun poe? Daha süslü ol."

"Ranpo-kun, senden gerçekten hoşlanıyorum ve birlikte yaptığımız her şeyi seviyorum. Sürekli sadece seni düşünüyorum, birlikte yapabileceğimiz şeyleri, yapmadığımız onca şeyi düşünüyorum. Her geçen gün gözlerinde daha çok kayboluyorum. Hayatımda yaşadığım en güzel tesadüfsün"

"Kabul etmezse ben ederim poe."

Bu sefer yosano yavaşça osamuya dönmüş, öylece onun suratına bakmıştı. Osamu ise susmuş arkasını dönmüştü.

"Acaba ranpo ne konuşacak senle."

"Bilmiyorum.."

~

Birkaç ders geçse de ranpo hala gelmemişti. Dazai sabrını tüketmiş, basketbol oynamaya gitmişti. Yosano ise hala poeyle bekliyordu. Poe gerçekten ranpoyu seviyordu ve yosano bunu onunla kaldığı her geçen saniye daha çok fark etmişti.

"Beklettiğim için üzgünüm."

Aniden gelen sesle ikiside irkilmiş, hatta poe bir anda ayağa fırlamıştı.

"Hoşgeldin ranpo-kun.."

"Hoşbuldum"

Poe artık hazırdı. Ranpo burdaydı, hisleri hazırdı, diyeceği şeyler tamamdı. Geriye kalan şey konuşmaktı.

"Ben dazaiye bakmaya gidiyorum"

Ranpo başıyla onaylayıp tekrar poeye döndü ve banka oturdu.

"Seninle bir şey konuşmam lazım."

"Benimde öyle."

Poe yutkunup başını kaşıdı. Yinede öncelikle müdür olayını sormalıydı.

"Neden müdürün yanına gittin"

"Konuşacağım şey onun hakkında aslında...okul değişiyorum poe."

Poe, bunu beklemiyordu. Kim beklerdi ki? Bir anda neden böyle demişti? Neden gidiyordu? Yanlış olan şey neydi?

"Neden"

Poenin sesi titremişti. Okul değişse bile yinede evine gidebilirdi ama değil mi?

"Tanışıyorum yıllar önce beni kurtaran fukuzawa-san evime geldi.. onunla kalmamı istedi poe."

Poe şu an ne düşüneceğini bilmiyordu. Ona gitme dese bile o gidecekti değil mi? İçindekileri açmanın bir lüzumu yoktu.

"Bir daha seni göremeyecek miyim...?"

Ranpo dayanamayıp yavaşça menekşe gözlü sarıldı. Onu gerçekten seviyordu, hayatına girdiği için şanslıydı.

"Söz veriyorum günün birisinde seni bulurum poe. Ne olursa olsun."

Poenin içi yanıyordu. Tarif edemediği bir duyguydu canı açıyordu. Gitmesini istemiyordu. Ağlamak istemiyordu.

"Gitmesen olmaz mı..?"

Ranpo konuşmadı. Poe bunu sevmemişti bu sessizliği sevmemişti.

"Söz verdin ranpo."

"Söz verdim."

Nöbetçi öğrencinin ranponun adını süslenmesiyle ranpo başını kaldırdı. Fukuzawa okul kapısının önünde ranpoyu bekliyordu. Onlar son kez sarılmıyordu. Bir sözleri vardı ve ranpo daima sözünü tutardı.
Poeden ayrıldığında ise poe, ranponun gözlerine bakmıyordu.
Ranpo gideceği sırada hızlıca ranponun yanağına bir öpücük bıraktı ve ordan ayrıldı. Susuyordu ama ikisininde diyecek çok şeyleri vardı.
Poe susuyordu ama diyecek çok şeyi vardı.

"Sözünü unutma ranpo."

Ranpoe-School Au⋆⭒˚。⋆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin